30 Aralık 2016 00:45

Başakşehir

Başakşehir

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Spor Toto Süper Lig’in ilk bölümünü Başakşehir lider tamamladı. Yüksek miktarlarda para harcayıp kadrolarını “yıldız” oyuncularla donatan takımların yanında mütevazı sayılabilecek bir oyuncu grubuyla mücadelesini sürdüren Başakşehir’in performansından alınması gereken çok ders var. Tabii almayı bilene!.. Başakşehir gerçeği göz önünde olmasına rağmen yeni pahalı transferler yapmak için fırsat kollayıp gün sayan pek çok kulübün varlığına tanık olmak, futbolun geleceği adına umut kırıcı. Anlaşılan hiçbir zaman, günü kurtarma kaygısından ve bu kaygı doğrultusunda hayata geçirdikleri, “Bastır parayı, al yıldızları, hedefine ulaş” şeklinde özetlenebilecek “aldatıcı/göz boyayıcı” anlayıştan kendilerini uzak tutamayacaklar. Belli ki misyonlarını “kahraman” aramakla/bulmakla sınırlamışlar...

Transfere doymayan, her fırsatta kadrosunun yetersizliğinden dem vurup yeni transfer talebinde bulunan teknik direktörlerin yanında elindekilerle yetinen ve yol almaya çalışan Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı’nın hakkını teslim etmek gerekiyor. Volkan Babacan, Emre Belözoğlu, Bekir İrtegün, Yalçın Ayhan, Uğur Uçar, Mahmut Tekdemir, Mehmet Batdal, Ferhat Öztorun, Mustafa Pektemek gibi yaşlı sayılabilecek oyunculardan oluşan omurga ve ona monte ettiği yabancı oyuncular ve genç yeteneklerle ortaya koyduğu performans takdire değer. 

Üstelik yaşlı kategorisine girenlerin birçoğu zamanında “üç büyükler”de ter dökmüş, sonradan “işe yaramaz” denilerek kulüplerinden uzaklaştırılmış oyuncular. Yani diğer bir deyişle kendilerinden “umut kesilmiş” futbolcular. Tabii burada deneyim faktörünün önemine de dikkat çekmek lazım. Yaşadıklarını biriktirip sindiren ve gelişme sürecinde yararlanabileceği dersler manzumesine dönüştürmeyi başaran oyuncuların zamanı avantaja çevirip fark yaratabildiklerini görüyoruz...

Kariyerine altyapı hocası olarak başlayan ve uzun yıllar altyapılarda görev yapan Abdullah Avcı için yüksek yaş ortalamasına sahip takım çelişki gibi görünse de, “ıskartaya çıkmış” oyuncuların verimini artırıp mevcut grafiğe ulaşmak da kuşkusuz küçümsenmeyecek bir başarı...

Başakşehir, ligin ilk bölümünü yenilgisiz kapayan tek takım, ayrıca 34 gol atan Fenerbahçe’nin ardından 31 golle ligde en çok gol atan ikinci takım ve 11 golle de ilk bölümün en az gol yiyen takımı... 16 maç sonunda ulaşılan bütün bu rakamsal göstergeler Başakşehir’in adımlarını sağlam attığının ve ligin zirvesinde yer almasının tesadüf sayılamayacağının kanıtları.

Başakşehir diğer kulüplerin tersine bireysel performanstan çok, dayanışmanın yoğun biçimde hissedildiği takım oyunu sergileyerek sonuca gitmeye çalışıyor. Şimdiye kadar bunu gayet güzel becerdiler. Bu performansı bundan sonra da sürdürememeleri için bir sebep yok. Kadrolarının görece darlığı sıkıntı yaratma ihtimali barındırıyorsa da Abdullah Avcı gibi çok boyutlu düşünebilen teknik adamlar her zaman için en kötü senaryolara karşı hazırlıklıdırlar ve kafalarında alternatif planlar bulundururlar. 

Abdullah Avcı’nın kendi oyuncularının yanı sıra, rakipleriyle ve medyayla da sağlıklı iletişim/diyalog kurması, eleştiri ve özeleştiri mekanizmasından kendisini geliştirecek şekilde yararlanmayı bilmesi Başakşehir’in bir diğer avantajı. 

İşini doğru yapmasını bilen teknik direktörlerin takıma katkı yapmak anlamında ne kadar büyük rol oynadığının bir örneği Avcı. Demek ki oyuncuların kim olduğundan çok, onların maçlara nasıl hazırlanacağı ve maçlarda nasıl kullanılacakları önemli...

Başakşehir, ligin ilk bölümünü yenilgisiz lider olarak tamamlıyorsa, sezon sonunda aynı tablo neden gerçekleşmesin ki? 16 hafta sonunda bulundukları yer, şampiyonluk inançlarını pekiştirmeye yeter. Yeter ki öz güvenlerini ve umutlarını yitirmesinler.

Şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir ki; futbolda, paraya değil bilgiye güvenen ve emeğin değerini bilen insanlarla aşama/gelişme kaydedilir...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...