CHP mitinglere hazırlanıyor ama nasıl?
Fotoğraf: Envato
CHP’nin kasım sonundan başlayarak çeşitli illerde mitingler düzenleyeceği açıklandı.
Cumhuriyet gazetesi baskını ve HDP’li dokuz milletvekilinin tutuklanmasının arkasından toplanan CHP Parti Meclisinden sonra yayımlanan ve Hükümetin ülkeyi baskı ve şiddetle yönetme ve bir baskı rejimi oluşturma girişimlerine dair önemli saptamalarda bulunan bildiride mücadele için çağrı da yapıyordu.
7 Kasım günü yayımlanan CHP Parti Meclisi bildirisinde, hükümetin baskı ve şiddet politikası karşısında halkın “direnme hakkı” olduğuna dikkat çekilmekte, bunun için CHP’nin üzerine düşeni yapacağı belirtildikten sonra şunlar söyleniyordu: “Demokrasiye, birliğe, huzur ve barış ortamına karşı yapılan bu tehdidi önlemek için...Vatanını seven, demokrasiye inanan, temel ve hak ve özgürlükleri savunan her yurttaşımız Cumhuriyetimize yönelen bu büyük tehdidi bertaraf etmek için bir araya gelmelidir. CHP bu yaşamsal özgürlük, demokrasi, birlik ve bağımsızlık hareketinin öncülüğünü yapmaya hazırdır. Hiçbir yurttaşımızın kuşkusu olmasın ki CHP bu mücadelenin bütün gereklerini yerine getirecektir.”
‘BÖLDÜRMEYECEĞİZ’ KULVARI AKP’NİN KULVARIDIR
CHP’nin kimi birbiriyle çelişse de önemli saptamalar yapılan, bundan da önemlisi Hükümetin OHAL ve KHK’leri kullanarak ülkeyi “tek parti tek adam rejimine” sürükleyen girişimlerine karşı mücadele çağrısı yapan bu bildirisi tepkilere de yol açtı.
Bu bildiriyi ilerici demokrat çevreler, Hükümetin “terörle mücadele”, “Irak ve Suriye politikalarına” (Savaş politikalarına dolaylı da olsa destek veren saptamalar yaptığı için eleştirirken Cumhurbaşkanı ve Başbakan ise “suç duyurusu”nda bulundular. AKP propagandası da ‘FETÖ’ ve bölücü terörün avukatlığı ile suçladı.
Şimdi CHP bir adım daha atarak, Hükümetin tutumunu, uygulamalarını teşhir etmek için kasım ayı sonundan başlayarak ülke sathında mitingler yapacağını duyurdu.
Mitiglerin temasının ise “Türkiye’yi böldürmemek” olduğu, “Böldürmeyeceğiz” sloganıyla örgütleneceği belirtiliyor.
İlk bakışta “Böldürmeyeceğiz” vurgusu çok kapsayıcı bir birlik unsuru gibi görünüyor. Çünkü, belki kıyıda köşede kalmış kimi marjinal çevreleri bir yana bırakırsak Türkiye’nin bölünmesini savunan yoktur. Dahası Cumhurbaşkanı ve Hükümet, kendi politikalarına karşı her muhalefeti “bölücü”, “Bölücü teröre destek veren” ilan ederek, yüz yıllık “bölünme fobisini” kullanarak, halkı yedeklemeyi amaçlayan bir propaganda yürütmektedir. Bugün uygulanan şiddetin, baskının arkasında da “Kürt sorununun çözümü”nün “bölücülüğe karşı mücadeleye” bağlanması ve dünyanın Türkiye’yi bölmek için bir araya geldiği yalanları vardır. Ve Erdoğan-AKP yönetimi, gerek bölge illerindeki askeri operasyonları gerekse Suriye ve Irak’a müdahalesini “Türkiye’yi böldürmeme” iddiasına bağlayarak sürdürmektedir.
BU KULVAR CHP’NİN MUHALEFETİNİ ETKİSİZLEŞTİRDİ
CHP AKP’nin “terörle mücadele” adına kurduğu “denklemi” tersten kurarak, “çözüm sürecini” eleştirip, “O dönemde teröre taviz verildiği”, “Kentlere yığınak yapılmasına göz yumulduğu” gibi iddialarla “Hükümeti köşeye sıkıştırmayı” amaçlayan bir taktiği hayata geçirmeye çalışmaktadır. Ama bugüne kadar bu gerekçelerle üretilen politikalar, hükümeti sıkıştırmaktan çok CHP’yi hükümetin yedeğine düşürmüştür.
