25 Eylül 2016 00:30

Başkasının çocuğu...

Başkasının çocuğu...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye’de ölüm kol geziyor. Hava ağır. Kaç kişi farkında bilmek zor ama havada ölüm var. Büyükler gibi çocuklar da ölüm soluyor. Ülke delik deşik. Bu delik deşiklik toprağa verilen insanlar için açılan mezarlardan kaynaklanıyor. Vicdanlar delik deşik...
Kafalar da delik deşik. Kitleler sanki en basit çözümleri göremiyor. Zihinler delik deşik yollar gibi. Akıllar bir türlü gidilmesi gereken yere gidemiyor; çukurlara takılıyor. Oynanmakta olan oyunlar öyle gizli saklı değil; ölüm siyaseti apaçık gözler önünde. Ama akıllar bu oyunlara kapılmaktan kurtulamıyor.
Oynanmakta olan oyunlar artık mizah dergilerine kapak oluyor. Oyun çok, mizah dergilerine bol malzeme çıkıyor. Ama bu oyunların gülünecek yanı yok. Mizah dergilerinin kapakları yürek dağlıyor. Gırgır’ın son sayısının kapağı gibi.
Kapakta bir çocuk var. Tahtanın önünde ayakta duruyor. Tahtada, “Hayat Bilgisi – Konu: Tatilde neler yaptık?” yazıyor. Çocuk, alnından akan bir damla terle, yazdıklarını okuyor: “Babamla tank durdurduk. Annemle demokrasi nöbeti tuttuk. Teyzem açığa alındı. Amcam tutuklandı. Eniştem şehit oldu. Halam beraat etti. Dayım vatan haini oldu.”
Karikatürü açıklamaya gerek yok. Durum bu kadar vahim, acayip; sanki “olağanüstü hâl” tanımı gibi. Bu karikatürü daha da çarpıcı yapmak aslında mümkün çünkü çocuklar öğretmenlerine yapılanları kolay kolay atlamaz, unutmazlar. Tahtanın önündeki çocuk şunları da söyleyebilirdi: “Öğretmenimi benden aldılar!” Hatta şöyle diyebilirdi, “Okulumdaki tüm öğretmenler açığa alındı. Okul var, öğretmen yok!”
Çok çarpıcı olan okullardaki bu olağanüstü durumun gerçeküstü bir kurguya dönüştürülmesi. Milli Eğitim Bakanlığı var olan korkunç gerçekleri zorunlu bir etkinliğe, “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma” etkinliğine çevirdi. Okullar açılır açılmaz, hiç beklemeden, geciktirmeden, çocuklara işlenmesi gerekenler hemen işlenmiş. Kitapçığı bile var. Tahminen emir en tepeden...
Madem Türkiye’de ölüm kol geziyor; madem havada ölüm var ve herkes ölüm soluyor, o zaman okulun açıldığı hafta gündemde ölüm olmalı. Ölüm yüceltilmeli ve ölenlerin sırtından ölüm siyaseti yürütülmeli. Kurgu gerçeküstü ama işliyor. Zaferi kim sevmez ki?
15 Temmuz Demokrasi Zaferi kurgusu her gün işleniyor. Beyoğlu Belediyesi bu konuda öncülük yapıyor. “Şehit ve Gaziler Haftası” dolayısıyla geçen hafta düzenlenen yemekte Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan şunları söylemiş: “Gazilerimiz bu akşam bir kez daha gözdağı verdi. 15 Temmuz bir daha yaşanırsa, yine buradayız, yine vatanımız için koşa koşa geliriz dediler. Bu ülke insanın kültür kodları ve inanç kodları değişmedi. Asırlar da geçse aynı cesaret, aynı kahramanlık değişmez. Gaziler haftası programlarımızda artık 15 Temmuz gazilerimiz de var. Bu akşam bütün gazilerimizin varlıklarını onların yüzüne ifade etme fırsatı bulduk, onlarla gurur duyuyoruz.”
Bu sözleri de açıklamaya gerek yok. Ölüm kol geziyor. Ülke delik deşik. Ölüm siyaseti devrede. Birileri birilerini sürekli şehit olmaya, olmadı gazi olmaya teşvik ediyor. Çocuklara barış ve sevgi değil, cesaret-kahramanlık-ölüm anlatılıyor. Nasılsa ölüme gönderilecekler kendi çocukları değil. Onlar başkasının çocuğu. Onlar başkalarının çocukları...
Yıllardır söylüyoruz. Çocuklara barış gerek. Barış! Ekim 2008’de, Ekim 2015’de yazmıştım. Yine yazayım: Başkasının çocuğunu ölüme gönderenler de duysun. Başkasının çocuğunu sevmeden, insan kendi çocuğunu yeterince sevemez. Başkasının çocuğunu düşünmeyen, aslında kendi çocuğunu düşünmemektedir. Başkasının çocuğunun -her çocuğun- ölümü ortak kaybımızdır. Duyun artık!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...