14 Ocak 2017 01:00

Vatana ihanet konusu

Vatana ihanet konusu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Her politik karar, her tartışma, maalesef, ne denli aklıselim ve mantıksal düşünceden uzak olduğumuzu ortaya koyuyor. Bu durum, birincisi ve en önemlisi düşünce kütlüğü ve düşünme isabetsizliğinin, ikincisi ise çaresizliğin ifadesi olarak ortaya çıkmaktadır.

Kurdaki yükselişte, iç ve dış nedenlere bakmadan insanların dolar bozdurmasına salık verildi. Aklı başında hiçbir insan kur yükselirken döviz bozdurarak servet kaybına uğramak istemez. Muhtemelen bundan dolayıdır ki, piyasadan gelen haberlere göre, yurdum akıllı insanı dolarını avro ile değiştirmiş ve böylece ulu emre şeklen uyduğunu, ileride işe yarar endişesi ile, kayda geçirmiş oldu. Trump etkisi ile dünyada dolar değer kaybederken, en şiddetli düşüş lirada yaşanıyorsa, sorunun nedenini iç politikaya aramamız gerekirken, insanlara dolar bozdurmalarını salık vermek ancak olumsuz gidişatı biraz daha derinleştirici isabetsiz politika olarak yorumlanabilir. Nitekim sonuç da ortada!

İnsanlarımızın üç beş kuruşluk dolarlarını hamasi duygularla(!) bozdurması, dolarları toplayanlara yarar. Bozduranlara zarar oluşturmasından fazla bir etkisi olmadığı görülmüş olmalı ki, böylesi abes talep terk edilerek şimdilik iş Merkez Bankasına bırakılmış gibi gözüküyor. İktisat öğretisinin birinci sınıf derslerinden de bilinir ki, Merkez Bankası bir ülkede piyasaya döviz sürerse, döviz arzı artmış olacağından kur geriler. Nitekim Merkez Bankasının müdahalesi etkili olmuş olacak ki, geçtiğimiz hafta sonuna doğru böyle bir kur gerilemesi yaşandı. Meseleleri doğru algılayarak Merkez Bankası müdahalesinin orta dönemde fazla etkili olamayacağını düşünürsek, böyle bir müdahalenin bankanın rezervlerini eritme riski yanında, kur manipülasyonu zenginlerinin işine yarayacağını ileri sürebiliriz. Şöyle ki, müdahale esnasında düşük kurdan döviz alan para babaları ve güçlü finans kuruluşları, kur yükselince bankanın rezerv kaybı pahasına olağanüstü kâr sağlamış olurlar. Demek ki, iç politikada kuru tetikleyen olumsuzluklara son vermeden bankanın müdahalesi, bankanın aleyhine, para babalarının ise lehine sonuç verebilir. Kapitalizmin gelir bozucu bir alanı da bu olsa gerek. Ekonomi gerilerken de ilerlerken de, daima yoksullar aleyhine, para babalarının lehine sonuçlar ortaya koyar.

Ülke sevdalılığının yeni projelerinin gündeme taşınmaya başlandığı sezilmektedir. Yeni çılgın proje doğrultusunda, belirli tutarın üzerinde yatırım yapanlara vatandaşlık verilecek. Bir tür politik vatandaşlığın küresel ihaleye çıkarıldığı anlamına gelebilecek böylesi politikanın ülkeye yarardan çok zarar getireceğini belirtmek her vatandaşın görevidir. Yıllar öncesinde özelleştirmelerin bir tür yabancılaştırma olduğu dile getirilirken, yabancı firmaların olağanüstü alan kaplamasına koşut olarak politik kararların da söz konusu çıkar çevreleri lehine, dolayısıyla halkın genel çıkarları aleyhine şekillenebileceği ifade edilmişti. Günümüzün döviz dalgalanmalarının finans kesiminin büyük bölümünü işgal eden kuruluşlar eli ile tetiklenmediğinin kanıtlanması çok zordur. Kurun yükselişinin, işlem türüne göre, her firmayı çok farklı etkilemesi nedeniyle hangi alandakilerin böylesi işlere tevessül edebileceği uluorta söylenemez. Ancak, böyle bir risk daima ortadadır. Çok basit şöyle bir hesap yapalım. ABD’ye giden vatandaşlarımızın orada mülk satın alarak vatandaşlık hakkı elde ettiğini düşünelim. Aynı örneği, tersinden, herhangi bir ABD’linin de Türkiye’de mülk satın alarak ya da yatırım yaparak vatandaşlık elde ettiğini düşünelim. Bu örnekte ABD’nin servetinin ne kadarı Türkiye’de nasıl bir avantaj sağlayabilir, Türkiye’nin servetinin ne kadarı ABD’de ne kadar bir avantaj sağlayabilir? Vatana ihanet tartışmaları açısından hesabı böyle yapmak durumundayız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...