Bu yüzden de bunca deneyden sonra, “Türkiye’yi böldürmeyeceğiz” sloganıyla oluşturulacak bir kulvar, ister “düzden” ister “tersten” kurulan bir denklemle açıklansın, AKP’nin kulvarıdır. Nitekim CHP de, bu yanlış denklem üstünden politika ürettiği için AKP’nin “terörle mücadele politikasına” destek vererek, Irak ve Suriye’ye asker göndermek için hükümete yetki veren tezkereye onay vererek, “Fırat Kalkanı” ve Musul-Başika politikalarını destekleyerek, Erdoğan-AKP Hükümetini en sıkıştığı köşeden kurtarmıştır. Dahası böyle başlıca “sıkıntılı” konularda Hükümete destek vererek CHP, özgürlükleri baskı altına alma, “tek adam tek parti rejimi” doğrultusunda adımlara karşı çıkma tutumunu da etkisizleştirmiş, bu alanlardaki tepkilerinin inandırıcılığına halel getirmiştir.
Şimdi; ülkenin milletvekillerinin tutuklandığı, derneklerin, TV’lerin, radyoların, gazetelerin, dergilerin kapatılıp basın özgürlüğünün, laisizm ve inanç özgürlüğünün ayaklar altına alındığı, ülkenin savaş ve askeri operasyonların kıskacına alınarak “tek parti, tek adam rejimi”nin anayasasının ve yönetim sistemi için ciddi girişimlerin yapıldığı bir dönemde, yapılacak mitinglerin “Böldürmeyeceğiz” sloganıyla yapılması anlaşılır değildir. Çünkü bugün Erdoğan-AKP yönetiminin uygulamalarından rahatsız olan, ülkenin bir diktatörlüğe doğru sürüklendiği endişesi taşıyan her kesim tarafından desteklenebilecek mitinglerin, AKP’yle polemik adına, dar, CHP’yi de sıkıştığı köşede daha da sıkıştıracak bir mevzie çekilmesi her halde en çok da CHP’ye zarar verecektir.
AKP-MHP MİLLİYETÇİLİĞİ İLE KALIN ÇİZGİ ÇEKMEK ÖNEMLİ
“Bölünme fobisi” üstünde yükseltilen “böldürmeyeceğiz” kulvarı AKP’nin kulvarıdır ve bugün AKP Hükümetinin yumuşak karnı “böldürmeme” değil; baskılar, özgürlükleri ayaklar altına alma, OHAL uygulamaları, ülkeyi KHK’lerle yönetme, başkanlık sistemi için siyasi ortamı provoke etme ve “içeride ve dışarıda savaş” politikalarıdır.
Dolayısıyla da “direnme hakkı” mevziinin bu ülkeyi “tek adam, tek parti rejimi”ne götürme amaçlı baskı ve şiddet politikalarının karşısına kurulması gerekmektedir. Ve ancak böylesi bir mevzi MHP ile de adım adım fiili bir koalisyona doğru giden Erdoğan-AKP yönetimini karşısındaki tüm güçleri birleştirecek bir mevzi olabilir.
CHP’den bugün beklenen de böyle kimsenin tartışamayacağı bir mevzie girmesi, mücadele edecek her kesimin birleşebileceği bir mevzie girmesidir. Bu CHP’nin, Hükümetin “terörle mücadele”, “bölücülükle mücadele” konseptine yedeklenmesinden geri döndürebilecek de bir mevzidir.
Aksi, “Böldürmeyeceğiz” iddiasıyla sokaklara çıkmak MHP ve AKP tarafından da kışkırtılan şoven milliyetçi bir kulvara sürüklenmek, dolayısıyla da bölünmeyi kışkırtan geleneksel milliyetçiliğe yakayı kaptırmak demektir. Hele de MHP’nin desteğini sağlamış bir AKP’yi “Böldürmeyeceğiz” temalı mitinglerle durdurmak mümkün olmayacaktır. Bu yüzden bugün en önemli olan işlerden birisi de AKP-MHP milliyetçiliği ile CHP arasındaki çizgiyi kalınlaştırmaktır.
Elbette CHP’nin nasıl ve hangi temayla mitingler yapacağına son tahlilde CHP’nin yönetimi karar verir. Ama, CHP Parti Meclisinin 7 Kasım bildirisi, “herkesi” mücadeleye çağırdığına göre, bu mitinglerin teması ve sloganları konusunda da mitinglerin organizasyonu konusunda da bu mitinglere katılacak CHP dışındaki kesimlerle de bir istişare yapılmasının önemi de ortadadır.
Umalım ki, CHP mitingleri darlaştıracak, kendisini de MHP-AKP ile aynı kulvarda gösterecek “belirsizlikler”e düşmez ve bu konudaki uyarıları dikkate alır.
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05
- İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir 13 Mart 2024 05:15