21 Kasım 2016 00:52

AKP’nin zengini yokmuş!

AKP’nin zengini  yokmuş!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ekonomist dergisi geçen hafta ‘en zengin ilk 100’ listesini açıkladı.
Her yıl listelere göz atıp ‘yandaş zengin’ aradığını söyleyen Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki, bu yıl da aynı niyetle göz gezdirdiğini duyurdu.
‘Yandaşlık kontenjanı’ndan dereceye giren var mı diye listeye bakan Akif Beki’nin tespiti şu:  
Listedekiler hep patronlar kulübünün müdavimi eski isimler. İnenler, çıkanlar var ama kendi aralarında yer değiştirmekten ibaret. AK Parti döneminde, iktidara sırtını yaslayarak sınıf atlayan yeni bir zengine rastlamadım.”
Akif bey listeye yeni girenleri... “Yeni zengin değil, evvelden beri yedek kulübesinde sıra 
bekleyenler” olarak tarif ediyor.
“Ama listede son dönem kamudan büyük ihale alan Cengiz İnşaat ile Kolin İnşaat gibi müteahhitler var” diye dikkat çekecek olursanız... 
Beki’nin cevabı hazır: “Bunların hiç biri bu dönemde parlamadı. Eski iktidarlar döneminde de iş yapan, para kazanan firmalar”.
AKP’nin zenginleri türedi mi sorusuna Beki’nin cevabı şöyle: Bu dönem servetlerine servet katmış olsalar bile sıfırdan ‘AK Parti zengini’ yok.
Cumhurbaşkanıyla, Mevlana Şems benzeri aşk yaşadığını söyleyen... Servetine servet katanlar da dahil... Hepsi eski zengin! 
Beki’ye göre, “Her iktidar kendi zenginlerini çıkarır” tezi çöktü. 
Türkiye’de zenginler her devrin zengini! 
Acaba öyle mi?

İKTİDARIN ETRAFI ÇOK HIZLI ZENGİNLEŞTİ
Gemicikler tartışmasını... 
İsrail’le kimlerin ticari ilişkilerinin sağlam olduğu gibi... 
Sıcak, son döneme ait örnekleri bir kenara bırakalım da geçmişten iki örnek verelim.
Hatırlayınız! 
Maliye Bakanı olarak görev yapan Kemal Unakıtan’ın ailesine ait A.B Gıda Sanayi’nin başarısını. 
2005 yılında ilk 1000 şirket arasında adı olmayan A.B Gıda... Unakıtan’ın bakanlığının ardından nasıl da ‘Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu’ listesine girmişti.
Unakıtan hükümet dışına itildiğinde... 
Dikkat çeken performans ortaya koyan şirket nasıl da silinip gitmişti. 
Örnek iki. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın sahibi olduğu Akel Alüminyum şirketi. 
Kamu ihalelerini bir bir kaptı.
Çağlayan siyasete girmeden şirketin sermayesi 180 bin liraydı. 2011’e gelindiğinde 2 milyon TL’lik bir şirkete dönüştü.
Böylesi ilişkiler ağı düne kadar iktidar ortağı olan (AKP-Cemaat) etrafındaki sermayeyi zenginleştirdi.
Süreci TUSKON ile MÜSİAD üyelerinin gelişiminden anlayabiliriz.
İlki Cemaat sermayesi...  
İkincisi ‘Milli Görüş’ geleneğinden gelenler...
İktidar olanaklarının açılmasıyla... 
İlk 500 listesinde yer alan TUSKON ve MÜSİAD üyelerinin sayısı 70’i aştı.
İkinci 500’de ise ağırlık tamamen bunlarda.
Bu zenginleşmeler iktisat fakültelerinde ders olacak cinsten.

