10 Kasım 2016 00:27

Cumhuriyet ve HDP tutuklamaları

Cumhuriyet ve HDP tutuklamaları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı,  bir insan hakkıdır. Bu hakla ilgili ulusal üstü insan hakları belgelerinde , kişilerin özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanamayacağı yazılıdır. Kişilerin özgürlüklerinin polis, savcı ya da yargıç tarafından kısıtlanabilmesinin , demokratik bir toplumda, ancak yasayla ve belirli durum ve koşullarda, belirli gereklilik ve orantılılık ölçütlerine uyularak mümkün olabileceği bu belgelerde ve mahkeme içtihatlarında yer almaktadır. Herkesin, hüküm kesinleşinceye kadar suçsuzluğu karinesi genel olarak kabul edilir.O nedenle de Manga Carta (Büyük Ferman,1215) hüküm öncesi özgürlük kısıtlamasını/tutuklamayı reddeder. İlke, hüküm öncesi tutuksuz yargılamadır.

Türkiye’de- bütün olağanüstü dönemlerde- toplu ve keyfi tutuklamalar yaşanmıştır ve bugün de yaşanmaktadır.

Bütün darbeciler, seçilmiş iktidarların ne kadar memleketi kötü yönettiklerini ve kamu düzeninin ve güvenliğinin ne derece bozulduğunu ve yönetime bu nedenle -bozulan düzeni yeniden tesis etmek üzere- el konulduğunu bildirmişlerdir.

“15 Temmuz “tarihinde darbeye teşebbüs edenlerin TRT’de okuttukları bildiri de aynı mahiyetteydi.
Biz, AKP’nin,  özellikle son birkaç yıl memleketi kötü yönettiği görüşündeyiz.Ama darbeci anlayışa prim verecek değiliz. Kötü yönetimi iktidardan düşürecek güç halkın özgür iradesidir. Silahlı müdahale kabul edilemez.

Darbe teşebbüsü püskürtülmüştür. Ancak AKP iktidarı  “kötü yönetim” pratiğini terk etmemekte,  tersine bunu daha da koyu bir şekilde sürdürmeye yönelmektedir.

Sonuçlar biliniyor. Sadece darbe teşebbüsünde bulunan eylemcilerin soruşturulması değil, genel bir baskı rejimi oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu da KHK’ler  ve yargı- polis kurumu aracılığı ile yapılmaya çalışılmaktadır. Medya da araçlardan birisidir.

İktidarın bu yanlış anlayış ve pratikten dönmesi temenni edilir. Fakat temennimizin ötesinde yaşananlar var ve bu hızla kötüye giden-kalıcı baskı rejimine yönelen-trendin bir kaç özelliğine değinmeliyiz.
Cumhuriyet gazetesi tutuklamalarını “özgür basın geleneği” olarak adlandırılan  Özgür Gündem, Evrensel, BirGün ya da DİHA gibi yayın gruplarına yapılan baskıların devamı olarak görmek gerekiyor. Nedeni , aynı çizgide yayın olmalarından değil, siyasi iktidar ya da egemen olanın benimsemediği düşünce ve yayın çizgisi tutturmuş olmalarıdır. Demokrasilerde “çoğulculuk ilkesi” gereği zaten böyle farklı çizgilerin olması beklenir.

Fakat baskı rejimleri bunu kabul etmez.

İfade özgürlüğü, doğası gereği, siyasal alanı ve örgütlenme özgürlüğü alanını da kapsar. Benimsenmeyen düşünce sahibi olan belediye başkanları, tıpkı parlamentoda çoğunluğu oluşturan AKP’liler gibi, halkın iradesi ile seçilmişlerdir. Belediye başkanlarının kesinleşmiş yargı kararı olmaksızın açığa alınmaları, tutuklanmaları kabul edilemez.

Takipte zorlanıyoruz, bu şekilde açığa alınan belediye başkanı sayısı 30’lu sayılarla ifade edilmektedir..Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanları  Gültan Kışanak ve Fırat Anlı, tutuklanmışlardır. Suç atfedilen eylemleri sübut bulduğu için değil.

Tutuksuz yargılama esas olmasına ve bu insanlar yüz binlerce insanın oylarıyla yaklaşık 2 milyon nüfuslu bir kenti yönetmek üzere seçilmişlerdir.

HDP Eş Başkanları ve milletvekillerinin tutuklanması da aynı baskıcı (otoriter) ve totaliter bakış açısının sonucudur.

Haklarında kesinleşmiş bir yargı hükmü yok. Çoğu açısından iddianame de yok. Soruşturma aşamasındayken tutuklanıyorlar. Tek hakim (sulh ceza hakimi) verebiliyor tutuklama kararını. Ya da, varsayalım ki, hakimlik değil, mahkeme veriyor kararı. Altı milyon oy almış bir partiden söz ediyoruz.Yaklaşık 25 milyonluk bir kitleyi temsil ediyorlar. İktidar partisi gibi, CHP’liler gibi yani…

Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal ediliyor. Bütün insan hakları evrenseldir, biri birine bağlıdır-irtibatlıdır; haklar ve özgürlükler evrenseldir, bölünmezdir diyor ya insan hakları belgeleri (BM Tahran Bildirisi, BM Viyana Belgesi), bu gözaltı ve tutuklamalar çok net gösteriyor bunu.

Hem ifade özgürlüğü, hem örgütlenme özgürlüğü hem de gözaltı ve tutuklamalarla kişi özgürlüğü ve güvenliği hakları ihlal ediliyor. Adil yargılanma hakları…

Merak ediyor insan: AKP nereye koşuyor?
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...