17 Ekim 2016 01:00

Eğitimciye kumpas: FETÖ hazırladı, iktidar uyguluyor!

Eğitimciye kumpas: FETÖ hazırladı, iktidar uyguluyor!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz hafta gazetemiz Evrensel’de yayımlanan Hasan Akbaş imzalı ‘Öğretmenlere karşı FETÖ projesi devrede’ başlıklı haber, darbeciler ile darbeyle mücadele ettiğini söyleyenler arasındaki ilişki- işbirliğini ve devamlılığı gözler önüne seriyor. Haberde, Eğitim Sen’in avukatı Selvi Tunç, Diyarbakır’da evleri basılarak gözaltına alınan ve tutuklanan eğitimcilerle ilgili soruşturmanın 2012’de FETÖ’cülerin hazırladıkları raporlara dayandırıldığını söylüyor. Düşünün ki, Diyarbakır’da tutuklanan 11 eğitim emekçisinin 6’sı Şehitlik Lisesi’nde öğretmenlik yaptıkları dönemde FETÖ’cü bir “gizli tanığın” ifadeleri nedeniyle tutuklandılar.
Şimdi hem FETÖ’cülerin devlete kumpas kurduğunu söyleyip hem de bu kumpasın hedefi olanları, mağdurlarını tutukluyorsanız, ortada bir yanlışlık var demektir. Yani ya FETÖ’cüler darbeci değil (o zaman 15 Temmuz ne?), ya da siz darbecilerin yarım bıraktığı işi tamamlıyorsunuz.
İşin aslı şudur: 15 Temmuz darbe girişimi, devleti 11 yıl boyunca birlikte yönetmiş iki güç arasındaki iktidar kavgasının, devleti yönetme mücadelesinin bir sonucudur. FETÖ’cüler bu darbe girişimi ile devletten tasfiye edilmelerinin önüne geçmeye çalıştılar. Ancak gerek FETÖ’cüler ve gerekse bugünkü iktidar bu ülkede emeği, barışı, demokrasiyi, laikliği, bilimi savunan güçler söz konusu olunca aynı politikada birleşmektedir. O yüzden dün FETÖ’nün yazdığını, bugün Erdoğan iktidarı oynamakta bir sakınca görmemektedir.
FETÖ’cüler, daha Erdoğan’ın Gülen’e “Bu hasret bitsin artık” diye seslenip onu ülkeye çağırdığı dönemlerde Bölge’deki Eğitim Sen’li eğitim emekçilerinin rotasyon adı altında başka kentlere sürgün edilmesi için planlar hazırlamışlardı.  Eğitim Sen avukatının bahsettiği raporlar işte o dönemden kalmıştı. Bölge’de demokrasiyi, barışı, ana dilinde eğitimi savunan Eğitim Sen’li eğitim emekçileri tasfiye edilecek ve yerlerine cemaat üyesi eğitimciler yerleştirilecekti. Bu planın diğer ayağında KCK operasyonları adı altında Kürt siyasetçilerin tasfiyesi vardı. Böylece hem Kürt siyasetçileri tasfiye edilecek, hem de Kürt çocukları cemaatin cenderesi altına alınacaktı. Cemaat eliyle Kürt sorununda inisiyatifin devlete geçmesini sağlayacak bu plana o zaman AKP-Erdoğan da dört elle sarılmıştı. İktidarın bugün FETÖ için kullandığı “paralel devlet yapılanması” sözü o dönem Kürt hareketi için kullanılıyor ve operasyonlar bu gerekçeye dayandırılıyordu.
Evet, bugün FETÖ’cüler içeride olsa da fikirleri iktidardadır. Onların yarım bıraktığını bugünkü iktidar adım adım gerçekleştirmektedir.
* Kamu emekçilerine yönelik operasyon sadece barışı, demokrasiyi, insanca yaşamı savunan kamu emekçilerinin tasfiyesinden ibaret değildir. Bugünkü iktidar 2005-2006’da FETÖ’cülerle el ele uygulamaya koyup ancak sonra askıya alınan “sözleşmeli çalışma”yı yeniden gündeme getirmiş bulunmaktadır. Yani kamudaki tasfiyeler, sözleşmeli çalışma ile kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldıracak büyük bir saldırının dayanağı olarak kullanılmaya çalışılmaktadır.
* Türkiye’de 1985’ten 2013’e kadar yapılan 49 milyar dolarlık özelleştirmenin 41 milyar dolarının gerçekleştirildiği AKP-FETÖ işbirliği dönemi (2003-2013 arası) aynı zamanda eğitim ve sağlıkta özelleştirme politikalarının en hızlı uygulandığı yıllar oldu.
Anlayacağınız bugünkü iktidar kamuda iş güvencesini ortadan kaldırarak, sonra “kiralık işçilik” ile işçileri her türlü güvenceden yoksun kölece çalışmaya mahkûm ederek, BES (Bireysel Emeklilik Sigortası) ile sosyal güvenlik sistemini bitirerek FETÖ ile işbirliği döneminde yarım bıraktıklarını tamamlamaktadır.
Sadece bu da değil.
FETÖ-AKP işbirliği döneminde eğitim adım adım cemaat, dini vakıf ve tarikatların kuşatması altına alındı. Cemaat, tarikat ve dini vakıf yurtları, Kur’an kursları, camiler ve imamlar eğitimin birer parçası haline getirildi. Bugün FETÖ-Gülenciler tasfiye edilirken diğer cemaat ve tarikatlar iktidardan aldıkları destekle adeta kamusal bir kimlik kazandılar. “Dininin ve kininin davacısı bir gençlik” yetiştirmek için eğitimde laikliğin son kırıntıları da yok edilmektedir.
Sonuç olarak; binlerce kamu emekçisinin açığa alınması, yüzlercesinin gözaltın alınıp tutuklanması, FETÖ’cülerle iktidarın paylaşıldığı dönemde planlanmış ve darbecilerle mücadele adı altında emek, barış ve demokrasi güçlerine yöneltilmiş kapsamlı bir saldırının parçası olarak gündeme getirilmiştir. Bugün bu saldırıya karşı çıkmadan iş güvencesini, demokratik-laik-bilimsel eğitimi savunmak mümkün değildir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...