22 Eylül 2016 23:57

Şarlo'nun şapkasından ne çıkar?

Şarlo'nun şapkasından ne çıkar?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Öyle ya da böyle Şarlo’yu hepimiz biliriz. Kimdir Şarlo? Şapkası, bastonu, postalı, bıyığı ve sakarlığı ile sessiz sinemanın sevimli kahramanı. Genelde şapkadan tavşan çıkar, ama Şarlo’nun şapkasından umut çıkar, özlem çıkar, mücadele çıkar. Kara mizahın ustasıdır o. Kapitalizmi mizah silahıyla vuran, insanın zaaflarının nelere yol açabildiğini gösteren, Diktatörlerle dalga geçen, kadın Şarlo ile en insani duyguların güzelliğini paylaşandır. Kısaca umudun ve mücadelenin sanat temsilcisidir. Bilginin ve emeğin geleceğin güzel insanlarını yaratacağını söyler. Gerçekmiş gibi görünenlerin ardındaki hakikat arayışında  yaratıcılığın  sanatçının sorumluluğunun ne olduğunu gösterendir. Bu gerçeği, Şarlo’yu yaratan Charles Chaplin her daim demleyerek önümüze koymaktadır. Böyle olunca her kuşağın, zamanın sevimli kahramanı olarak yaşar gider. Şarlo artık sokakların, kafelerin, kültür merkezlerinin ismi olur.
Geçen hafta yeni bir mekan Şarlo adıyla açıldı. Ankara Katliamı’nda bacağını kaybeden ve umudumuza umut ekleyen Cafer Altun ile şans eseri kurtulan Sadam Ergün’ün ortaklaşa açtıkları “Şarlo Kafe” dostlarının imeceleriyle tadilat tamirat, masa sandalye sorununu da çözdü. Ne güzel olmuş. Avcılar merkezde sessiz ama derinden bir açılışla dostlarıyla buluştu. Yolu Avcılar’a düşenlerin çayı bahane muhabbete bir merhaba demesi  eminim iyi gelecek.
Şarlo’dan sahneler gözümün önünden geçerken Filistinli 10 yaşındaki çocuk “Hanzala” aklıma geldi. Hanzala’yı yaratan Naci el-Ali ülkesiyle birlikte kendi varlığını sürdürebilmenin sırrını çizmekte bulduğunda, halkının davasına en az “çocuk generallerin” İsrail tanklarına attıkları taşlar kadar güçlü bir silah kazandırmıştı. Karikatürleri kısa zamanda öylesine büyük bir etki yarattı ki Naci el-Ali’nin çizgilerine, takvimler 22 Temmuz 1987’yi gösterdiğinde, kurşunla yanıt verildi. Londra’da bir cadde ortasında Mossad ajanları bir büyük sanatçıyı katletti. Oysa hesaba katmadıkları bir gerçek vardı. Naci el-Ali, kendisinden sonra Filistin bayrağını taşıyacak bir karakteri çoktan yaratmıştı. Yüzünü “Özgür Filistin’i görünceye dek dünyaya göstermeyecek, hiç büyümeyecek, hep 10 yaşında kalacak, yani ölümsüz bir çocuk: “Hanzala!”
10 yaşında bir çocuk Hanzala; bütün karikatürlerinde izleyici olarak yer alır, arkası dönüktür Hanzala’nın... Sanki Filistin olayına ilgisiz kalanlara küsmüş gibidir. Ancak Filistin’e barış geldiği gün dönecektir yüzünü... 
Sonra daha eskilere eskilere gittim. 1800’lü yılların Fransa’sında Daumier, (Ressam, heykeltıraş ve karikatürist olan bir sanatçıydı. Politik kişilere dair karikatürleri ve yurttaşlarının davranışlarına ilişkin eleştirileriyle tanınmıştır.) şöyle seslenir halka: ‘Alay et yıkılacaklar!’ Sanatçılar, kara mizahın güçlü diliyle ilk andan itibaren yaratıcılıklarını konuşturmaya devam ediyorlar. “Alay et, yıkılacaklar” diyerek…
Sonra bizden biri “Avanak Avni” ve Oğuz Aral. Bir dönemin en çok satan mizah ve karikatür dergisi . Ve “Qırıx” Yani Doğan Güzel’in yarattığı karikatür tiplemesi. “Qırıx’lar Diyarbakır’ın bol dikenli gülleridir. Qırıx’lar Diyarbakır’ın asi ve marjinal gençleridir” diyor blogunda.
Yeniden Şarlo’nun şapkasına dönelim.
Sanatın görsel gücü hayatla karşılık buluyorsa, caddelerde sokaklarda halkın içinde yaşıyorsa, eleştirinin gücü daha çok iktidarları götürür. Onları yaşatan mekanlar yaşanmış acıların son bulmasında umutları  çoğaltsın...
Yani Şarlo’nun şapkası bir korunaktır. Bastonu geleceğe taşıyor, postalları patikaları aşıyor...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...