06 Ekim 2016 00:09

Geçmişle yüzleşmede Arjantin deneyimi

Geçmişle yüzleşmede Arjantin deneyimi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesinde uluslararası deneyim paylaşımı çok önemli. İHD Diyarbakır Şubesinden Avukat Abdullah Zeytun ile birlikte, 25 Eylül ve 01 Ekim tarihlerinde Arjantin Buenos Aires’te, “cezasızlığa karşı mücadele” toplantılarına katıldık. Toplantıyı UNESCO’nun 2. kategori temsilciliği olan, “İnsan haklarının savunulması için uluslararası merkez (CIPDH) organize etmişti. Toplantılarda, “cezasızlığa karşı, hakikat, adalet, onarım ve tekrar etmeme garantisi” konularında sunumlarda bulunuldu.
Biz, 15 temmuz darbe girişimine karşı olduğumuzu, darbe teşebbüsünde 173’ü sivil olmak üzere 243 kişinin yaşamını yitirdiğini, 2 binden fazla yaralının olduğunu bildirdik. Hükümetin darbecilerle ilgili soruşturma açmasının doğal olduğunu fakat bunun insan hakları ihlal edilerek yapılamayacağı, bu yönde çok sayıda şikayetler aldığımızı anlattık. Hükümetin çıkardığı KHK’lerin insan hakları belgelerine aykırılıklar taşıdığını, yaşam hakkı, işkence yasağı, ifade özgürlüğü, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, adil yargılanma, çalışma, mülkiyet, eğitim hakkı, seyahat, toplantı özgürlüğü konularında hem KHK düzenlemelerinde hem de uygulamada aykırılıklar bulunduğunu söyledik. Kamu görevlileriyle ilgili açığa almalar, ihraçlar, gözaltı ve tutuklamalar, gazete, TV, eğitim kurumlarına yönelik kapatmalar ve tutuklanan gazeteci ve yazarlara dair  bilgiler verdik. On binlerce insanın keyfi gözaltı ve tutuklamalara maruz kaldığını aktardık.
Geçmişe dair, İHD verilerine göre 940 gözaltında kayıp olduğunu, bu sayının 1350-1400’leri de bulabileceğini dillendirdik. Galatasaray Lisesi önünde cumartesi annelerinin 600. oturma eylemi ve İHD’nin 34 şubesinin bulunduğu yerlerdeki bu eylemi destekleyen oturma eylemlerinden, aynı türden eylemleri 398. kez gerçekleştiren Diyarbakır ve Batman’daki oturma eylemlerinden söz ettik. Türkiye’nin temel probleminin insan hakları ve demokrasi problemi olduğunu ve bunun da en önemli halkasının Kürt meselesi olduğunu, son bir yıldaki çatışmalarda 1100’den fazla insanın yaşamını yitirdiğini, içlerinde 300’den fazla sivil insanın bulunduğunu, sokağa çıkma yasakları uygulamalarının halen de devam ettiğini söyledik. Hükümetin 2014 yılı temmuz ayında bir yasa çıkardığını ardından da Bakanlar Kurulu’nun 1 Ekim 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararları aldığını, yasanın ve kararların yetersiz ama barışçıl çözüm için atılmış olumlu adımlar olduğunu söyledik.Yine Ermeni soykırımı meselesinde de, son yıllarda olumlu ve fakat yetersiz adımlar atıldığını (Bu konuda yayımlanan kitapların varlığından, azınlık vakıflarına ait gayrimenkullerin çok az da olsa iade sürecinin yaşandığından) söz ettik. Ayrıca İHD olarak soykırımı tanıdığımızı söyledik. Ancak yine de arşivlerin açılması ve benzeri hakikat ve diyalog için önemli adımların geliştirilmesi gerektiğinden söz ettik. Türkiye’de de darbelerle, gözaltında kayıp, faili meçhul cinayetlerle yüzleşme ve hesaplaşma sorunu bulunduğunu; anayasada darbecileri koruyan geçici 15. madenin kaldırılmış olması olumlu olmakla birlikte, kayıplarla ve faili meçhul cinayetlerle ilgili cezasızlık politikası izlendiğini, zaman aşımı ve sınırlı sayıda da olsa açılmış davaların uzak kentlere nakledilmesinin yarattığı problemler olduğunu söyledik.
Heyet olarak, hakları savunmakla görevli savcıların bulunduğu “savunma bakanlığı”nı (public ministry of legal Defence of Argentina) ziyaret ettik. Başkan ve savcılar, açıkça 1976 ve 1983 döneminde ve geçmiş dönemlerdeki, Arjantin’deki devlet teröründen söz ettiler. Ziyaret ettiğimiz, Plaza de Mayo Anneanneleri’nden (Abuelas de Plaza de mayo) çok trajik olayları dinledik. Darbeciler, yaşları 20-40 arasındaki erkek ve kadınları, yasa dışı oluşturdukları kamplara götürmüşlerdi. O kamplarda 500 çocuk doğmuş, bebekleri annelerinden alıp askerlere ya da başka kişilere evlatlık olarak verilmişlerdi. Anneanneler 500 çocuktan 100’ünü bulmuşlardı. Arayışları devam ediyor. Arjantin’de kurulan ve tüm dünyada adli tıp alanında, genetik araştırmalar, mezar açılmaları ve incelemeleri konularında otorite kabul edilen, multidisipliner çalışmaları sergileyen “Equipo Argentina de Antropologia Forense, EAAF” adlı kuruluşta harika bir sunuma tanıklık ettik. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki (40’tan fazla) mezarları, cenazeleri, katledilen insanların kemiklerini fotoğraflarda gördük, inceleme ve analiz metotlarını dinledik. Hakikat arayışının bilimsel değerlendirilmesine tanık olduk. Sonra da darbe sonrası, olağan döneme geçişte yapılan anayasanın yapım çalışmalarına katılan Avukat Eduardo Barcesat’tan anayasa konusunda bilgi aldık. Son ziyaret mekanımız Memorial Park’ta (Devlet terörü mağdurları için hafıza ve anıt parkı) bulunan anı müzesi ziyaretiydi. İnanılmaz bir anı müzesi gördük, okyanus kıyısında. Uçaklar ve helikopterlerden okyanusa atılan insanların öykülerini dinledik. Binlerce  zorla kaybedilen insanların adları parkta örülen duvarlara yazılmıştı.
Cezasızlığa karşı mücadele dünyanın her yerinde sürüyor…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa