Tetikçi gazetecilik hayal kırıklığına uğrayacak: Evrensel susmayacak, susturulamayacak!
Fotoğraf: Envato
Akit gazetesi önceki gün, "PKK sözcüsü Evrensel kapatılıyor" başlığıyla bir “haber” yayımladı. “Haber”de, Evrensel gazetesinin kapatılmasının gündemde olduğu öne sürülüyor ve "Özgür Gündem’in yayınlarının durdurulmasının ardından PKK’ya yakınlığıyla bilinen Evrensel gazetesinin de kapatılması gündemde" deniyor.
Türkiye’de basını az çok izleyen her vicdanlı insan Akit gazetesindeki bir haberden söz ederken buradaki haber sözcüğünü mutlaka tırnak içine alır. Çünkü Akit dendiğinde akla gerçek haber değil, karalama, yalan, iftira, kara propaganda… gelir. Akit'te çıkan bir “haber”in gerçek olması son ihtimal bile değildir.
Ama AKP Hükümeti’nin Evrensel’i kapatma hayali elbette yeni değildir. Gündem her sıkıştığında hükümet cenahından birileri Evrensel’i kapatmak gerektiğini söylemiştir. Yandaş medyadan birileri ya da koro halinde bu istek dillendirilmiştir.
Şimdi de siyasi hava yeterince “dumanlı” ve Evrensel’i kapatmak isteyenlerin iştahı kabarmıştır. Ama Akit’in haberi bu hayali ya da belirli çevrelerde bu doğrultuda atılmış bir somut adımı haber yapmak, Hükümet ya da savcılıklardan böyle bir girişimi önceden duyarak kamuoyunu bilgilendirme amaçlı bir habercilik kaygısıyla yapılmış değil. Tersine Akit’in “haberi” Hükümet’e ve savcılıklara “Evrensel’i hâlâ neden kapatmıyorsunuz?” “haberi” olarak kurgulanmış ve bir sürü yalan yanlış iddiayla da süslenmiştir.
Bu yüzden Akit’in yaptığı, gazetecilik literatüründe, “tetikçi gazetecilik”, “operasyon gazeteciliği” gibi gazetecilikte en aşağılık sayılan türden bir gazeteciliktir!(*)
Kuşkusuz Akit’i cesaretlendiren, böylesi “haberler” yaptığı halde genişçe bir kesim tarafından gazete sayılıyor olmasının nedeni ülkemizdeki gazeteciliğin çıtasının, az çok bir gazetecilik kültürüne sahip ülkelerdeki gazeteciliğe göre çok aşağılarda olmasıdır.
Gazeteciliğin bu hale gelmesinde en başta AKP Hükümetlerinin en genel anlamıyla bile kendilerine bağlı olmayan gazeteciliğe tahammül edememesi, geleneksel sermaye basınını bile “havuz medyası”nın eklentisi haline getirmiş olması vardır. Bu yüzden Akit gibi, rakiplerine karşı tek silahı, karalama, iftira, yalan ve provokatif “haberler” yapma olan gazeteler de bu ortamda hayat bulmaktadır.
Evrensel 22 yılık geçmişinde işçi sınıfından, emekçilerden, Türkiye’nin halklarından yana bir gazeteciliğin sözcüsü olmuş, kişisel ve grupsal bir çıkar gözetmeden gerçeğin peşinde koşmuştur. Bugün de hükümetlerin, güç sahiplerinin inayetine değil, işçi sınıfımızın, emekçilerimizin ileri kesimlerinin, aydınlarımızın, bilim ve kültür insanlarımızın, demokratlarımızın, halklarımızın gücüne ve desteğine dayanarak, bütün baskılara ve güçlüklere karşı her gün çıkmaya devam etmektedir. Halklarımız ona ihtiyaç duydukça da Evrensel çıkmaya devam edecek, Akit ve onun savunduğu gazeteciliğin her renkten temsilcilerinin uykusunu kaçırmaya devam edecektir.
Evrensel bugüne kadar önüne çıkarılan engelleri ve güçlükleri aynı zamanda muhabiri ve dağıtıcısı olan okuyucularına, aydın ve demokrat kamuoyunun desteğine dayanarak aşmıştır. Bugünü güçlüklerini de aynı biçimde aşacaktır.
Akit’in ve eğer varsa arkasındaki güçlerin bu girişimini Evrensel’in okurları gazetelerine daha çok sahip çıkmak, aynı anlama gelmek üzere daha çok mektup yazmak, daha çok haber yapmak, daha çok gazeteyi emekçi çevrelere, kadın ve gençlik çevrelerine ulaştırmak için olağanüstü bir gayretle çalışmak olarak algılayacaktır.
Bu yüzden de Evrensel ne Akitçi gazetecilerin bedduaları ne de elinde güç bulunduranların isteği ile kapatılamaz. “Kapatıldı” sanıldığında da hep geçmişte olduğu gibi (1990’lı yıllarda üç kez kapatıldı) küllerinden yeniden doğar. Çünkü onun gücü, gerçeğin tarafında olmasından, tarih akışını arkasına almış olmasından gelir.
Hiçbir baskı Evrensel’i gerçeklerin peşinde koşmaktan alıkoyamayacak!
Evrensel susmayacak, susturulamayacak!
(*) Burada Akit’ten söz edilirken “haber”de oluğu gibi gazetecilik sözcüğünü de tırnak içinde kullanmak gerek. Ama bu yazı içinde arka arkaya Akit’le birlikte geçen gazetecilik sözcüklerini tırnak içine almak görünüş olarak çirkin olacağından okurlarımız bu tırnakları akıllarından koymalıdır.
- Tek adam rejiminin fıtratında 'gönüllü ikna', özgürlük, adalet ve barış yoktur! 21 Nisan 2024 04:58
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05