09 Aralık 2016 00:50

Adalet mi dediniz?

Adalet mi dediniz?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünyanın düzeni eşitsizlik ve adaletsizlik üzerine kurulmuşken, futbolda şaşmaz bir adalet beklentisine girmek ne kadar mantıklı?
Hakemler futbolun “adalet dağıtıcısı” olarak algılandıkları için adalet arayışı da sadece onlar üzerinden yürütülüyor. Yaptıkları hatalar sonrasında ise kolayca hedef tahtasına konulup sonu “lince” kadar uzanan türlü saldırılara maruz kalabiliyorlar. Hakemleri suçlamak, sorumluluklardan sıyrılmanın, öz eleştiriden ve hatalarla yüzleşmekten kaçınmanın da en kolay yolu aynı zamanda.

Kendilerini, “Adaleti hakem sağlar” yanılsamasına kaptıran insanlar, futbol düzenindeki adaletsizliğin asıl sebeplerini görmekten acizler...

Her şey bir yana, hangi kulüp hakemleri baskı altına almaya çalışmıyor ki? Herkes gücü yettiğince baskı yaratarak, lobi faaliyetine girişerek hakemleri etkilemek peşinde. Sportif açıdan tam bir utanç ve çürümüşlük göstergesi olan bu durum, oyunun doğal bir parçası sayılıyor artık... 

Bir de hakem kararlarında mutlak standart beklediklerini söyleyenler var. Oysa futbol, özellikle ikili mücadele bağlamında sonsuz pozisyon çeşitliliği barındıran ve bunların çoğunun da insan gözüyle doğru bir şekilde süzülmesinin, değerlendirilmesinin mümkün olmadığı bir oyun... Söz gelimi iki oyuncunun birbirine temas ettiğini gören bir hakem, mücadeleye girişmiş iki vücudun karmaşık görüntüsü içinde -bariz bir itme, çekme, vurma durumu yoksa- temasların şiddetini asla anlayamayabilir. Temas aynı zamanda itme, çekme, vurma içeriyor mu, içeriyorsa bunun şiddeti ne? Sonuçta fiziksel temasın şiddetiyle ilgili olarak yine sonsuz birim barındıran genişlikte bir skala söz konusu... Yani kısaca, temaslı mücadeleye bir dereceye kadar izin verilen ve bazı temasların şiddetinin gözle anlaşılmasının mümkün olmadığı bir oyunda, “Hakemler kararlarında standart tuttursun” demek, hödüklükten başka bir şey değil... Yorum varsa, standart olamaz zaten... 

Adaletsizliğe isyan edilecekse hakemlerden önce, futbol düzenini eşitsizlik, adaletsizlik üreten kurallar üzerine yapılandıran kurumlardan ve bu düzene paşa paşa uyum sağlayan kulüplerden işe başlamalı. Madem oyunu size sunulan/dayatılan şekliyle kabul ediyorsunuz, o zaman başınıza gelenlere de şaşırmayacaksınız. 

Herkesin gücü yettiğince oyun dışı faktörlere yöneldiği ve bunları devreye sokmak için fırsat kolladığı bir düzende, zaman zaman mucize sayılabilecek sürprizler yaşansa da genel olarak saha içinde ve saha dışında daha güçlü olanlar yola devam eder. Gerek ekonomik bakımdan, gerekse de uluslararası alanda elde ettikleri başarılarla futbol tarihine iz bırakma açısından aralarında derin farklar bulunan kulüplerin, oyunun teknik kısmındaki ağırlıkları gibi lobi güçleri de elbette eşit olamaz... 

Ayrıca, adalet arayışında inandırıcı olmak istiyorsanız, kendi lehinize yapılan, yani işinize gelen hakem hataları sonrasında da sesinizi çıkarmak zorundasınız. Aleyhinize yapılan hakem hatalarında ortalığı velveleye verip işinize gelen hatalar karşısında suspus kalmanın adı ikiyüzlülüktür. Mesela deplasmandaki Napoli maçının sonrasında Aboubakar’ın attığı üçüncü golün ofsayt olduğunu söyleyebilseydiniz, şimdi isyan ederken çok daha tutarlı ve inandırıcı bir görüntü verebilirdiniz...

Her şey bir yana, bir takımın 10 kişi kalmasıyla birlikte büyük bir çözülmeye ve yıkıma uğraması, hakem faktörü dışında başka ciddi sorunların varlığına da işaret eder. Çözülmenin nedenleriyle yüzleşmemek ve bunu sadece hakemle ilişkilendirmek, yeni yıkımlara zemin hazırlamaktan başka bir anlama gelmez...

Şunu da hatırlamanın sırasıdır... “Büyükler” Süper Lig’de, özellikle kendi sahalarındaki maçlarda hakemleri baskı altına alıp lehlerine hata yapmaya zorlayarak maç kazanıyorlar. Avrupa’da ise hakemleri etkileme gücü onlardan daha fazla olan kulüpler karşısında Süper Lig’deki Anadolu takımlarının durumuna düşüyorlar... Anadolu takımlarının İstanbul’daki maçlarda neler çektiğini artık daha iyi anlıyorlardır!..

Adaletsizliği, eşitsizliği her yerde aramak ve ortadan kaldırmaya çalışmak lazım. Türkiye’deki adaletsiz ortama -işlerine geldiği için- ses çıkarmayıp Avrupa’da “adalet” çığlıkları atmak komik oluyor!..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...