26 Ocak 2017 00:04

‘Hav’

‘Hav’

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Serin bir Sovyet sonbaharıdır. Dünya düz mü, yuvarlak mı tartışmalarının üzerinden henüz birkaç asır geçmiştir. Kilise halen “düz” diye direnmektedir. Komünistler bu işe bir son vermek için Layka adlı köpeği Sputnik 2 adlı uzay gemisine bindirip uzaya gönderirler. Kafasında cam kavanozla Layka uzaya geldiğinde tepeden dünyaya şöyle bir bakar ve Rusça “hav” der. Bu kilise için yeterli bir kanıttır. Evet, dünya düzdür. Dünyanın yuvarlak olması kilisenin ve kutsal öğretinin gücünü zayıflatacak, bilimin mutlak zaferini ilan edecektir ve kilise, bazı papazlar yuvarlak olduğunu bilse de, henüz kıvırma manevrasına ilişkin bir sav bulamadığından “düz” diye direnmek zorundadır. Kiliseye göre Ruslar Layka’ya, “Düz ise bir kere, yuvarlak ise iki kere hav de” demişlerdir ve Layka sadece bir kez “hav” demiştir.  

Layka tüm bildikleriyle uzayda ölür. Kilise sevinmiştir. Maazallah bir daha “hav” derse tüm foyalarının ortaya çıkma tehlikesi vardır. Komünistler yılmaz. Bu kez Yuri Gagarin’i hazırlarlar. Yuri bir insandır ve Rusça konuşmaktadır. Bir ilkbahar sabahında Yuri’yi giydirip Vostok adlı uzay aracına bindirip uzaya gönderirler. Yuri uzaya çıktıkça ayaklarının altındaki(?) dümdüz Asya ovaları yavaş yavaş yuvarlaklaşmaya başlamıştır. Uzay boşluğundan(?) dünyaya şöyle bir bakan Yuri,  yusyuvarlak olmasa da hafif basık mavi renkli bir küre görür ve Rusça “dünya yuvarlak” der.

Kilise önce Rusça’nın yanlış tercümesinden kaynaklandığını öne sürerek bu yuvarlaklık işini kabul etmez. Sonra kulaklarını, gözlerini ve diğer tüm duyularını bu fikre kapatır. Dünya belki düz değildir ama Galileo da kesinlikle haklı değildir. Dünya ne düz, ne yuvarlaktır kilise için.

“Peki nedir?” diye soranların soruları “Ham hum şaralop” türünden gargaralarla araya gider. Kilise direnir. Ama sonunda dayanamaz. Galileo’yu affeder. Bu dünyanın yuvarlak olduğunun ancak 6 yüzyıl sonra kabulü anlamına gelmektedir. Olan, sadece bir kez “hav” diyebilen Layka’ya olur.

Yıllar geçer. Galileo gibi biri çıkar ve canlıların evriminden bahseder. Kilise zinhar kabul etmez, direnir. Darwin denen sakallı Galileo’yu da sollamış, tüm canlıların tek hücreli bir canlının milyonlarca yıl içerisinde şekil değiştirmesiyle oluştuğunu söylemiştir. Darwin’e göre yaşadıkları ortama uyum sağlayabilen canlılar hayatta kalabilmekte ve uyum sağlayamayanlar yok olmaktadır. Yüz milyonlarca yıl içerisinde bazı canlılar yok olmuş, bazı canlılar gelişerek çoğalmış ve bu günkü 1 milyon 350 bin çeşit hayvan ortaya çıkmıştır. Bunların 1 milyon 300 bini omurgasız, 1 milyon yüzeli bini de böcektir(!). Sadece 4 bin 500 tür memelidir.

Sümer yazıtlarına göre tufan olur ve dünyayı sular kaplar. Balıkları saymazsak 1 milyon 320 bin hayvandan birer çifti, sonradan Asurlarda Utnapiştim, Tevrat’ta Nuh olan  Sümerli Ziusudra’nın gemisine biner. Sonrası malum.

“Yahu 1 milyon 320 bin çift mahlukat tufanı duyunca hemen nasıl Ziusudra’nın gemisini bulur. Gemi ne kadar büyüktür ki, içinde filler, dinozorlar da olan 1 milyondan fazla hayvan (insan dahil) bu gemiye sığar. Mesela gemide aslan var mıdır? Aslan varsa koyunu neden yemez” gibi anlamsız soru soranlara Yuri Gagarin ve Layka muamelesi yapılır. Kilise onları ve Darwin’i “İflah olmaz Sümer karşıtı” ilan eder. Kiliseye, Sümer tapınaklarına ve Mısır piramitlerinin rahiplerine göre Darwin tıpkı Galileo gibi çok haksızdır ve milli iradeye karşı gelmekle çok ayıp etmektedir.

Bir kere “hav” diyebilen Layka haklıdır.

İyi mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa