18 Kasım 2016 01:00

Bir Alevi tekkesinin özelleştirme davası

Bir Alevi tekkesinin özelleştirme davası

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Benim de köyüm olan Tokat’ın Almus ilçesine bağlı Hubyar Köyünde bulunan ve Hubyar Ocağının merkezi olan Hubyar Sultan Dergahının türbe ve müştemilatlarıyla kapladığı alanın tapusunu özel mülk haline dönüştürmek amacıyla açılan dava kesin olarak sonuçlandı.

Türbenin bakıcılığını yürüten Mustafa Temel ve ailesi tarafından Hubyar Köyü Tüzel kişiliği aleyhine 19 Ocak 2006 tarihinde açılan dava 10 yıl 9 ay sonra kesinleşerek bitti. Önce Tokat Kadastro Mahkemesi, arkasından da Yargıtay, Mustafa Temel’in türbe ve müştemilatlarının şahsına tapu edilmesi yönündeki talebini reddederek tapunun Hubyar Köyü tüzel kişiliği adına tescilini onayladı ve bu kararla birlikte 14 Kasım 2016 tarihinde Hubyar Köyü Muhtarı ve Hubyar Kültür Vakfı yöneticileri tapuyu teslim aldılar.

Bu dava sıradan bir tapu davası değil aynı zamanda 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler Kanunun oluşturduğu bir sorun olarak karşımızda dururken diğer taraftan da bir Alevi inanç merkezinin özelleştirilmeye çalışılması ile ilgili bir davaydı.

30 Kasım 1925 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler Kanunu Alevilerce de sahiplenen bir kanundur. Bu kanunla gerici tarikatların kapatıldığı düşünülerek böyle bir tutum sergilenmektedir.

Oysa o kurumlar, yapılar, tarikatlar her geçen gün mevcut durumun getirdiği avantajları kullanarak güçlenmişler ve ülkenin yönetimine el koyacak güce erişmişlerdir. Alevi tekkelerinin ise 677 sayılı kanunla birlikte kapılarına kilit vurulmuş ve malları mülkleri ya devlete geçmiş ya da son kullanıcının elinde kalmıştır.

Bu durum da Hubyar Sultan Tekkesinde yaşanan sorunlar yumağı gibi sorunlara yol açmıştır. Dava Alevi kamuoyu tarafından yakından takip edildi, zira özel mülkiyet olması halinde birçok Alevi inanç merkezine emsal teşkil edecek nitelik taşıyacaktı.

Ne var ki Hubyar Köyü muhtarlığı nezdinde yürütülen bu mücadeleye büyük çoğunluk; Hubyarlılar ve Hubyar Ocağı mensupları destek oldular ve böyle bir fecaat engellenmiş, bir yanlıştan dönülmüş oldu. Öyle ya bir Alevi dergahının bir şahsın mülkiyetinde yer alması ve ileride kardeşler arasında bir miras paylaşımına konu olması, diğer taraftan da tapu sahibinin kimi maddi sıkıntılar ya da başka nedenlerle burayı satılığa çıkartma ihtimallerini düşündükçe davanın önemini bir kez daha iyi anlıyoruz.

Düşünebiliyor musunuz bir Alevi tekkesinin üzerinde veya bir gün bir ilan sitesinde “Sahibinden satılık tekke” ilanıyla karşılaşmanızı engelleyecek hiçbir hukuki nedeniniz olmayacaktır. Bundan sonra yapılması gereken, Hubyar Sultan Tekkesinin Hubyar Ocağının merkezi, bir Alevi inanç merkezi olacak şekilde düzenlenmesidir.

Öncelikle türbenin tamir ve bakımın yapılması, türbenin anıtsal eser taşıyan özelliğinin çıkartılması, yalıtım vb. şekilde korumaya alınması, çevresinde bulunan müştemilatlarının bir dergah yapılanmasına uygun olarak yenilenmesi gerekmektedir. Ayrıca günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek, misafirhane, sağlık ocağı, idari bölüm, kurban hizmetlerinin yürütüleceği alan, lokma yeme yerleri v.b şekilde yerlerin yapılacağı, rehabilite edileceği bir konuma getirilmelidir. Hubyar Sultan Ocağı Alevi inancı açısından son derece önemlidir. Sıraç Türkmenleri diye de adlandırılan Ocak mensupları özgün yapılarıyla adeta yaşayan bir müze konumundadır. Şimdi esas olan bu özgünlüğün korunmasını sağlamak, her türlü asimilasyona karşı duruş sergilemektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa