21 Ekim 2016 01:00

Diktatörlük için sahte zaferler peşinde...

Diktatörlük için sahte zaferler peşinde...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yayılmacı ve mezhepçi emellerle Musul savaşına dahil olma girişimleri büyük oranda boşa çıkan/çıkarılan Erdoğan iktidarı, Suriye’de PYD mevzilerini bombalayarak bu başarısızlığının üstünü örtmeye çalışıyor.  Önceki gün Rojava’nın Afrin kantonuna bağlı Şehba bölgesindeki köylere topçu atışı yapan Türk ordu güçleri, dün de hava operasyonu ile YPG/Demokratik Suriye Güçleri (DSD) mevzilerini bombaladı. Böylece Musul’da saf dışı kalan Erdoğan iktidarı, “PYD/YPG’ye büyük darbe vurulduğu” haberleri eşliğinde “milli güvenlik ve çıkarlar” için sınır ötesindeki müdahalelerine devam edeceği mesajını vermiş oldu.
Öncelikle şunu söylemek gerekiyor: Erdoğan iktidarının gerek Musul ve gerekse Suriye-Rojava’daki müdahale girişimleri, elbette Bölge’deki yayılmacı emellerinin bir sonucu. Ancak bugün bu yayılmacı emeller daha çok iç politikanın bir malzemesi olarak kullanılmakta; ‘başkanlık’ adı altında diktatörlük rejiminin kurumsallaştırılmasının dayanağı haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Bugün yaşananlar Erdoğan’ın, “Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştılar” çıkışının arka planında nelerin olduğunu da daha görünür hale getirdi. Erdoğan, “Lozan’da kaybedileni telafi edecek” bir dönemin başladığını söylemekte ve kendini bu yeni dönemin “reis”i ilan etmektedir. Başka bir deyişle ancak bütün gücün Erdoğan’da toplandığı bir Türkiye’nin, Bölge’nin güçlü Türkiye’si olabileceği propagandası yapılmaktadır. Ve elbette bu propagandanın inandırıcı olabilmesi için sahte zaferlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Oysa Lozan çıkışının ardından başlayan Musul operasyonu ve Türkiye’nin bu operasyonda saf dışı bırakılması, Erdoğan iktidarının Bölgesel emellerinin dayanaksızlığını bir kez daha gösterdi. Erdoğan, “A planı olmazsa B ve C planları devreye girer” dese de ortaya devreye girecek bir plan yoktur. Çünkü Erdoğan, Irak Başbakanı İbadi ve Şii milislerle gerilimi tırmandırırken Türkiye’yi operasyona davet etmesini beklediği Peşmerge güçleri de “Türkiye, Irak ile anlaşsın” demektedir. Öte yandan Erdoğan, IŞİD tarafından saldırıya uğradığında aklına gelmeyen Telafer’deki Şii Türkmenleri bugün hatırlasa da Telafer operasyonuna Irak ordu güçleri ve Şii milislerin katılacağı belirtilmektedir.
Peki, Musul’da planları çökse de Erdoğan gerilimi tırmandırmaya neden devam ediyor? Çünkü bu yayılmacı ve mezhepçi söylemler, milliyetçi-muhafazakâr eğilimli geniş toplum kesimlerini dikta rejimine yedekleme politikalarına hizmet ediyor.
Ancak her şeye rağmen Musul’daki girişimlerin başarısızlığı nedeniyle sıkışan iktidar, “güçlü ülke ve güçlü lider” imajı için, başka sahte zaferlere ihtiyaç duyuyordu. İşte Halep’in kuzeyinde Afrin kantonuna yakın köylerdeki YPG/DSD mevzilerinin Türk uçakları tarafından bombalanması, bu koşullarda gerçekleştirildi. Böylelikle bütün dikkatlerin Musul’un IŞİD’den kurtarılmasına çevrildiği bir süreçte YPG/DSD güçleri bombalanarak Türkiye’nin sahada olma kararlılığı gösterilmiş oldu! Ve tabi Erdoğan iktidarının en başından beri derdinin IŞİD değil, Kürtler olduğunu da…
Açıktır ki, TSK’nin YPG/DSD güçlerine 160-200 kayıp verdirildiğini (Rojava kaynakları saldırıyı doğrulasa da kayıplar hakkında kesin bir bilgi vermiyor) açıkladığı bu saldırı, Bölge’deki savaş ve gerilimi daha da tırmandıracaktır. Bunun da ötesinde ülke içindeki Kürt sorununu da barışçıl çözümden bir adım daha uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Son olarak ekleyelim: Suriye-Rojava’da YPG/DSD mevzilerinin bombalanması, Erdoğan rejiminin savaş ve kan üzerine kurulu diktatörlük rejimi için koşulları sonuna kadar zorlamaktan vazgeçmeyeceğini gösterse de bugün Bölge’de egemenlik mücadelesi halindeki güçlerin (ABD ve Rusya) sessizliği kimseyi yanıltmamalıdır. Çünkü bu güçlerin göz yumduğu koşullarda Türkiye, Cerablus operasyonu gibi “pirus zaferleri” kazanabilir. Ancak önüne geçilmezse Türkiye’yi adım adım savaşın ortasına çeken bu hamlelerin Türkiye halkları için çok daha büyük felaketler doğuracağını görmek için Bölge’de son 5 yılda olup bitene bir dönüp bakmak yeter!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...