Antidemokratik ortamda sanat ve adalet

“İki temel sorunu var insanlığın.
Adaletsizlik ve anlamsızlık.
Birine karşı hukuku bulduk, diğerine karşı sanatı.
Ama insanlar hukuka ulaşamadı. Ve sanat insanlara.”
(Nietzsche)

Eğer bu yazıyı okuyorsanız demek ki daha Evrensel kapatılmamış. Gerçekten kuşkuyla yazıyorum. Kala kala birkaç muhalif basından biri olan Evrensel kaldı. Bu durum sorumluluğumuzun büyüklüğünü de gösteriyor.
Bir yanda siyasal kaos, hak ihlalleri gibi artık devletin niteliğinin değiştirildiği günleri yaşarken diğer yandan da hayat olağanlığında devam ediyor. Sanat kültür kurumları sergilerini sürdürmeye, festivallerini gerçekleştirmeye çabalıyor.
Foto İstanbul Festivali “Dur ve Bak” ana temasıyla geçen ay Beşiktaş Belediyesinin hamiliğinde başladı ve bitti. Yurt dışında olduğumdan izleyemedim. Sosyal medyadan izlediğim kadarıyla alışılagelen sansür sorunları yaşanmış. Duyarlı birkaç fotoğrafçı arkadaş meseleyi gündemleştirdiler, sağ olsunlar. Keşke ülke bu kaotik durumda olmasaydı da bu meseleyi hakkıyla tartışacak zamanımız olsaydı.
Derken İFSAK’IN 24. Belgesel Fotoğraf Günleri “Tek Düşmanım Kendim” ana temasıyla 30 Kasım’a kadar sürecek.
Contemporary İstanbul sanat dünyası 2006’da, 40 ulusal ve 9 uluslararası olmak üzere 49 galeri ile yola çıkan Contemporary İstanbul 3- 6 Kasım 2016 tarihlerinde başlayıp bitiyor. 11. yılını  20 ülkeden 70 galeri ve 520 sanatçının 1500’ü aşkın eseriyle karşılayacak. Daha çok yatırımcıları ilgilendiren bir sanat faaliyeti olarak işlev gören fuarın ardından çok konuşacağız gibi.                                                                                                                       

VE TÜYAP ARTİST 2016 / 26. ULUSLARARASI İSTANBUL SANAT FUARI

ARTİST / Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı, 26 yıldır olduğu gibi bu yıl da TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi, Beylikdüzü’de, 12-20 Kasım 2016 tarihleri arasında gerçekleşiyor. Bu yıl 26.sı düzenlenecek ARTİST / Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı’nın 7 no’lu ana salonunda bu yıl 25 galerinin yanı sıra Umulmadık Topraklar isimli, çok küratörlü geniş bir sergi, panel ve performanslar dizisi ile karşımıza çıkacak.
Kasım ayının sanat faaliyetleri oldukça zengin ama ne kadar gündemimizin içine gireceğinden kuşkuluyum. Türkiye koca bir abluka altında sansür ve yasaklarla antidemokratik uygulamalarla yelkenlerini şişirmiş hızla uçuruma doğru giderken bu sanat faaliyetleri bize ne kadar değecek? Foto İstanbul’da başlayan sansür tartışmaları ne kadar sürecek? Ve özgürce tartışacağımız bir sanat dünyası olacak mı? Bu soruların cevaplarını yakın geçmişte bulabiliriz gibi. TV’lerin, gazetelerin, dergilerin kapatıldığı bir ortamda sanatçıların ve aydınların işlerinin zor olduğunu biliyoruz. O zaman sanatın olmazsa olmazı olan demokratik bir düzenin hayata geçirilmesinde sanatçıların görev başında olmalarını beklemek, birer aktivist olarak demokrasi mücadelesinde ön sıralarda yer aldıklarını görmek umuduyla diyeyim...

ANKARA KATLİAMININ BİRİNCİ YILINDA ADALET ARAYIŞI...

7 Kasım’da Ankara’da ülke tarihinin yaşadığı en büyük toplu katliamın hukuk davası başlıyor.
Bir hafta sürecek olan davaya kuşkusuz ki katılacağız. Adalet ve hukuku siyasi rant elde etmek isteyenlerin göstermelik mahkemelerle yerine getirme çabalarını boşa çıkartmak için kitlesel bir katılımla orada olmak önemli. Mahkeme salonlarının içini ve dışını doldurmalıyız. Hayatlarımızı yok edenleri, gerçek suçluların yakalanması, yargılanması ve cezalandırılmaları için davayı dayanışmanın gücüyle takip etmek boynumuzun borcu. Ankara’da buluşmak üzere derken gazetemize sahip çıkmayı sesimizi duyuracak son kalelerimizi savunmaya devam...