18 Aralık 2016 00:51

Pakito Cumhuriyeti

Pakito Cumhuriyeti

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Salı günü iktidarın henüz susturamadığı muhalif yayın organlarını izleyenler “öğretmen” demeye dilimin varmadığı bir adam ile tanıştılar. Öğrencilerinin ellerine ipler tutuşturan, onlara asker selamı verdiren, sonra fotoğraflar çektiren ve internet üzerinde paylaşan bir adamla.

Aslında onu tanıyorduk. Belki saçları, sakalı, hatta duruşundan. Belki Madımak’tan, Maraş’tan, Çorum’dan. Belki de, Sinop’taki HDK heyetine yönelik linç girişiminden. O ölümü ve öldürmeyi seven, “leş” sözcüğünü kullanmaktan büyük haz alanlardan biri. İnternet üzerinden paylaştığı korkunç fotoğraflara, “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!” başlığını uygun görmüş.

Ne yapmaya çalıştığı belli. Büyüklerini dinlemiş, sınıfında “Şehitler Köşesi” oluşturmuş; 15 Temmuz ardından başlatılan kampanya uyarınca, “iman zaferi” ve “iman şehitleri” kavramlarını işlemiş. Çocuklar onun için oyun hamuru; birer oyuncak. Büyüklerinin istekleri doğrultusunda öğrencileri bir kalıp “hassas vatandaş” yapacak. Çocuklar ellerine verilen ister kalem, ister ip, ister bir silah olsun, büyükler ne istiyorsa yerine getirecekler.

Bu oyunu da biliyoruz. Şubat 2013’te yazmıştım. Çocuklara yapılmak istenenler İspanya’da diktatör Franco döneminde yapılanların aynısı. O dönemde üretilen ve “Pakito İspanya’nın hizmetinde” sloganıyla dağıtılan bir kes-yapıştır karakter vardı. Pakito (İspanyolca yazılışı Paquito) ile çocuklara üniformalar, militarizm ve faşizm aşılanmak isteniyordu. Kartondan kesilerek yapılan Pakito’nun sağ kolu hareket edebiliyordu. Çocuklar taktıkları kolu hareket ettirdiklerinde Pakito faşist selamı verebiliyordu.

Nedenini de biliyoruz. Faşist rejimler veya hareketler, olabildiğince erken yaştan başlayarak çocuklardan birer Pakito yaratmak ister. Tepedeki lider ne derse yapan, ona tapınan ve verilen emirleri sorgulamayı bir ihanet sayan Pakitolar, bir sivil ordu gibidir. Her yerde bulunan acımaz bir güç oluşturmaları hedeflenir. Liderin olmadığı yerde, lideri onlar temsil edecektir. Bu bir çeşit tapınmadır çünkü lidere inanç tamdır.

Türkiye’deki linç girişimleri tam Pakito işidir. Rejimin yarattığı, koruduğu ve istediği zaman devreye soktuğu “hassas vatandaşlar” Türkiye’deki muhalifleri hizaya sokmak için her zaman hazır bekliyor, bekletiliyor. Madımak’ı yakanlar bir Pakito sürüsüydü. Romanları Selendi’den süren “hassas vatandaşlar” da Pakitolardı. Hrant Dink’i öldüren beyaz bereli ve arkadaşları da birer Pakito’ydu.

Gelelim çocuklara cellat olmayı öğretmek, darağaçlarını sevdirmek isteyen, fotoğraflar çektiren adama. O da bir Pakito, bir Pakitocuk. Çocuklara asker selamı verdiren, izciliği milis yetiştirmek için kullanan Pakitolardan biri. Çocuklardan Pakitolar yaratmaya çalışan biri. Dertleri hep aynı. “Altın Nesil”, “Asım’ın Nesli” vb. bir milis ordusu üretmek...

Bu çaba apaçık ortada. Türkiye’de var olan, delik deşik de olsa var olan ilerici gelenek yok edilmek isteniyor. Çocukları dünyanın en geniş ufukları ile buluşturmaya çalışan öğretmenler ve sendikal gelenekleri yok edilmek isteniyor. Çocuklara saygı duyan, çocuklara değer veren, “çocuğun üstün değeri” anlayışını kavramış kişi ve kuruluşların hepsi tehlikede. İktidar ve milisleri, Pakito Cumhuriyeti kuruyorlar.

Maraş, Çorum, Sinop. Keçiören, Üsküdar. Cizre, Şırnak, Suriye, görev yeri fark etmez. Üniforma olsun olmasın, fark etmez. Pelitli’den Agos’un önüne gelen genç gibi beyaz bereli de olabilir. Önemli olan, berenin altı. Berenin altı kin, nefret ve cehalet dolu. O berenin altı korkunç bir yer; çok karanlık bir yer.

Rakel Dink, o karanlığı 2007’de şu şekilde anlatmıştı: “Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim.”

Bugün Türkiye kendilerine söyleneni yapan sadık milislerle dolu. Kendilerine yapılanın aynısını çocuklara yapmak istiyorlar. Doğan her bebeğe karanlığı aşılamak istiyorlar. Ama biliyoruz ki, Franco’nun Pakito Cumhuriyeti çöktü, gitti. Çocukların gözlerindeki pırıltıyı öldüren, onları karanlığın neferlerine dönüştürmek isteyen rejimler kendilerini karanlığa gömerler. Her Pakito Cumhuriyeti kendi karanlığı içinde, tüm toplumu acılar içinde bırakarak yok olup gider. Çocukların gözlerindeki parıltıyı söndüren hiçbir rejim kalıcı değildir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...