13 Ocak 2017 01:00

İkiyüzlülük: Cinci sendikadan cinsçi, dinci, mezhepçi reform önerileri

İkiyüzlülük: Cinci sendikadan cinsçi, dinci, mezhepçi reform önerileri

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cinler ateşten insan balçıktan mı yaratıldı, cinlerle evlilik mümkün mü ve caiz mi, cennetten hangisi önce kovuldu, bunlar ilahiyatın soruları da, günlük dilde cincilik daha çok kendi çıkarları için olgu ve olayları evirip çevirme anlamına gelmektedir.

“Laftan önce lafı söyleyene bak” diye hatırlatmada bulunuyor bir arkadaşım. Ben yine de lafa da bakmaya çalışacağım.

Bugün Eğitim-Bir-Sen’in “Gecikmiş Bir Reform. Müfredatın Demokratikleştirilmesi” başlığı ile sunulan cinsçi, dinci, mezhepçi raporu hakkında yazacağım.

Eğitim-Bir-Sen, ABD-Batı görmüş birkaç hocayla birlikte, gerekçeleri ile önerileri 180 derece zıtlık içeren, esası iki yüzlülükten oluşan yeni bir rapor daha yayımladı.

Eğitim-Bir-Sen işine gelmeyince gerekçe olarak “özgürlük”, “demokrasi”, “analitik ve eleştirel düşünce”, “bilimsel etkinliğin özünü teşkil eden kuşkuculuk”, “farklı perspektifler” gibi bilimsel ve pedagojik ilkelere göndermeler yapıyor. Rapordan birkaç alıntı verilmesi yeterlidir:

“Bir diğer örnek de harf inkılabına dairdir. ‘Bu alfabeyle okuma yazmayı öğrenmek son derece zordu.’ gibi tarihsel ve bilimsel açıdan tartışmalı bir ifadenin mutlak doğru sayılması sorunludur. Öğrencilerin bu tür tartışmalı konularda farklı ve alternatif perspektifleri öğrenmeleri, analitik ve eleştirel düşüncelerinin gelişmesine yardımcı olacaktır.” (s.52)

“Coğrafya dersi öğretim  yer alan, ‘Hiçbir gezegen dünya benzeri bir atmosfere sahip değildir’ şeklindeki kesin ifadeler bilimsel etkinliğin özünü teşkil eden kuşkuculuk açısından tasvip edilemez niteliktedir.” (s.53)
“8. sınıf ortaöğretim Türkiye Cumhuriyeti inkılap tarihi ve atatürkçülük dersi programları ile (…) demokrasi ve insan hakları dersi öğretim programı bağlamında ulaşılmak istenen kazanımlar arasında çelişkiler ve çatışmalar vardır. (…)  Özellikle hak ve özgürlüklere yönelik saygı geliştirmek, hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği veya kısıtlandığı durumları fark etmek, (…)  çeşitliliğin barış içinde varlığını sürdürebilmesi için ön yargı, sosyal dışlama ve ayrımcılığa karşı çıkmak (…)” (s.68).

Ancak “din kültürü ve ahlak bilgisi” dersi ile seçmeli din derslerinin tümü bu ilkeler açısından çok daha problemli bulunduğu, hatta insan hakları ihlali oluşturduğuna dair mahkeme kararları bulunduğu halde bunlara hiç değinilmemektedir. Zorunlu ve seçmeli din derslerinde, bu saydıkları ilkelerin tam tersine bu derslerin azaltılması değil laiklik ile ilgili mevcut konuların daha da azaltılması önerilmektedir. “ (s.61)

 

Cinciliğin Bini Bir Para: Temel Eğitimde 6-8 Saate Karşılık 30 Saat Din Dersi

Zorunlu ve seçmeli din dersleri ile ilgili pek çok tekrar olduğu (s.80-83) aslında bu derslerin amaç dışı ve çok fazla koyulduğunun dolaylı bir itirafını oluşturmakla birlikte bu derslerin azaltılması veya kaldırılması yönünde tek bir ibare geçmemektedir.

OECD ortalaması ile kıyaslamalı şekilde “Son olarak, din/etik/ahlak eğitimi derslerine OECD ülkelerinde ortalama yüzde 5 oranında zaman ayrılmaktayken Türkiye’de ise yüzde 2 oranında bir zaman ayrılmaktadır.” (s.102) şeklinde vurguda bulunmaktadır. Ancak çoğu ülkede bunun seçmeli olduğunu belirtmemektedir. Dahası ilk 8 yıllık eğitimde Türkiye’de AB ve OECD ortalaması seçmeli 6-8 saat din-değerler dersine karşılık Türkiye’de 10 saati zorunlu seçmelilerle birlikte 30 saat “İslâm” dersi bulunmaktadır. Raporda da “İlkokulda bu derslere ayrılan zaman daha az iken ortaokulda daha fazladır.” (s.104) denmektedir.

 

Liselerde 1-2 Saat Seçmeli Değerler Eğitimine Karşılık 26 Saat Din Dersi

Liselerde ise Türkiye’deki oran çok daha artmaktadır.  OECD toplamında 1-2 saat “etik” veya “değerler ve normlar” dersine karşılık Türkiye’de programda 4 saati zorunlu 26 saat din dersi bulunmaktadır.

Eğitim-Bir-Sen işine gelmediği için imam hatip ortaokul ve İHL’yi kıyaslamalı tablolara hiç dahil etmemektedir.

 

Cinci, Cinsci, Dinci, Mezhepçi Reform Talebi

“Demokratik ve vesayetçi anlayışlar” ile “T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi, ortaokul ve lisede müfredattan çıkarılmalı, dersin konuları tarih dersleri içine dahil edilmelidir.” önerisinde bulunulurken bu önerinin tam tersi bir anlayışla “Türkiye’de din ve ahlak eğitimi birinci sınıftan itibaren verilmelidir.” (…) “ses temelli bir Kur’an okuma öğretim programı yapılandırılmalıdır.” “15 Temmuz 2016’da yaşanan hain darbe girişimi ve bu girişimin milletin doğrudan müdahalesiyle püskürtülmesi de öğretim programlarında yer almalıdır.”(s. 110-114) gibi çeşitli öneriler getirilmektedir.

Eğitim-Bir-Sen gerekçelerde sıraladığı bilimsel pedagojik ölçütlerin tam aksine “cinsçi-tek cinsli okul ve sınıfları”, “dinci-mezhepçi müfredatları”, normatif-özcü bir eğitimi önermektedir.

Gerisi cincilik ve takiyecilikten ibaret bulunuyor.

Bu raporu yazanlardan ricam; çocuklarımıza ve okullarımıza gölge etmesinler yeter.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa