24 Eylül 2016 00:59

‘FETÖ’cü suçlaması’ terörü!

‘FETÖ’cü suçlaması’ terörü!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye bir kuyruklar cenneti dense yeridir. Aş, iş, yardım talebi, hizmet talebi, bir konuda itiraz... Hangi toplumsal konu gündeme gelse, bu sorunların bir aşamasında “kuyruklar oluşması” kaçınılmaz oluyor.

Son günlerin en yaygın “kuyrukları” ise, “iş” ve “mağdur” kuyrukları!

“Eğitim yılı”nın başlamasıyla birlikte, okulların temizlik, güvenlik, bakım, tamir vb. hizmetlerinde “Asgari ücretle ve geçici olarak (8 ay) çalışmak” üzere, işçi alınacağının açıklanması, hemen bütün illerde İŞKUR binalarının önünde ucu bucağı belirsiz kuyruklar oluşmasına yol açtı. Her yaştan kadın ve erkek on binlerce işsiz, yoksul günlerce kuyruklarda bekledi. Birkaç adım önde olmak için birbirleriyle, yetmedi, güvenlik görevlileriyle kavga ettiler... 15 yıldır AKP’nin yönettiği ve cumhurbaşkanından bakanlara, başbakandan yerel idarecilere kadar yöneticilerin, ekonominin tıkır tıkır işlediğine, halkın mutluluk içinde yaşadığına dair nutuklar attıkları Türkiye’de oluştu bu “işsizlik” kuyrukları!

EN YENİ KUYRUK TÜRÜ:MAĞDURİYET KUYRUĞU
Son günlerin diğer “kuyrukları” ise; illerde kurulan “kriz merkezleri” ve Başbakanlıkta bu “kriz merkezleri”nden gelecek dilekçeleri inceleyip, mağdur olanlarla olmayanları ayırmak için  kurulan o kurulların önünde oluşan kuyruklar.

15 Temmuz ve sonrasında ilan edilen OHAL ve OHAL Yasası’na dayanarak Hükümetin çıkardığı KHK’lerle açığa alınan; meslekten atılan, gözaltına alınıp tutuklananların yakınları, “Haksız-hukuksuz biçimde mağdur edildiğini düşünenler”, illerde valiliklerde oluşturulan ‘kriz merkezleri’ne başvuruyor. Bu başvuruların Başbakanlıkta, her bakanlıktan katılan temsilcilerin oluşturduğu bir kurulda değerlendirileceği belirtiliyor. 

Hükümet, CHP ve MHP’den, Eğitim Sen ve üyeleri başta olmak üzere sendikalardan, ilerici demokrat çevrelerden, haksızlığa uğrayan kesimlerden ve ailelerinden gelen tepkiler üzerine bu kurulları oluşturdu. Ve daha ilk günlerde bile bu “kriz merkezleri”  önünde uzun kuyruklar oluştu.

Başvurunun ilk günü, “Kriz merkezlerine sadece bin başvuru olmuş. Demek ki mağdur olanlar iddia edildiği kadar değilmiş” gibi haberler yapan yandaş medya, illerdeki ve Başbakanlıktaki “kriz merkezleri” önünde uzayan “mağduriyet kuyrukları” karşısında başka bir “frekanstan” yayına geçti!

HAK TALEBİNİ SİNDİRME TERÖRÜ!
Ve yine bu konuda da başı çekme sorumluluğunu Yeni Şafak gazetesi üslenmiş görünüyor.

Yeni Şafak dünkü sayısında, “Dilekçe terörü” başlığı ile verdiği haberinde; “Başbakanlığın FETÖ ile mücadelede mağdur olanların belirlenmesi için oluşturduğu kriz merkezleri sabotajla karşı karşıya. FETÖ, üyelerine ‘dilekçe yazma’ talimatı verdi!” diyerek, spekülasyon haberciliğinde, “cinlik”te sınır tanımadığını gösterdi.

Bu gazete, haberini, kendi ifadesiyle, “Başbakanlık, bakanlık ve valiliklere aynı kalemden çıkmış ‘mağduruz’ dilekçeleri yağdığı”na dayandırıyor. Çünkü  bu dilekçelerde, “Benim örgütle alakam yok. FETÖ üyelerinin cezalandırılmasını ben de istiyorum...” deniyormuş!

Tabii burada akla;

* “FETÖ suçlamasıyla” mağdur olan dilekçeyi elbette böyle bir içerikte yazar, başka ne yazacaktı ki?

