04 Kasım 2016 01:00

Futbola yabancılaşma!

Futbola yabancılaşma!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Beşiktaş, Napoli karşısında sahaya 11 yabancı oyuncuyla çıkarak bir ilki gerçekleştirdi. Her fırsatta yaklaşık 80 milyonluk nüfusu ve bu nüfus içinde yüksek oranda yer tutan gençleriyle övünen bir ülkenin futbol düzenini ve politikasını belirleyen bütün kurumsal ve kişisel bileşenleri (federasyon, kulüpler, yöneticiler, teknik direktörler, antrenörler, spor eğitimcileri) adına utanılacak bir durum. Bu arada futbolun gelişimiyle ilgili olarak ahkam kesmeye hevesli kişilerin konunun üzerinde hiç durmaması da ilginç...
Beşiktaş transfer döneminde kesenin ağzını açtı ve Avrupa’nın güçlü ekipleriyle başa baş mücadele edebilecek bir futbol düzeyine ulaşıp kısa vadede büyük başarılara imza atmak hedefi doğrultusunda pek çok yabancı oyuncuyu kadrosuna kattı. Peki sonuçta ortaya çıkan futbolun düzeyi ne? İki Napoli maçındaki istatistiki verilere bakıldığında bu konu hakkında bilgi sahibi olmak gayet kolay. Oyun düzeyleri, oyun kaliteleri kıyaslandığında iki kulüp arasında çok büyük fark olduğunu, skor budalalarından başka kim inkar edebilir?
Bu da, öyle “Hadi 4-5 yabancı oyuncu transfer edelim de arayı kapatalım” anlayışıyla giderilecek bir fark değil. Demek ki bu işler, “Parayı bastırıp yabancı oyuncuları transfer eder ve hedeflerime ulaşırım” şeklinde özetlenebilecek futbol algısıyla yürümüyor...
Biraz hayal kuralım... Diyelim ki hedeflenen başarıya ulaşıldı. Bir mucizeler silsilesi gerçekleşti ve Beşiktaş çekirge misali sıçraya sıçraya yol alıp Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazandı. Bu başarının isim duyurma/tanıtım ve yüksek miktarda para elde etme dışında futbol açısından hiçbir geliştirici boyut taşımayacağı, diğer bir deyişle kalıcı olmayacağı o kadar açık ki. “Eh varsın öyle olsun, böyle bir şampiyonluğun getireceği rant bize on yıllarca yeter” deniyorsa, o zaman söylenecek bir söz yok elbette...
Beşiktaş’ın yabancı oyuncular için ödediği bonservis bedeli, Napoli’nin yabancı oyuncuları için ödediklerinin 3-4 katı. Buna karşılık siyah-beyazlıların Napoli karşısında sahaya çıkan kadrosunda 25 yaşın altında sadece 1 oyuncu vardı. O da 24 yaşındaki Aboubakar’dı. Napoli’nin ise ilk on birindeki 8 oyuncu 25 yaş ve altındaydı. Ortaya konan oyuna ve oyuncuların yaşlarına bakıldığında gelecekle ilgili olarak hangi takım daha çok umut veriyor dersiniz?
Bütün bu gerçekler ortadayken, Beşiktaş’ın günlük başarıların ötesine geçebileceğine inanmak mümkün mü? Şu günkü performansı daha genç bir kadroyla sergileseler, en azından “Şimdi tecrübe kazanıyorlar, birkaç sene sonra çok daha iyi olacaklar” düşüncesiyle umutlanabilir insan. Ama mevcut kadronun değil birkaç sene sonrası, bir sene sonra bile ne durumda olacağı şüpheli...
Kulüpler, futbol hayatının sonuna yaklaşan ve son bir yüksek ücretli transfer gerçekleştirme peşinde olan yabancı oyuncuları tercih etmekten vazgeç(e)miyorlar...
Avrupa’da kalıcı başarılara imza atmak elbette kolay değil. Lakin, genç oyuncular yetiştirmenin ve o oyuncuları kadroya monte edebilmenin bu yolda büyük önem taşıdığını hiç unutmamak lazım. Medya, “Beşiktaş, Napoli’yi elinden kaçırdı” gibisinden gerçeklikten kopuk acınası başlıklarla kendini ve fanatik taraftarları avutadursun/oyalayadursun, doğru yolu bilen kulüpler hızla oyuncularını ve oyunu geliştirmeyi sürdürüyor...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...