Çad sizi daha iyi anlıyor, çünkü…

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye ve Çad arasında yapılan ‘Güvenlik İşbirliği Antlaşması’nın imza töreninde iktidarın uygulamaları ile ilgili olarak “Çad bizi daha iyi anlıyor” diyerek Avrupa Birliği’ne (AB) veryansın etmiş.

Bakan doğru söylüyor. Çad, Türkiye’yi AB’den daha iyi anlıyor!

Ama bu “iyi anlama”nın nedenlerine de bakmak gerekmez mi?

Çad, bağımsızlığını kazandığı 1960’tan bu yana birbirini deviren diktatörlerin yönettiği yoksul bir Orta Afrika ülkesi. Yani tam bir darbeler ülkesi. Bugün ülkenin başında Eski Diktatör Hissene Habre’yi 1990’da deviren İdriss Deby var. Bu yıl yapılan “seçimler”i de kazanarak 5. kez devlet başkanı olan Deby’nin adı dünyanın en kötü diktatörleri listesinin başlarında yer alıyor. Ama ülkenin yönetim şekli cumhuriyet; yani bizdeki gidişatı da hatırlatan “tek partili cumhuriyet”!

AB’ye gelince…

AB’nin Çad gibi eski sömürgeler ve bağımlı ülkelerde demokrasi/demokratikleşme meselesine yaklaşımındaki samimiyetsizliği ve ikiyüzlü tutumuna dair çokça şey söylenebilir. Ancak şurası da kesin ki, AB bugün yüzlerce yıllık mücadelelerin de bir kazanımı olarak ‘burjuva demokrasisi’nin uygulandığı/uygulanabildiği bir birlik.
 
O yüzden bugün AB’den bakınca Türkiye’de olup bitenin anlaşılamaması olağan. Çünkü Türkiye’de burjuva demokrasisinin de tamamen askıya alındığı ‘olağanüstü’ bir rejime gidiş var.

Çad, sizi daha iyi anlıyor Sayın Bakan. Çünkü “Çad bizi daha iyi anlıyor” dedikten bir gün sonra yine belediyeler basıldı; halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanları gözaltına alınıp tutuklandı ve belediyelere kayyım atandı. Kayyımla görevden aldığınız belediye başkanlarından biri de 12 Eylül darbesi döneminde Diyarbakır Cezaevi’nin o insanlık dışı işkencelerine maruz kalan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk’tü. “12 Eylül’de başaramadılar, yine başaramayacaklar” diyen Ahmet Türk, nedense demokrasinizi 12 Eylül darbesine benzetiyor.
 
Çad sizi daha iyi anlıyor Sayın Bakan, çünkü halkın seçilmişlerinin darbe dönemi yöntemleriyle bu biçimde tasfiye edilmesi ancak Çad gibi yönetimlerde olabilir.

Çad sizi daha iyi anlıyor Sayın Bakan, çünkü Çad’la iş birliği antlaşmasını imzaladığınız gün Dersim’de aralarında HDP ve EMEP il başkanlarının da yer aldığı 12 siyasetçi tutuklandı. Neden biliyor musunuz? Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı’nın tutuklanmasını protesto etmek için basın açıklaması yaptıkları için! Çad sizi anlayabilir, çünkü siyasetçilerin iktidarın uygulamalarını eleştirdikleri için tutuklanması ancak Çad gibi dikta rejimlerinde olabilir.

Çad sizi daha iyi anlıyor, çünkü ülkedeki sorunların şiddet ve terör yerine demokratik siyaset ile çözülmesi için çalışan siyasetçilerin evlerinin gece yarısı basılıp tutuklanmaları ancak Çad gibi “tek partili cumhuriyet”lerde olabilir! Çünkü AB’de hiçbir bakan sizin HDP Eş Genel Başkanları ve vekillere yaptığınız gibi, daha yargılamalar bile başlamamışken 6 milyonu aşkın oy alan bir partinin seçilmiş milletvekillerini meydanlarda “vatan haini” ilan etmez/edemez!

Çad sizi daha iyi anlıyor, çünkü demokrasinin ‘d’sinin olduğu hiçbir ülkede bir gece kararnamesiyle 370 dernek birden kapatılmaz. Tıpkı daha önce kapatılan onlarca gazete, televizyon, dergi, haber ajansı-sitesi gibi. Sonra da bir bakan çıkıp “Vurduk kilidi, gitti. Hadi bakalım açın da görelim” demez.

Evet, Çad sizi daha iyi anlıyor Sayın Bakan! Ama siz de kendinize “Acaba bizi neden AB değil de diktatörlükle yönetilen bir ülke daha iyi anlıyor?” diye bir sorsanız. Sonra OHAL’le demokrasiyi tamamen askıya aldığınız bu ülkeyi ne hale getirdiğinize bir dönüp baksanız…