28 Aralık 2016 00:50

Kamusal bir alan: Gözler

Kamusal bir alan: Gözler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gözler sahne mi yoksa dışımıza açılan bir pencere mi? Ya da bir “kamusal alan” mı? İşte o gözler, misal poliklinikte sıra bulamamış bir yaşlı hasta için değerlidir: “Randevu almayı bilmiyorum. Sabahtan erken geldim oysa, ama sıra vermiyorlar!” 

Yakın zamanda devlet hastanelerinde uzman hekimlere muayene olabilmek randevu almadan mümkün olamayacak. Sağlık Bakanlığı giderek hasta hekim ilişkisinde bir “kamusal alan” olarak tanımlanabilecek gözlerimizi sağlık çalışanlarından başlayarak tasfiye etmeye başladı diyebiliriz. Bildiğiniz üzere nicedir polikliniklerde tıbbi sekreter, hemşire olmadan çalışıyor hekimler. Hekimin gözleri bilgisayar ekranında, elleri klavyede, kulakları hastada... Hasta boşlukla konuşuyor adeta.

Hekimler en azından, sıra alamamış ama bir şey soracak hasta ile göz göze gelebiliyorken artık bu da mümkün olamayacak. Neden mi?

Malum birçok devlet hastanesinde beş dakika ara ile hasta randevusu veriliyor hekimlere. Ayakta gelen hastalara ayrılmış uzman poliklinikleri, muayene sırası kapasitesi son derece düşük. Başta yaşlı veya ızdırabı fazla olan hastalar olmak üzere hekimler kendi inisiyatifleri ile imza/kaşe atıp o hastaların muayene olmasını sağlayabiliyorlardı. Şimdilerde kimi devlet hastanelerinde şöyle bir uygulama başladı. Hekimlere deniyor ki; “Randevu veya sıra almamış hastalara kendi kabulünüz ile ne kadar hasta bakarsanız ertesi ay her gün o kadar fazla hasta için sizin adınıza ek randevu açacağız.” Yalın hali şu; madem o kadar hasta bakıyorsun işi garantiye alalım. Oysa hekimler çoğu zaman hastayı kırmak istemeyip muayene ettiklerinde ya mesaiden öğlen geç çıkıyorlar ya da akşam evlerine geç gidiyorlar.

Hekimin gözleri bilgisayar ekranında, elleri klavyede, kulakları hastada... Hasta boşlukla konuşuyor adeta

Diyelim ki bir hekim sabah hasta ricası ile fazladan altı hasta baksın. Bu, beşer dakikadan otuz dakika eder. Öğleden sonra da tahlillerini getiren yine aynı hastalar için beşer dakika daha ayırdığında gün içinde toplamda bir saati bulur. Bu durumda hekimi vicdanı üzerinden cezalandırırcasına bir sonraki ay randevu sisteminde her gün altı hasta daha fazla tanımladığında hastane idareleri her gün için bir saat daha fazla çalıştırmayı hedeflemiş oluyor. Diyelim ki hekim hastalarına yine deontoloji çerçevesinde hoşgörüyle yaklaşsın, ek muayene yapmaya devam etsin. Bunun anlamı, iki ay sonra kurumun hekime her gün 2 saat daha fazla çalışacak bir hasta randevusu vermesidir. Robot olmayı reddeden hekim ısrar ettikçe bu üç ay sonra üç saat, dört ay sonra dört saat daha fazla çalışmak anlamına gelir. Sizce bu mümkün mü? 

Denebilir ki bu uygulama ısrarla yaygınlaştırılıp sıkı bir denetime tabi tutulduğunda hekimlerin bırakın bir yaşlı hastayı, en yakın akrabaları, dostları için bile inisiyatif almaları mümkün olamayacak. İşte o an hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının gözleri artık halktan tümden kaçacak. Kanımca kamusal alanların en değerlisi gözlerimizdi. Şimdi hastanelerden başlamak üzere o da tasfiye ediliyor, aynen diğer kamusal alanlar gibi.

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...