01 Aralık 2016 00:45

Çocuk, evrensellik ve görelilik

Çocuk, evrensellik ve görelilik

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Çocuk istismarının bir insan hakkı ihlali anlamına geldiğini bilmeyen yoktur. Çocuğun insan hakları, en başta BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ve elbette BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ile sabittir. Lakin bir süredir süren TCK 103. madde tartışmaları (kız çocuklarının evlendirilmesi, istismara, tecavüze maruz kalmaları ve bu suçlara ilişkin maddede yapılmak istenen değişiklikler ve af teklifi) insan haklarının evrenselliği ve rölativizm (görelilik) tartışmalarını da birlikte getirdi.
Haliyle sadece sıradan bir madde tartışması değildir bu.
Bazı AKP milletvekilleri ve Hüda Par yetkilileri toplumun kültür,gelenek özelliklerine  dayandılar. Biz de geçen haftaki “Gündem Çocuk” yazımızda bu konuya değindik. Tezimizi şu soru ile birlikte temellendiriyorduk: Hukuk normu kültüre,dine,inanca mı dayanmalı yoksa insan haklarına mı? Biz, “insan haklarına dayanmalı” cevabını veriyorduk .Bizim laiklik anlayışımız ve hakları güvence almaya dönük düşüncemiz bunu gerektiriyordu. Laikliği, İ.Kuçuradi’nin “laiklik ve insan hakları” yazısındaki gibi anlıyoruz (tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2004-52-19).
Bazı okuyucularımız, “ bu meselenin laiklikle ne alakası var?” diyebilir.
Var, var…Laiklik ya da sekülerliği biz, din ve devlet işlerinin ayrılması olarak değil, hukuk normunun insan haklarına dayanması olarak anlıyoruz.
Hakları ve özgürlükleri güvence altına alacak olan, insan haklarıdır.
Dini özgürlükleri de elbette.
Halbuki hukuk normu dine, kültüre,geleneklere,inanca dayandırılırsa, bu insan haklarının evrenselliği ilkesi ile, zorunlu olarak uluslar arası koruma altına alınma özelliği ile çelişir.Konu giderek iç sorun haline dönüşür.İç sorun sayıldığında da insan haklarının evrensel ölçüde koruma kalkanı kalkar.Jack Donnellly’in de “Teoride ve uygulamada Evrensel İnsan Hakları “kitabında haklı olarak belirttiği gibi, Kültürel görelilik (rölativizm)  “ahlaki doğruların ya da kuralların geçerliliğinin yegane kaynağı” sayılır (s.119).
Bizim görüşümüze göre, insan hakları açısından hukuk normunun kültüre göre belirlenmesi,oluşturulması, insan haklarının her yerde, her zaman, herkes için geçerli olması özelliğini yitirmesi sonucunu doğurur.
Çocuk, her yerde çocuktur. Eğer Çocuk Hakları Sözleşmesi kabul ediliyorsa, bu her yerde  bütün dillerde ve dünyanın her yerinde sayı ile +18 ya da -18’dir.Yaş tespiti ise ayrı bir konudur. Bluğa erme gibi farik ve mümeyyizlik de ( fark etme ve sorumlu olma) tıbbın konudur (Bakınız, Dr.Ü.Biçer ve İ.Hamit Hancı, Adli Psikiyatri, tbb.org.tr/eweb/adli/8.html).
Tecavüz konusunda alınan tutum ve serdedilen düşünceler dini inanca ve geleneksel kültüre göre hukuk normu oluşturmanın yolunu açmadaki anahtar role işaret etmekteydi.
Bizim karşı olduğumuz, din ya da inanca dayalı siyasi ve hukuki düzen isteği anlaşılabilir bir durumdur ve bir realitedir. Fakat toplum kesimlerinin de  dine, mezhebe, kültüre göre hukuk oluşturmamanın da ne denli önemli olduğunu anlamış olduğunu düşünüyoruz.
Tekrarlayalım: Dini ve kültürel özelliklerin, özgürlüklerinin güvencesi, çağın en üstün değerine göre (insan haklarına göre) hukuk oluşturmakla mümkündür.Geçmişte, Laiklik adına, katı ve insan hakları ve özgürlüklerini tanımayan uygulamaların yapılmış olması, hukuk normunu dinsel inançlara ya da kültürlere göre oluşturma gerekçesi yapılamaz.
İnsanının şeref ve haysiyetine(onuruna) saygı gösterilmesi ve  korunması, bugün için en az 183 medeni,siyasi,ekonomik,kültürel ve dayanışma hakları ve özgürlüklerinin tanınması, kullanılması,korunması ve geliştirilmesine bağlıdır.
Bunun yolu, insan haklarının evrenselliğinden,bölünmezliğinden, birbirine bağlı oluşundan ve birinin diğerine tercih edilemezliğinden geçer.
Sonuç olarak, hak ve özgürlüklerimizle ilgili hukuk normları, herhangi birimizin dini inancına ya da kültürüne göre değil, evrensel insan haklarına dayanmalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...