Teknik bir tartışma: ‘FETÖ’ nedir?
Fotoğraf: Envato
Son zamanlarda Gülen Cemaati için “Terör örgütü” nitelemesi kullanılmaktadır.Türkiye’de çok sık bir şekilde “terör” kelimesinin kullanılmasına bakarsak, bunda şaşacak bir şey yok. Çünkü bir kaç kez bu köşede de yazdığımız gibi, Türkiye mevzuatında ve özellikle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesinde terör tanımı çok geniştir. Benimsenmeyen bir düşünceyi açıklayan herkes, bu düşünce, konusu bakımından, söz gelimi “Kürt sorunu”na ilişkin ise ya da “Ermeni sorunu” ve “soykırım” ile bağlantılı ise kategorik olarak polisin ve savcıların dikkatini çeker.
Ayrıca kullanılan kelimeler bakımından, söz gelimi, “Kürdistan” ya da “soykırım” denmesi de terörle mücadele kapsamında değerlendirilebiliyor. Yani Türkiye mevzuatındaki tanım ve yargı pratiğindeki hakim anlayış gereği yalnızca şiddet değil ölçüt.
Türkiye hapishanelerindeki gazeteci ve yazarların sayısı- şimdilik- yüz otuz.
Neredeyse tamamı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında tutuklu olarak bulunuyorlar. Adalet Bakanlığı da açıklıyor: “Onlar terör suçundan tutuklu, düşünce suçundan değil!”
Zaten sorun da bu ya.
Yazmış, konuşmuş, terörle ne ilgisi var, yazıp, konuşmanın? Neden terör suçundan tutuklular?
Son zamanlarda Fethullah Gülen hareketi konusunda “FETÖ, terör örgütü” denmeye başlandı. Acaba teknik olarak bu konuda, -soruşturmaların davaya dönüşmesiyle birlikte başlayacak “niteleme” tartışması konusunda , eldeki verilere göre ne söyleyebiliriz?
Türkiye’deki yürürlükteki ceza mevzuatı ve yargı pratiğine bakarak, Fethullah Gülen hareketinin “dini ve siyasi bir örgüt” olduğunu söyleyebiliriz.
Gülen hareketi ile bilgiler, Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin ihraçlarla ilgili verdiği kararlarında bulunabilir.2008 yılındaki kararlarında ise Yargıtay 9.Ceza Dairesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Fethullah Gülen hareketinin bir terör örgütü olduğu yolundaki görüşleri reddetmişti.
Şahsen bizim 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (eski Ceza Kanunu) 163.maddesinde düzenlenen ve daha çok dini duyarlığı olan insanlara, “irticai düşünce sahipleri” ya da” irticai örgütler” nitelemesiyle uygulanan maddesine itirazımız bulunmaktaydı.
Hatırlayalım, 1991 yılında 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun kabulüyle birlikte, TCK’nin 141, 142 ve 163. maddeleri de yürürlükten kaldırılmıştı.
Fakat yıllar sonra Yargıtayda bazı yüksek savcılar ve yargıçlar, “Eh ne yapalım, eskiden 163. madde vardı, şimdi yok. O nedenle elimizde bulunan 312. maddeyi uyguluyoruz” yollu ceza hukukunun temel ilkelerinden olan “suç ve cezaların yasallığı” ilkesini hiçe sayan açıklamalar ve uygulamalar yapıyorlardı. Çağdaşlık adına, laiklik adına yapıyorlardı bunları…
Acaba şimdi de benzer bir durum mu var?
Fethullah Gülen hareketine , “dini bir cemaattir” diyen de var, “dini, siyasi amaçları olan bir örgüt” diyen de... “Hizmet hareketi”, “Gülen hareketi” gibi isimlerle de anıldı bir zamanlar. Şimdilerde, “FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü)” deniyor, “paralel devlet” yapılanması deniyor.
“Terör örgütleri”nin belirli özellikleri ve niteleme için aranması gereken unsurları var.
Şöyle:
Öncelikle bunlar ideolojileri olan örgütlerdir.
Bunlar, silahlı gruplardır. Sürekliliği olan örgütlerdir. Tek eylem yapıp dağılan yapılar değildir. Sadece silah taşımazlar bunları kullanırlar da... İnsan öldürebilirler, bomba atabilirler. Yani şiddete başvururlar. Güvenlik kuvvetleriyle silahlı çatışmaya girebilirler. Bu özellikler ve unsurlardan hareketle, ‘FETÖ’ denilen yapılanmanın geçmiş tarihine baktığımızda -15 temmuz öncesini kastediyorum- “Terör örgütü” nitelemesinde bulunamayız.
Ancak kim diyebilirdi ki, bu silahsız hareket, -henüz, kesin olarak bilemiyoruz, tek başına ya da başka kişi ve gruplarla birlikte- tanklara, toplara, savaş helikopterlerine ve uçaklarına hükmedecek, acımasızca şiddet uygulayacak ve bir kalkışmada -darbe teşebbüsünde- bulunacak?
Belirtilen durumda, bu tek eylem - kanıtlanırsa- hangi nitelemeye yol açacak?
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21