28 Eylül 2016 23:56

Zorla kaybedilenler

Zorla kaybedilenler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumartesi günü insan hakları savunucuları, bütün Türkiye’de, İstanbul Galatasaray Lisesi önünde 600. kez tekrarlanacak oturma eylemi nedeniyle, oturma eylemi yaptılar. Bu durum, eyleme katılma ya da eylemle dayanışma olarak nitelenebilir.
Türkiye’de zorla kaybedilme olgusu denince kurum olarak öncelikle İHD geliyor akla doğal olarak.
Hafızamızı tazeleyelim isterim. İHD’nin, 18 Aralık 1992 günü yaptığı kayıplar kampanyası ile ilgili açıklama İHD web sitesinde duruyor.
Başta söylediğimiz gibi, Cumartesi annelerinin 27 Mayıs 1995 tarihinde Galatasaray Lisesi önünde başlattığı ve geçen hafta 600. kez tekrarlanan efsanevi direnişleri devam ediyor.
İHD’nin 1 Haziran 1995 tarihinden itibaren başlattığı ikinci kez kayıplar kampanyası  hatırlardadır.
Zamanın İHD ve TİHV başkanları (sevgili Akın Birdal ve sevgili Yavuz Önen) ortak basın açıklamasıyla başlattılar ‘kayıplar bulunsun’ kampanyasını.
İHD en az beş kez özel sayı çıkardı. Son iki yıldır da BM Kayıplar Sözleşmesinin ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma statüsünün onaylanmasını isteyen imza kampanyasını sürdürüyor.
600. kez gerçekleşen oturma eylemine Ankara’da katıldım. Bir zorla kaybedilen insanın posterini taşıdım. Yan tarafta bir arkadaş iki boş ayakkabı resminin bulunduğu posteri taşıyordu. O afiş/poster İHD’nin afişi idi ve üzerinde “kayıplar bulunsun” sloganı yazıyordu. O afiş/poster/pankartın hikayesi var. O tarihlerde geçerli 2908 sayılı Dernekler Kanunu’nun 44. maddesine göre, dernekler, bildiri, beyanname, afiş dağıtmadan/açıklamadan önce yetkili makamlar (emniyete, kaymakam ya da valiliklere ve cumhuriyet savcılıklarına) bir örneğini vermek ve 24 saat geçmeden de açıklamamak/dağıtmamak mecburiyeti altındaydılar. Biz müracaat etmemiştik. İşte o afiş, Akın Bey konuşurken arkasında bir arkadaş tarafından tutuluyordu. Soruşturma açtılar Akın Beye ve dernek başkanı olarak İHD’yi o temsil ettiği için 3 ay hapis cezası verdiler ve cezayı ertelemediler, iyi mi?
O günleri anımsadım, boş ayakkabılardan oluşan afişi görünce…
Kaybedilmeyi önlemek mümkün. En ufak bir ihmale gevşemeye tahammülü yok bu konuların. Bakın 27 Mayıs 2016 tarihinden beri Hurşit Külter’i soruyoruz değil mi? Önceki yıllarda kaybedilenleri unuttuk sanılmasın. Ama tıpkı 90’lı yıllar gibi, darbe püskürtüldü ama sanki darbe dönemi yaşanıyormuş gibi bir uygulama ve hava var etrafta.
Nasıl oluyor? Halkın oylarıyla seçilmiş bir hükümet var. Darbe püskürtüldü ama olağan üstülük yaşanıyor. Darbe püskürtüldü ama darbe hukuku gibi bir hukuk ve pratik var. 
Bu yönetme pratiğinin ve hukuk pratiğinin devam edeceği ima ediliyor. Yasama organı devre dışı bırakılmış durumda. Yargı  bağımlı hale getirildi. Medya baskı altında. İfade özgürlüğü darbe dönemlerinde ve 90’lı yıllarda olduğu gibi yoğun bir biçimde ihlal ediliyor. Herkes, hepimiz, düşüncelerimizi açıklama suçu (!?) nedeniyle “terörist”likle suçlanabiliriz. Çok kötü bir dönemden geçiyoruz. Elbette dileriz, umarız ki daha fazla sürmez bu baskı dönemi. Ama dilekten/temenniden öte, bence eleştiri hakkımızı kullanmalıyız. Biz ilkeleri ve değerleri hatırlattıkça ve talep ettikçe, ihlallere itiraz ettikçe hükümet ya bu uyarılar doğrultusunda yanlış, hatalı karar ve uygulamalarından vazgeçer ya da bildiği yolda yürür. O zaman da halk ilk seçimde memnuniyetsizliğini ortaya koyar. Demem o ki, demokratik mücadele şart.
Kaybedilme, hem uygulama hem yasa hem de eğitim ve denetleme konusudur. Doğrudan hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye bağlı bir rejim sorunudur. Doğrudan o ülkenin barışı ile bağlantılıdır. Ama en başta siyasi irade konusudur. Bu konuda kısa net bir öneride bulunayım. Hakikat Adalet Hafıza Merkezi’nin internet sitesine giriniz, “Barışa Doğru 90’larla Yüzleşmek İçin Taleplerimiz” başlıklı yazıyı okuyunuz. Tamamına katılıyorum bu görüşlerin. İHD’yi söylemiyorum. Biz İHD’liler bu taleplerin tamamına sahip çıkıyoruz zaten.
Bence, aynı konularda bir de Hafıza Merkezi’nden arkadaşlarımıza dönüp bakmak ve düşünce ve seslerine kulak vermek lazım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...