14 Aralık 2016 00:28

Tehlikeli yönelimler

Tehlikeli yönelimler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hükümetin açıklamalarını ve yaptıklarını dikkatli olarak takip ettiğinizde Rojava Kantonları’na bir harekat planladığı ve bunu gerçekleştirmek için koşullarını oluşturmaya çalıştığı anlaşılıyor.
Beşiktaş Katliamı’nı Hükümet bir fırsata çevirip, bir taraftan içeride HDP’nin tasfiyesini hızlandırmak, diğer taraftan Kobanê ve Afrin’e askeri harekat yapmak istiyor. Hatırlanacağı üzere, Gaziantep Katliamı Suriye’ye yapılan askeri harekatın resmi gerekçesi ilan edilmişti. Yandaş basın ve milliyetçi kalemler de bu politikaları destekliyor. Bu satırların yazıldığı saatlerde toplanacak liderler zirvesinde de belki bu konu konuşulacak.
Rojava’da askeri harekat yapılmasına ABD karşı çıkıyor. ABD Savunma bakanının iki gün önce gelişi de belki bu konuyla ilgilidir. Rusya ve İran’ın da böyle bir operasyona karşı olduğu biliniyor.
ABD, İran, ABD, Suriye ve PYD-YPG’ye karşı Kobanê ve Afrin ya da en azından Fırat’ın Batısı’nda askeri hareket yapabilir mi Türkiye? Görüldüğü kadarıyla bu bir çılgınlık olur. Uzun sürecek bir savaşı başlatır. Ama, hayır, AKP Hükümeti bunu yapmaz da diyemiyoruz. Bugüne kadar yaptıkları, AKP’nin daha neler yapacağını gösteriyor.
İçeride ise her türlü demokratik muhalefete saldırıyor Hükümet.
Beşikteş Katliamı’nı fırsat bilip yeni bir gözaltı furyası başlattı. Terör operasyonu dedikleri gözaltıların terörle ilgisi olmadığı görülüyor. Belli ki, en üstten bütün HDP’lileri toplayın diye talimat verilmiş polise. Valilik ve kaymakamlıklara verilmiş, il ve ilçe yönetimlerini gözaltına alıyorlar. Hiç bir ayrım gözetmeksizin. Bir de haklarında dava açılmış ve davaları devam edenleri. Örneğin, bu furya içinde Adana’da avukat Tugay Bek’i de gözaltına aldılar. Tugay Bek HDP’li değil EMEP’li ama bir önceki seçimde seçim ittifakı nedeniyle HDP’den aday olmuş, bu nedenle birileri bir yerlere ismini HDP’li olarak kaydetmiş muhtemelen. Avukat Bek’in terörle bir ilgisinin olmadığını dünya alem biliyor ama AKP için bunun hiç önemi yok. Onlar zaten terörle mücadele değil muhalifleri tasfiye etmek derdindeler.
AKP’nin muhalefete saldırısına topyekün karşı çıkılmadığında, HDP’den sonra diğer muhalif parti ve örgütlere sıra gelecek, sonra da CHP’ye. CHP, dilerim “terör baskısı ile” AKP’nin tasfiye operasyonuna daha önce yaptığı gibi destek vermez. Sonra sıra kendine geldiğinde destek bulacak kimse kalmayacak. Bütün diktatörlüklerde süreç böyle işledi.
CHP sanıyor ki, AKP’nin milliyetçi ve antidemeokratik politikalarını sert bir şekilde eleştirirse AKP’den almayı planladığı oylar CHP’ye gelmeyecek, ulusalcı seçmenler CHP’yi terk edip Vatan Partisi ya da MHP’ye gidecek. Oysa, CHP demokrasi güçleri ile birleşip AKP’nin iç ve dış politikalarına karşı radikal bir muhalefet yapmazsa ne seçim kalacak, ne CHP. Başkanlık ve dar bölge sisteminde CHP kaç milletvekili çıkarabilecek? Bir de AKP’nin o bölgeleri büyükşehir operasyonlarında yaptığı gibi  ince hesaplarla oluşturacağını düşündüğünüzde. CHP’nin yüzde kırk iki oy alan eski liderlerinden Bülent Ecevit’in 1974-1977’de neler yaptığını inceleyin hiç olmazsa. AKP’nin tehlikeli yönelimlerinin önüne bütün demokrasi ve emek güçleri başka bir hesap yapmadan sadece demokrasi ve temel haklarımızın yeniden kazanılması için dikilmeli. Yarın çok geç olacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...