29 Ekim 2016 00:51

Kışanak ve Anlı halkın iradesidir

Kışanak ve Anlı halkın iradesidir

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Onlarca seçilmiş eş başkan ve yüzlerce tutuklu belediye meclis üyesinden sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanları da polis zoruyla gözaltına alındılar.
Gültan Kışanak’tan sonra, Fırat Anlı da gözaltında.
Peki neden gözaltına alındılar?
Yolsuzluktan mı...
Rüşvet mi...
Hırsızlık...
Ne yapmışlar?
Hangi yüz kızartıcı suçtan...
Ya da FETÖ bağlantısından mı...
Darbeci iş birliğinden mi, eski ortaklıktan mı...
İnsan “Siz bir aynaya bakın” demeden edemiyor.
Gökçek’in, Topbaş’ın daha onlarca belediye başkanı, bakan ve milletvekilinin hem FETÖ dedikleri darbecilere desteklerinden, kamu olanaklarını onlara peşkeş çekmelerinden hem de başkaca suçlardan kabarmış onca dosyaları yok sayılırken, tek dertleri Kürt sorununun demokratik-barışçı çözümü olan DBP’li ve HDP’li seçilmişler hedef alınıyor.
Neymiş efendim, Fırat Anlı mezar yeri göstermiş, cenazeler onun tahsis ettiği yere defnedilmiş... Paramparça edilmiş, günlerce aylarca morglarda kalmış cesetleri toprakla buluşturmuş... Suçu buymuş. İktidarın televizyon ve gazeteleri yandaşlıkta yarışsalar da yaratıcılıkta pek ketumlar.
Neymiş; “Anlı, teröristlere mezar yeri açmış...”
Kışanak, özerklik ilanından övgüyle söz etmiş... DTK toplantısı, Newroz konuşması...
Suçlamalara bakın...
Diyalog, müzakere ve çözüm sürecini yeniden başlatmak yerine çatışmayı körükleyen bu tutum yeni felaketlerin habercisidir.
Kürt sorununun demokratik çözümü için çırpınan, parlamentoyu ve yerel yönetimleri ve tüm halk mücadelesinin demokratik-barışçı yoldan başarılı olması için yıllardır HDP’de ve DBP’de didinen iki politikacının başına gelenlere bakın...
Fırat Anlı bir defasında “Biz konuşarak çözüm bulunacak son kuşağız” demişti.
Kışanak da Anlı da ateş çemberinden geçmiş iki politikacı. Kışanak 12 Eylül’de, Anlı sizin iktidarınızda yıllarca hapis yattılar, onca baskı, işkence yaşadılar... Ama hep demokratik çözüm dediler.
Bir dönem Erdoğan’dan sonraki ikinci adam pozisyonundaki Arınç, Kışanak için: “Ben bir BDP’li kadın milletvekiline çok kızıyordum, çok beddua ediyordum. Şimdi artık kızmıyorum. Çünkü 17 yaşındaki bir genç kızken Diyarbakır Cezaevinde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki o kadar kendisini zorlamışlar ki ben de aklıma gelse dağa çıkardım” demişti.
Kışanak ve Anlı Kürt halkının iradesidir.
Sadece Diyarbakırlının değil, tüm Kürt halkının... Zira Kürtler için Amed özel bir yerdir ve Amed’in seçilmişlerine darbe tüm seçilmişler ve tüm seçmişlere bir iktidar darbesidir.
Darbe girişimini engellemek, darbecilere karşı konuşmalarıyla tüm televizyonları kilitleyen, özgür medyayı kapatan, kalanını ya teslim alan ya da Kürt sorununda iktidar çizgisine çeken, olağanüstü hal ilan eden, vatan elden gidiyorken son anda kurtardıklarıyla övünenler, Kışanak’ı TBMM’de Darbe Komisyonunda konuştuğu günün akşamı gözaltına aldılar.
Kışanak’ın, komisyonda darbelere karşı kesin bir tavır aldığı biliniyor. Darbecilere ve diktatörlük heveslilerine karşı açık ve net tutum takındığından dolayı Diyarbakır Havaalanında iner inmez gözaltına alındı. Polis, belediye binasının başkanlık katında da arama yaptı. Çevik kuvvet ve TOMA’lar belediye önünde yığınak yaptı. Tepki gösteren halka şiddet uygulandı.
Belli ki savcılık TBMM’den çıkışından hemen sonra gözaltı kararı vermiş.
Yargının ne hale geldiğini hep yazıyor, konuşuyoruz.
Türkiye’de yargı hiç bir zaman bağımsız olmadı, ancak böylesi de hiç görülmedi.
Yalnız yargı mı, tümü erkler, tüm kurumlar, tüm makamlar, mevkiler, atanmışlar, seçilmişler hiç fark etmiyor, her şey bir merkeze bağlanmış halde işletiliyor.
TBMM’de işlevsiz hale getirilmiş bulunuyor. İşler Külliye’de kotarılıyor.
CHP’nin işlevi de tartışılır haldedir. Bu gidişle yarın bir gün CHP’li vekillere ve belediyelere de sıra gelmeyeceğini kim söyleyebilir ki!
İktidarın baskı ve keyfiyetine itiraz eden tüm güçler bir bir hedefe konuyor.
Belli ki Gültan Kışanak ve Fırat Anlı da merkezi politikaların yönlendirilmesinde verilen emir üzere gözaltına alınmışlar.
AKP iktidarı içeride savaş dışarıda savaş politikalarını tırmandırarak Türkiye’yi daha büyük felaketlere sürüklüyor. İktidar bu gidişte ısrarcı... Başkanlığa giden taşları da dizerek gidiyor. Bahçeli hem kendini sağlama alma hem de AKP’nin onun tarihsel misyonuyla örtüşen politikalarından dolayı süreci hepten hızlandırmış oldu.
Geçen pazar günü İstanbul Şişli Kültür Merkezinde toplanan “Demokrasi İçin Birlik” oluşumunun tüm bu gelişmeler karşısında hızla ete kemiğe bürünmesi ve tüm bileşenleriyle birlikte demokratik hareketlenmeyi başlatması gerek... Bu artık bir aciliyet kazanmış bulunuyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...