‘Asgari ücret sözleşmesi’ en büyük TİS olacaksa...
Fotoğraf: Envato
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2017 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek için ilk toplantısını dün yaptı.
Türk-İş, ve DİSK 2017 yılında asgari ücretle ilgili taleplerini açıkladılar. Türk-İş, 1600 TL net asgari ücret isterken DİSK’in ise 2 bin TL asgari ücret istediği belirtildi. Hak-İş, asgari ücretle ilgili “resmi” bir belirleme yapmış değil. Ama Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Toruntay, “Yok 1600 lira olsun, yok şu kadar olsun deniyor, bu rakamların biraz daha gerçekçi olması lazım” diyerek, Türk-İş’in teklifine bile “gerçekçi değil” deme noktasında.
Patronlar ise geçen yılki 1300 liradan şikayetlerini sürdürürken, “Yüksek asgari ücretin çalışma barışını ve toplumsal iş sözleşmesi düzeni”ni olumsuz etkilediğini savunuyorlar.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci patronlardan bile bir adım daha ileri çıkıp, “Milli gelire oranla dünyada en yüksek asgari ücretin Türkiye’de uygulandığını” savunuyor, “İstemenin sınırı yok!” diyerek Hükümetin geleneksel sermayeden yana tavrının bu yıl da süreceğini daha komisyon toplanmadan ilan etti.
HEP PATRONLARIN DEDİĞİ OLDU!
Asgari ücret pazarlığı Türkiye’deki en büyük toplusözleşme!
Çünkü bu “sözleşme”den 6.5 milyon işçi doğrudan etkileniyor. Dolaylı etkilenenlerle birlikte etkilenen işçi sayısı 8.5 milyonu buluyor.
Asgari ücret Tespit Komisyonu, 5 Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (patronların sendikası), 5 Türk-İş, 5 Hükümet temsilcisinden oluşuyor.
Bugüne kadar asgari ücret, Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Hükümet ve patron sendikalarından gelen komisyon üyelerinin oylarıyla, patronların istediği sınırlar dahilinde belirleniyordu. Türk-İş temsilcileri de “muhalefet şerhi” koyarak anlaşmaya imza atmayarak zevahiri kurtarmaya çalışıyorlar.
Bu yıl da prosedürün böyle işleyeceği, 4-5 oturumun arkasından komisyonun, asgari ücreti, “Patronların kabul edeceği bir sınırda” ve patron ve Hükümet temsilcilerinin oylarıyla kabul edeceğini söylemek kehanet olmaz.
Patronlar ve Hükümet temsilcilerinin bu yıl, “Dünyada ekonominin daralması” ve “kriz riski”ni asgari ücretin aşağı çekilmesinin gerekçesi olarak kullanacakları anlaşılmaktadır. Patronlar, bu koşulları öne sürerek, masaya “sıfır zam” teklifi ile oturacaklar. Bunu patron temsilcileri komisyonunun dünkü toplantısı öncesinde açıkça ilan ettiler.
İŞÇİNİN DIŞLANDIĞI BİR SÖZLEŞME!
Asgari ücret sözleşmesine “en büyük toplusözleşme” diyoruz. Kapsadığı işçi sayısı dikkate alındığında öyledir de. Ama bu toplusözleşmede işçilerin hiçbir rolü yoktur. Ne asgari ücretin ne kadar olması konusunda ne de neye imza atıldığı konusunda işçilere soran yoktur. Bu yüzden de asgari ücret sözleşmesinin “en büyük” ama bir tek işçinin bile görüşüne başvurulmayan, “İşçinin taraf kabul edilmediği” bir toplusözleşme olduğunu söyleyebiliriz.
Sorun da buradadır! Bu “sözleşme” yapılırken asgari ücreti aslında, Asgari Ücret Tespit Komisyonundaki üyeler de belirlemiyor. Patron temsilcileriyle hükümet temsilcileri anlaşıp, çoğunlukla asgari ücretin ne olması gerektiğine karar veriyorlar. Bu da komisyondaki tartışmaların bir “at pazarlığı”, bir “al-ver” görüşmesi bile olmadığını gösteriyor.
Tersine bu komisyonda yaklaşık dört hafta boyunca önceden yazılmış bir senaryo oynanıyor.
BU OYUN BOZULMALIDIR!
Bu oyun bozulmadan da Asgari Ücret Tespit Komisyonundan işçiden yana, işçilerin istediklerine yakın bir asgari ücret tespiti beklenemez.
Burada da asıl olan sendikaların tutumudur. Elbette sendikaların durumu dikkate alındığında burada sorumluluk, işçilerin ileri kesimlerine, mücadeleden yana sendikacılara, sınıf partisine, işçi basınına, emekten yana diğer çevrelere düşmektedir. Aksi halde konfederasyonların, “Şu kadar asgari ücret istiyoruz” diye bir talep öne sürmeleri, işçilerin aklındaki talepleri birleştirmede bir rolü olsa bile, asgari ücretin belirlenmesinde bir anlamı olmamaktadır.
Kısacası Asgari Ücret Tespit Komisyonunun bugüne kadarki faaliyeti göstermektedir ki; işçiler, sendikaları ve asgari ücret konusunda taraf olan diğer toplumsal kesimler taleplerini belirleyip bu talebin arkasında mevzilenmedikleri sürece komisyondan işçiler lehine bir karar beklenemez. Bu yüzdendir ki, bugün asıl olan asgari ücretin miktarından, kimin hangi tutum aldığının teşhiri, nasıl bir mücadele ile asgari ücretin gerçek bir toplusözleşme mücadelesi olacağı gibi sorunların işçi yığınları içinde tartışılması, bu tartışmalar etrafında işçilerin mücadeleye çekilmesiyle anlamlanacaktır. Komisyon toplantılarındaki tartışmalar da bu gerçeklerin açıklanmasına dayanak olarak kullanıldığı ölçüde anlamlı hale gelecektir.
Aksi halde “asgari ücret sözleşmesi”, “en büyük TİS” değil, bugüne kadar olduğu gibi, işçileri aldatmak için sahnelenen “en büyük oyun” olmaya devam eder!
- Bahçeli siyasete ayar çıtasını Erdoğan’ın en yakınına kadar çıkardı! 24 Nisan 2024 05:00
- Tek adam rejiminin fıtratında 'gönüllü ikna', özgürlük, adalet ve barış yoktur! 21 Nisan 2024 04:58
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00