İnsan, ülke, sağlık
Fotoğraf: Envato
An gelir insanın ağrımayan tek bir yeri kalmaz. Parmağımızı kaldıracak mecalimiz olmayabilir. Ateş, üşüme, titreme, kilo kaybı, iştahsızlık da cabası. Bazen bunun adı Brusella hastalığıdır, bazen de bir başka bir tanı. Tedavisi mümkün mü mümkün; ta ki bir hekim teşhisi doğru ve zamanında koysun. Peki, her daim zamanında tanı konabiliyor mu; elbette hayır! Nedeni ne derseniz, tam pişirilmemiş veya pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri. Özellikle bu hastalığın sık görülmediği bölgelerde, ülkelerde deneyim eksikliği nedeniyle tanı gecikmelerine daha sık rastlanılıyor.Tedavisi ise antibiyotik...
Soru şu: Süt, taze peynir, pastörize edilmemiş yoğurt ile bulaşma ihtimali var diye bu besin değerlerinden vaz mı geçeceğiz? Üç yıldır tanı almamış ‘kötürüm’ bir Brusella hastasına bakıp amansız bir hastalık mı belleyeceğiz? Bel fıtığından romatizmaya cümle hatalı / eksik tanılarla tedaviye başlayıp aylarca sonuç alamayan “tek akıl / tek deneyim” kalmayı yeğleyen hekimliği hiç mi sorgulamayacağız? Elbette ki hayır...
Nicedir ülke bir hasta misali kanıyor. Acı, öfke, isyan, güven kaybı sıradanlaştı. Savaş, çatışma, kriz, kutuplaşma gerçekliğimiz. İnsan misali ülkenin ‘ağrı’ duymayan tek bir yeri yok. ‘Ateş’ yitip giden gencecik fidanların evlerinin üstüne düşmekte, ruhlarımız ‘üşümede’, diller lal olmuş ‘titriyor’, kurumlar günbegün ‘zayıflatılıyor’. Tanı elbette Brusella vb. değil! Böyle bir ahvalde tek akıl / tek deneyim / tek adam ise “çare” olarak dayatılmakta. Ne acı! Demokratik kitle örgütlerinin topyekün kapatılması, demokratik siyaset kanallarının OHAL marifeti ve KHK ile kapatılma süreci Brusella’nın müsebbibi diye süt ve süt ürünlerini yasaklamaya yeltenmeye ne kadar da benziyor!
İnsan / ülke, hastalık / sosyal ve siyasal kötülük hali birlikte anılınca barış / savaş, hastalık / iyilik peşi sıra akla düşüyor. Oysa ne barış savaş kelimesinin zıt anlamlısı ne de hastalık sağlıklı olma halinin! Bu mealde barış için sağlıklı olma hali ile benzerlik ne ise savaş ile hastalık hali arasındaki benzerlik de o orandadır diyebiliriz.
Sağlık “Salt bedensel ve ruhsal bir araz olmaması değil, aynı zamanda sosyal ve siyasal iyilik hali” madem, ülkede barış, gündelik hayatta barışık kalma şart, öyle değil mi? Bu bağlamda yeni anayasa ve “başkanlık” süreci sağlığın temel belirleyenleri olarak karşımıza çıkacak şüphesiz. Dışında kalmak sağlıklı kalma hakkından peşinen feragat etme anlamı taşıyor.
Sağlıcakla kalın.
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10
- Ne sağcılar ne solcu: Sağlık ideolojisi 31 Ocak 2024 04:40
- Eş değer ilaç, doğala özdeş gıda ve algı yönetimi 24 Ocak 2024 04:36
- Bedene, ülkeye, aydınlanmaya biraz daha ışık 17 Ocak 2024 04:10
- Kızamık yine yeniden 10 Ocak 2024 04:33