04 Ekim 2016 11:22

Türkiye’de basın özgürlüğünün bir günü

Türkiye’de basın özgürlüğünün bir günü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu yazıyı size Evrensel gazetesinden yazıyorum. Sabah Çağlayan Adliyesi’nde Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma nöbetine katıldığı için Celal Başlangıç, gazetenin Sorumlu Yazı işleri Müdürü İnan Kızılkaya ve Yazarı Ömer Ağın yargılanıyordu. Yetişemedim. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat dayanışma için adliyedeydi.

Ondan ve oradaki diğer arkadaşlarımızdan haber alıyorduk. Hemen ardından Fatih Polat’tan Hayatın Sesi televizyonunu mühürlemek için RTÜK yetkililerinin binaya geldikleri haberini aldık. Hiç olmazsa ona yetişmek için sanki bitmek bilmeyen bir yola çıktım. Binanın önüne geldiğimde mühürleme işlemini haber yapmak için gelen İMC TV ekibi koşarak ayrılıyordu. Ekipler İMC TV’ye gitmişlerdi. Bu satırları yazarken maliye ekipleri geldi. Üst katta televizyonlara ait dökümleri sayıyorlar. Kapının önünde biri gazeteci arkadaşlara sormuş “mallarınız ne oldu?” diye, “hiçbiri bizim değil ki” diye cevap vermiş o da. Kapının önünde derin bir sessizlik, konuşabilenler Hayatın Sesi televizyonunun nasıl kumbaralarda para biriktirerek, mahalle mahalle dolaşılarak halkın katkılarıyla kurulduğunu anlatıyor. Günlerdir geceleri dahi binadan ayrılmayarak bunu bekliyorlardı. Hepsi uykususuz. Dayanışmaya gelenler, yoldan geçenler “peki şimdi ne olacak?” diye soruyor. Hava güzel diye çocuğunu dolaştırmaya çıkaran bir baba “artık biat etmeyen medya kalmadı, hepsini susturdular” diyor.

Başlıkta basın özgürlüğünün bir günü dedim ama şu an daha günün yarısı geçti. Daha önceki yazılarımda, konuşmalarımda iyimser olduğumu söylemiştim, umudumuzu kaybetmememiz gerek demiştim. Gidişat iyimserliğimi şimdilik boşa çıkarsa da umudumuzu kaybetmemek konusunda ısrarlıyım. Burada yıllardır emek verdiği televizyon kanalının mühürlenmesini gözleri dolarak izleyen basın emekçileri için, bu hukuksuzlukları görerek büyüyen çocuklar için, haber alma hakkımız için mücadele etmeye devam etmemiz gerekiyor.

Pazar günü bizim medyamızı susturmak o kadar kolay değil dedim, bugün kapısına “Uyduruk bir iple mühür bağlarsınız” yarın başka yerden çok daha güçlü yeşerir. Bu televizyonlar, radyolar devletten ihale almak için, birilerinin emriyle inşaat şirketlerinden toplanan milyonlarla kurulmadı. Biat etmezler, etmeyecekler, bu yapılanlar özgür haberciliğin bedeli. Bunu ana akımdaki gazeteciler bile biliyor, yazıyor artık.

Ama unutmamak gerekir ki dün bu televizyonlarda, radyolarda çalışan gazetecilerin basın kartlarının bir telefon mesajıyla iptal edilmesi de, bugün polis baskınıyla mühürlenmesi de hukuksuz. Er ya da geç bu yanlıştan dönülecek, bu hukuksuzluğa imza atanlar da hukukla sınanacaklar. 

O zamana dek dayanışmaya, neler yapabileceğimizi birlikte düşünmeye, tartışmaya devam. Ben buradaki arkadaşlarıma “geçmiş olsun” demiyorum, geçecek bu günler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...