CİP VE JET SOSYETESİ MESELESİ... 
Akif Beki diyor ki... 
“AKP’nin zengini Orta tabaka. Buna ‘Cip sosyetesi’ diyorum.”
İlk yüze girenleri ise Beki ‘jet sosyetesi’ olarak tanımlıyor...
Ve şu tespiti yapıyor: İşte alt tabakalardan orta tabakaya geçişler gibi bir geçişi ‘cip-set’le ‘jet-set’ arasında göremiyoruz. Büyük paranın dağılım ve paylaşımında bir kayırmacılık varsa bile... Bu cip sosyetesi lehine bir kayırmacılık değil.”
AKP öylesine kapitalist bir parti ki...
Bütün bir iktidarını sermayenin, patronların önüne kırmızı halı sermekle geçirdi. Ülkeyi taşeron cennetine çevirdi. Kuralsız, ucuz, ölümüne çalışmayı iş kuralı haline getirdi. Teşvikleri ihmal etmedi.
Otoriter bir ‘muhafazakar’ soslu kapitalizm kurdu! 
‘Muhafazakar’ kapitalizmin işleyiş yasaları, kapitalizmin işleyiş yasalarıyla aynıdır.
Doğal olarak bu acımasız sömürü ortamında her sermaye grubu palazlandı.
Başat sermaye gruplarının temsilcilerinden “gönlümüz CHP’de oyumuz AKP’de” cümleleri duyar olduk.   
En çatışmalı dönemlerde dahi bozulmadı bu birlik... 
Şirketlerine vergi memurlarının salındığı, meydanlarda Koç grubunun adının zikredilip düşmanlık yapıldığı bir dönemde dahi... Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ford Otosan’ın Yeniköy fabrikasının açılışında Koç’larla samimi pozlar verdi. Hükümet ile büyük burjuvazi arasında çatışmanın en şiddetli olduğu anda bile büyük bir uzlaşmanın mevcudiyetini gözümüze sokarcasına.
Sermaye adına durumu Ali Koç şu sözlerle net bir şekilde özetlemişti aslında: Hiçbir iktidar döneminde bu kadar teşvik edilmedik.
AKP etrafını zenginleştirirken en büyüklerin de önünü açıyor.
Kafalar karışmasın!
 


KAYRILMANIN KAVGASI

AKP has bir sermaye partisi olarak büyük sermayenin önünü açarken... 
Büyük sermayenin bir kısmını da etrafında biriktiriyor. İlk 100’e giren Özdemiler, Sancaklar, Akınlar, Küçükler ve benzerleri gibi. 
Liste dışında kalanlarda da AKP etkisi oluyor tabii.
Oturmuş sanayi geleneği olan TUSKON ve MÜSİAD üyeleri de rahatlıkla... AKP’nin sağladığı ortamda listeye girebiliyorlardı. 
FETÖ soruşturmasına uğrayıp şimdi liste dışı kalsalar da... Geçen yıl listede yer alan Boydak ve Nakipoğlu aileleri buna örnek.
Tabii ki, TUSKON ve MÜSİAD üyeleri AKP döneminde palazlansalar da... Başat sermaye karşısında hala zayıflar. Hâlâ ihracatın ezici çoğunluğu TÜSİAD üyelerinde. 
Lakin bunlar Cip sosyetesinin (Sermayenin alt ve orta kesimi) kayrılmadığı anlamına gelmez. Kayrılıyorlar. Devlet olanakları (belediyelerinkileriyle birlikte) sonuna kadar bu kesimlere aktarılıyor.
2008 dünya ekonomik kriz pastayı küçültürken devleti daha çok işin içine soktu. Bugün cemaatle yaşanan kavganın arkasında devlet kimi daha çok kayıracak kavgası da var.


LİSTEDE ARAMAMIZ GEREKEN NE?

Listeye baktığımızda görmemiz gereken şey şu: AKP’nin kurduğu düzen sürekli dolar milyarderleri yaratıyor.
Düşünün. Geçen yıl listenin zirvesinde yer alan Murat Ülker bir yılda servetine servet katmıştı. Serveti 700 milyon dolar daha artmıştı.
3 liradan hesaplasak. Demek ki Ülker, gelirini 1 yılda 2 milyarın üzerinde arttırmış. 
1 yılda 2 milyar 100 milyon TL kazanan Ülker acaba dakikada kaç lira kazanmış.
Yuvarlak hesap bir yılda 525 bin dakika var.
2.1 milyarı buna böldüğümüzde sonuç 3 bin 900 çıkıyor. 
Dakika 3 bin 900 lira. Yani 3 asgari ücret. (Asgari ücretlinin 90 gün çalışarak elde ettiğini bir dakikada kazanmış Murat Ülker).
Listenin hazırlandığı dönem emekçilere ne olmuş? 
Mutlak yoksul sayısı 12.5 milyonu bulmuş.
Zengin fakir uçurumu büyümüş.
Listeye baktığımızda aramamız gereken şey, zenginliği artanların işçisinin halinin ne olduğudur. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...