İktidarın argümanları ve Dersim örneği
Fotoğraf: Envato
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, önceki gün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, OHAL kapsamında yayımlanan KHK’lere dayanılarak bugüne kadar toplam 27 bin 715 öğretmenin ihraç edildiğini, bugün itibariyle de 9 bin 464 öğretmenin açığa alındığını söyledi. Canikli 60 bin kamu görevlisinin görevden alınmasına rağmen haksızlığa uğrayanların sayısının çok az olduğunu da iddia etti.
Yapılan soruşturmalar sonucunda 455 öğretmenin göreve iade edildiğini belirten Canikli, “Bunların 419 tanesi Tunceli’de, 36 tanesi de farklı illerde görev yapan öğretmenler.” dedi.
Bilindiği gibi Dersim’de görevden uzaklaştırılan öğretmen sayısı 504’tü ve gösterilen tepkiler üzerine 419’u görevlerine iade edildi.
Aslında sadece Dersim örneği bile, Canikli’nin ihraç ve açığa almalarda haksızlığa uğrayanların sayısının çok az olduğu argümanını boşa çıkarıyor.
Peki bu kendiliğinden mi oldu? Elbette ki değil. Öncelikle OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lere dayanarak ve ‘FETÖ/PDY’ ile bağlantılandırılarak görevlerinden uzaklaştırılanların arasında Dersim’in de bu kadar ciddi bir oranla yer alması, bu operasyonlara dair olarak devletin tepesinden söylenen “hata payı olur” anlamındaki açıklamalarla bile meşrulaştırılamayacak bir gerçeği ortaya koydu.
İktidarın henüz kendisine benzetemediği sınırlı sayıdaki basın organları ve sosyal medyada şu gerçekler hatırlatıldı. Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Akif Celalettin Şimşek, daha çok kısa bir süre önce, 29 Ağustos 2016 günü, “FETÖ’nün” ülke genelinde idari ve mali yapılanma yapamadığı tek ilin Dersim olduğunu ifade etmişti.
Ve yine Dersim, Temel Eğitimden Orta Eğitime Geçiş (TEOG) Sınavı’nda yıllardır birinci çıkaran bir ildi. Bu yıl da, Dersim’in Çemişgezek ilçesi TEOG sınavında bu geleneği bozmamıştı. İlçenin Payamdüzü Ortaokulu Öğrencisi Mahir Gündoğdu, ikinci dönem TEOG sınavında soruların hepsini doğru yanıtlayarak tam puan aldı. Okuldan artakalan zamanını hayvan otlatmakla geçiren ve hedefinin doktor olmak olduğunu dile getiren Gündoğdu, bakın daha sonra devletin tam bir iftira ile görevden alacağı öğretmenleri için neler söylemiş:
“Öğretmenlerimiz bizi sınava çok iyi hazırladı. Ders sonralarında bile bizlerle yakından ilgilendiler. Ağabey, abla, kardeş gibi birlikte soru çözdük. Ben buradan aileme, Okul Müdürümüz Birsel Tutar ve Eski Okul Müdürümüz Bedri Gülcemal Ardıç başta olmak üzere bizlere emek veren bütün öğretmenlerime teşekkür ediyorum.” (11 Haziran 2016, İHA)
Ve geriye dönük bir tarama yaptığımızda 2015 yılında çıkan haberlerde de, şu ifadeyi görüyoruz; “TEOG sınavının sonuçlarına göre Türkiye birincisi Dersim’den çıktı. Türkiye birincisi 3 yıldır Dersim’den çıkıyor.”
Dersim örneği iktidarın “Kurunun yanında yaş da yanar” yaklaşımıyla bile yutturamayacağı kadar aşikar bir gerçeği ortaya koyuyordu.
15 Temmuz darbe girişimi iktidar tarafından tamamen bir fırsata çevrilmiş ve bu operasyonlar da, devletin ve onunla bağlantılı olarak eğitimin dönüşümünün bir dayanağı olarak işletilmiştir.
Dersim’de görevden uzaklaştırılan öğretmenlerin önemli bir bölümü tüm bu abesliğe rağmen öyle iktidarın yaptığını iddia ettiği soruşturma sonucu filan değil, kentin dışından ve içinden gelen tepkilerin sonucu olarak görevlerine iade edildiler. Henüz iade edilmemiş olanların da iade edilmesi gerekir.
Peki örneğin Koceli’de rektör tarafından isimlerinin verilmesi sonucu görevlerinden ihraç edilen ve 19’u da barış imzacısı olan bilim insanlarının durumu da “FETÖ/PDY” kapsamına sokulmak açısından aynı derecede abes değil mi? Tabii ki öyle. Ve daha binlerce öğretim üyesi, öğretmen ve kamu çalışanı açısından bunun böyle olduğunu tahmin etmek zor değil.
Öğrencilere ‘vatan, milli irade, ümmet, şehitlik’ gibi vurguların öne çıkarıldığı 15 Temmuz etkinlikleri eşliğinde dersbaşı yaptıran zihniyetin, eğitimi kendi kafasındaki öğrenci modelini inşa etmeye elverecek şekilde dönüştürmeye yönelmiş olması hiç de şaşırtıcı değil.
Ve yine Dersim örneğinin de gösterdiği gibi, tamamen yalana dayalı argümanlarla yürüyen bu operasyonları boşa çıkararak ihraç edilenlerin, açığa alınanların görevlerine iadelerini sağlamak sıkı bir mücadeleyi gerektiriyor.
- Bayramda ada vapuru 15 Nisan 2024 06:30
- Bir seçimin ardından: Ne yapmalı? 08 Nisan 2024 05:05
- İktidar açısından ciddi bir ‘meşruiyet’ tartışmasının kapısı açıldı 01 Nisan 2024 05:37
- Defansta bir AKP mitingi ve kapıdaki emekli 25 Mart 2024 05:20
- 31 Mart öncesi Diyarbakır: Barışa ve ekmeğe aç 18 Mart 2024 05:25
- Bir piramidin tepesinde yalnız başına 11 Mart 2024 05:25
- 2 Mart darbesinden 30 yıl sonra 04 Mart 2024 04:55
- Funda Bakış: Kadınların, emekçilerin gücü olacağız 26 Şubat 2024 05:29
- Pablo Escobar'dan İliç'e uzanan yol 19 Şubat 2024 05:10
- 31 Mart'a giderken partilerin rantla imtihanı 12 Şubat 2024 04:10
- İstanbul seçimleri için kritik günler 07 Şubat 2024 04:50
- 'Süper talan' ve 'zamanın bükülmesi' 05 Şubat 2024 05:23