İki kırmızı
Fotoğraf: Envato
Avrupa’da halen OHAL uygulanan iki ülke var: Türkiye ve Fransa. Bayraklardan kırmızı / beyaz Türkiye’ye, mavi/beyaz/ kırmızı Fransa’ya tarihlerinden miras. Kırmızı ortak! Misal Fransa bayrağında mavi özgürlük, beyaz eşitlik, kırmızı ise kardeşliği simgeliyor. “Kırmızı /beyazı” ve “Toprakları toprak yapan üzerindeki kandır/toprak eğer uğurunda ölen varsa vatandır” dizesini ise bilmeyen yoktur sanırım.
İki ülkenin iki önemli isminin son dönem açıklamaları bu bağlamda “Kendi bayraklarına atfettikleriyle” uyumlu. Misal Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault “Fransa ile Türkiye’deki OHAL yapısal olarak farklı. Fransa’daki OHAL’lerde yargının hâlâ bağımsızlığı söz konusudur” demekte.
Bizde ise Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan şöyle diyor: “Adalet herkese her konuda eşit davranılmasını gerektirmez. Tersine, farklı durumdakilere eşit muamele bazen adaletsizliğe yol açabilir. Mevlana’nın dediği gibi, ‘Suyu ağaca verdiğinizde adalet, dikene verdiğinizde zulüm olur’. Bu nedenle adalet her şeyi yerli yerine koymaktır, herkese hak ettiğini vermektir.”
Her ne kadar “Tesadüfler biz ne anlama gelmelerini istersek o anlama gelirler” diyorsa da Andrew Crumey, bu iki ülkeye ait güncel/yetkili tercihler çok da tesadüf olmasa gerek.
Peki, Anayasa Mahkemesi Başkanının bu sözlerinden sonra bu ülkede nasıl bir rüzgar esebilir? Misal, sağlık alanında da herkese eşit davranmamak mı gerekiyor? Hekimler hastalarına eşit davranmayıp, tırnak içinde hak ettikleri kadar hizmet verdiğinde adalet, Anayasa Mahkemesi aferin mi diyecek? Yine, öğretmenler eğitimde öğrencilerine her birinin ‘hak ettiği’ ölçüde mi eğitim verecek?
Anayasa’nın, yasaların, mevzuatın kullanana ve ihtiyaca göre yeniden ve yeniden “halkın iradesi” dışında muktedirlerce aşındırıldığı bir zeminde, OHAL, katliamlar, suikastlar, askeri ve sivil darbelerin gölgesinde tıbbın beyazı ne kadar beyaz kalabilecek bu koşullarda?
Sağlıcakla kalın.
- Kelimesini arayan duygular 15 Nisan 2024 04:46
- Yakındaki uzak, uzaktaki yakın: Tıbbın girdabı 08 Nisan 2024 04:40
- Dil ya da dilsizlik 01 Nisan 2024 04:48
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10
- Ne sağcılar ne solcu: Sağlık ideolojisi 31 Ocak 2024 04:40