* “Bir kuyrukta saatlerce duran, aynı suçlamaların muhatabı olmuş insanların dilekçelerini birbirinden kopyalaması normal değil mi?” soruları gelebilir.

Ya da bütün bu türden varsayımların da ötesinde ‘FETÖ’, üyelerine, “Siz de mağdur dilekçesi yazın da at izi it izine dilekçelerde de karışsın!” demiş de olabilir.

KRİZ MERKEZLERİ MAĞDUR OLANLA OLMAYANI AYIRMAYACAK MI? 
Dolayısıyla “mağduriyet kuyrukları”ndakilerin bir bölümü, hatta çoğunluğu da böyle, “FETÖ emriyle” dilekçe yazmış olabilir. Ama zaten mağduriyet dilekçesi almak için kurulmuş olan “kriz merkezleri” ve Başbakanlıkta oluşturulan kurul, bu kurulların ne kadar “bağımsız” çalışacağı ve artan itirazlar karşısında durumu kurtarmak için kurulup kurulmadığını bir yana bıraksak bile, Başbakanlıktaki bu dilekçeleri inceleyecek kurul “At iziyle it izini ayırmak”, gerçekten mağdur olanları belirlemek için kurulmamış mıdır?

Hükümet bu kurulların bunun için kurulduğunu söylüyor. Başvuranlar da Hükümetin söylediğine inanarak başvuruyor.

Ama Yeni Şafak, elinde az çok kabul edilebilir bir belge olmadan, “masa başında” oluşturulmuş bir senaryoyu, dilekçelerdeki “içeriğe” bakarak, “FETÖ üyesi, bunlar emirle dilekçe yazıyor. Mağdur olan çokmuş gibi gösteriyorlar!” gibi McCarty’ci, Göbels’ci propagandacıları bile mezarında döndürecek bir zihniyetle, “Hak aramak isteyen insanları” toptan suçluyor.

Bu elbette yandaş gazeteciliğin geldiği yerin yeni bir örneğidir. Ama bu gazetecilikten söz ederken artık “sıfır kod”da bir gazetecilik çıtasından bile söz edemiyoruz. Çünkü artık onlar “çukurda”dır!

FAŞİST PROPAGANDA YÖNTEMİ
Ama “FETÖ suçlaması nedeniyle mağduruz” diye dilekçe verenler artık aynı zamanda Yeni Şafak ve yandaş gazeteciliğin de mağdurudurlar! Çünkü artık, Yeni Şafak ve onun gibilere inananlar, “mağdurum” diye hak arayanları “FETÖ üyesi” gibi göreceklerdir. Böylece hak aramak için girişimde bulunanlar, “FETÖ’cü” suçlamasıyla terörize edilip sindirilecektir. En azından bu haberleri yapanların niyeti budur.

Bir kez bu çizgi “meşruiyet” kazandıktan sonra bugün “FETÖ” yarın bir başka gerekçeyle hak arayanlar sindirilmek istenecektir. Ki, böyle “toptan suçlar” yaratıp, “gözüne batan” herkesi aynı suçla suçlayarak insanları, toplumu sindirmek,  faşist rejimlerin ve faşist propagandanın en yaygın ve geleneksel biçimidir. Yandaş basın bu konuda hayli yol aldı ve bu kolay yürüdüğü yolda bundan sonra da yürüyecek görünmektedir.

Roboskî Katliamı, Rus uçağının düşürülmesi, Ergenekon, Balyoz... davaları gibi ülkede infial uyandıran her kanlı olay ve skandalda, Hükümeti aklayıp paklayıp temize çıkarıp “Bunları Hükümeti sıkıştırmak isteyen FETÖ yaptı. Hükümet aldatıldı...”  diye propaganda yapabilen zihniyet şimdi, “mağdurların hak arayışını” bile “FETÖ tezgahı”na bağlamaktadır. 

Bu tutum, yandaş haberciliğin hangi bataklıklarda dolaştığını izleyenler için şaşırtıcı değildir.

Örneğin bu zihniyet bu makalenin başında değindiğimiz “İŞKUR önündeki işsizler kuyruğu” için de “Bu kuyruklar aslında böyle uzun olmazdı. FETÖ üyelerini bu kuyruğa sokarak ülke ekonomisinin kötü olduğunu jurnallemek istiyor” iddiasını da öne sürebilirlerdi. Ve buna herhalde artık pek şaşıran da çıkmazdı!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...