22 Ekim 2016 00:21

Camilere gençlik kolu ve ‘karşı kültür ihtilali’ cephesi

Camilere gençlik kolu ve ‘karşı kültür ihtilali’ cephesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Son bir yıldan beri giderek artan biçimde, bölge illerinde PKK ve Kürt güçlerine karşı yürütülen operasyonlar, IŞİD saldırıları, savaş ve barış tartışmaları ülke gündeminin ön sırasına çıktı. Son aylarda ise siyasi gündemin ağırlığı, Suriye ve Irak topraklarında sürdürülen savaşlarda daha da fazla, askeri konularla belirlenir oldu. Ama bu “çok cepheli” askeri operasyonlar, “savaş” ve barış konularının yarattığı gürültülü tartışmaların arkasında Erdoğan-AKP yönetimi bir başka “cephede açtığı savaş”ta da çok ciddi girişimler yapıyor. Gençlik cephesinde!

Aslında, öncülü MNP’den RP’ye uzanan Erbakancı partilerde oluğu gibi AKP’de de ”dindar nesiller yetiştirme” amacı, tıpkı FETÖ’nün “Altın nesiler yetiştirme” amacı gibi, hep vardı. Ama AKP iktidarından sonra bu alanda; Milli Eğitim’de de kadrolaşma, ileri kültür değerlerini savunan kültür insanlarının susturulması ve tasfiyesi, Diyanet’te AKP kadrolaşması, eğitimin müfredatında ve biçimlendirilmesinde, hatta fiziki olarak bile “imam hatipleştirme” konusunda atılan adımlarla ilerlendi. Ki, şimdi camilere el atmaya kadar gelindi!

CAMİLERDE ‘GENÇLİK KOLLARI’ KURULUYOR!

Diyanette bir zamandan beri tartışıldığı anlaşılan ama 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yapılan “Olağanüstü Din Şurası”ndaki tartışmalar üstünden Diyanet’te hazırlanan raporda konu resmileştirildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nca hazırlanan “FETÖ Raporu” olarak bilinen raporda, “ideal gençlik” yaratmak (daha önce Erdoğan, “dindar gençlik” demişti) için Diyanet'in hazır olduğu belirtiliyordu. Diyanet bu raporda, “Camilere bağlı gençlik kolları oluşturulmalı” derken, “il ve ilçelerde gençlik rehberi adıyla yeterli kadrolar ihdas edilmesini” de istiyordu.

Nitekim, 1 Ekim’de Ankara Kocatepe Camii’nde düzenlenen ‘Camiler Haftası’nın açılış töreninde din görevlilerine hitap eden  Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş; “Camiler sadece namaz kılma yeri değildir. Camiyi yeniden arınma, toplanma, toplumun merkezi, toplumsal sorunların çözüm merkezi haline getirmek zorundayız” derken elbette Diyanet’in raporunu ve camilerde gençlik kolu kurma girişimlerini bilerek konuşuyordu. Hatta Kurtulmuş, “Camiyi yeniden arınma, toplanma, toplumun merkezi, toplumsal sorunların çözüm merkezi haline getirmek”ten(*) söz ederek, camiye toplumsal, kültürel, siyasi roller, yeni bir misyon biçiyordu. Bu yüzden de “gençlik kolları kurmak” derken AKP önderliğinin, sadece gençlerin sportif ve kültürel faaliyetler ötesinde camileri birer “siyasi merkez” olarak yeniden kurmayı, bu amaçla yeni kadrolar oluşturmayı da planladığı açıkça ortadadır. 

Hele de Gençlik Kolları ve Osmanlı Ocakları’ndan beklediğini bulamayan AKP’nin toplumda kutsal kurumlar olarak bilinen, bu nedenle de dokunulmazlığı olan camileri kendisine siyasi bir merkez yapmak için kullanacağı açıkça anlaşılmaktadır. 

‘KARŞI KÜLTÜR İHTİLALİ’NE ACİL İHTİYAÇ!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saray’da yapılan ”yeni akademik yıl açılış töreni”nde rektörlere hitap ederken; eğitim-kültür alanında gelinen yere dikkat çekip, hedeflerini ilan etti. 

“Mesele gönülleri halletmek; bu kafa yapısını halletmek, zihinleri halletmek: Onun için kültür inkılabına ihtiyacımız var. Asıl reformu kültürde yapmamız lazım. Kültür ihtilaline, kültür devrimine şiddetle ihtiyacımız var” diyerek Erdoğan, rektörlere “görevleri” konusunda ayar verirken AKP propagandasına da hedef gösterdi. Verilen mesajdan da açıkça anlaşılıyor ki, 
üniversiteler, okullar, kültür-eğitim kurumları, gibi camiler de bu “kültür ihtilali”nin bir ayağı olarak ve pervasız biçimde yeniden düzenlenecek.

CAMİLER SORUNU DA DEMOKRASİ MÜCADELESİNİN BİR SORUNUNA DÖNÜŞECEK!

Hemen her iktidar şöyle ya da böyle eğitimle, üniversiteyle, devleti, belediyeleri, hatta özel kültür-sanat kurumlarını kendi siyasetine yedeklemek istemiştir.

Burada Erdoğan-AKP yönetiminin ayrıcalığı, “bir rejim inşası”, o rejimin “ideolojik inşası”nın dayanağı olacak “şiddetle bir kültür ihtilali” ihtiyacından hareketle;
- Tüm ilerici kültür birikiminin tasfiyesi, bu tasfiyeyi birikiminin taşıyıcısı olarak gördüğü insanlara kadar vardırmış olması,
- Camileri bir kültür, “arınma, toplanma, toplumun merkezi, toplumsal sorunların çözüm merkezi” (din ve mezhep istismarcılığı üstünden siyaset merkezi demek daha doğru) olarak, kullanılacağını açıkça ilan etmesidir.
Bakan Kurtulmuş’un bir yanıyla değindiği, Diyanet’in “gençlik kolları” kurma girişimiyle onu tamamladığı camileri AKP siyasetinin merkezine dönüştürme hamleleri elbette ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “şiddetle ihtiyacımız var” dediği “karşı kültür ihtilali”nin dayanağıdır. 

Ülkemizdeki siyasi gelişmeleri izleyenler için Erdoğan-AKP yönetiminin geldiği yer şaşırtıcı değildir ama, gelinen yerin çok tehlikeli olduğu; girilen yolun bir yandan IŞİD’ci nesiller yetişmesi için toprağın işlenmesi olurken aynı zamanda bir mezhep çatışması için meydan oluşturmak olduğu da apaçık ortadadır. 

Dünya ve bölgenin içinden geçtiği koşullar da dikkate alındığında  AKP iktidarının eğitim kültür alanında açtığı cephenin askeri alanda açtığı cepheden daha tehlikeli ve daha çok tehdit içeren bir cephe olduğu apaçıktır.

Bu yüzden de bugün camiler üstünden yapılan girişimlere karşı mücadele laik ve demokratik Türkiye mücadelesinin bir parçasıdır. Üstelik bu alan, başka alanlara göre daha titiz biçimde ele alınması gereken bir alandır.

Özellikle AKP’nin camilerle oynayacağını böyle açıkça ilan etmiş olması bu görevin önemini artırmıştır.
 
(*) IŞİD başta olmak üzere radikal cihadist örgütler de elbette AKP’nin yakınlık duyduğu Müslüman Kardeşler de camiyi bir ibadet yeri olmanın ötesinde Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş gibi görüyorlar. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...