16 Eylül 2016 01:00

Birlikte mücadele sonuç veriyor

Birlikte mücadele sonuç veriyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Almanya’da yarın önemli bir gün.
Berlin, Hamburg, Köln, Frankfurt, Stuttgart, Münih ve Leipzig’de yüzbinlerce insan çokuluslu tekellerin çıkarlarını esas alan ve ABD ile AB arasında imzalanması planlanan Transatlantik Serbest Ticaret ve Yatırım Anlaşması’na (TTIP) karşı sesini yükseltmek için bir kez daha alanlara çıkıyor.
Çok sayıda örgüt ve inisiyatifin içinde yer aldığı birliğin verdiği bilgiye göre, her gösteriye 30 ila 50 bin kişinin katılması bekleniyor. Bu 7 kentle aynı saatte 250-300 bin insanın sokağa çıkacağı anlamına geliyor.
Yüzbinlerin sokağa çıkarak tepki gösterdiği TTIP, her şeyden önce işçi ve emekçilerin ulusal düzeyde kazanmış olduğu sosyal hakları ortadan kaldırıyor, tekellere daha fazla sömürü için geniş imkanlar sunuyor.
Çalışma koşulları, işçi ücretleri konusunda rekabet daha fazla körüklenecek, asgari ücretin, toplu sözleşmelerin olanakları azaltılarak, böylece çalışanların yaşam koşulları biraz daha çekilmez hale getirilecek.
“Yatırım teşvik”i adı altında tekellerin azami kâr elde edebilmesi amacıyla, doğayı koruyan, sağlıklı beslenmeyi gözeten ve sağlık hizmetlerinde etik kuralları uygulayan pek çok düzenleme kaldırılacak. ABD’li tekellere genetiği değiştirilmiş ürünleri piyasaya sürmesine izin verilecek.
Özetle, ABD ve AB kader birliği açısından “Ekonominin NATO”su olarak adlandırılan TTIP’le her şey AB ve ABD’deki büyük tekellerin işine yarayacak. Küçük şirketler ise bu rekabet ortamında yok olup gidecek.
Açıktır ki, 2000’li yılların başında neoliberal politikalara tepki olarak ortaya çıkan, ancak zamanla sönümlenen küreselleşme karşı toplumsal hareket şimdi kendisini TTIP başta olmak üzere, çeşitli uluslararası anlaşmalara karşı mücadelede gösteriyor.
Almanya’da iki yıl önce yerelden küçük etkinlikler ve toplantılarla başlayan mücadele gelinen aşamada kitlesel bir harekete dönüşmüş bulunuyor.
İlk büyük gösteri geçen yıl 10 Ekim’de Berlin’de yapılmıştı.
Örgütleyenlerin bile katılımın ne olacağı konusunda tahmin yapamadığı gösteriye 250 bin üzerinde insanın katılması, TTIP’e karşı tepkinin halk arasında tahmin edilenden de yüksek olduğunu göstermişti. Ardından bu yılın nisan ayında ABD Başkanı Obama’nın gelişi vesilesiyle Hannover’de yapılan gösteriye 90 bin emekçi katılmıştı.
Tepki bu kez 7 ayrı kentte aynı saatte yapılacak eylemlere ortaya konulacak. Alman hükümetine, bir kez daha anlaşmaya onay vermemesi çağrısı yapılacak.
Bugünden söylenebilir ki, halkın bu denli güçlü tepki gösterdiği TTIP, kapalı kapılar arkasına planlandığı gibi imzalanmayacak.
Fransa anlaşmayı imzalamayacağını açıkladı. Almanya’da da özellikle koalisyon ortağı SPD içinde tepki yüksek.
Halk arasındaki geniş tepki nedeniyle ABD ile anlaşmayı erteleyebileceklerinin mesajını veren AB ülkeleri, aynı çerçevede AB ile Kanada arasında ekim sonunda imzalanması planlanan Kanada-Avrupa Serbest Ticaret Anlaşması’na (CETA) ise onay veriyorlar.
Belirtmek gerekiyor ki TTIP’e tepki, CETA’ta tepkiden daha fazla. Bunda, elbette anlaşmanın diğer tarafında ABD gibi bir ülkenin olması rol oynuyor. Zira, ABD’li tekellerin kural tanımamazlığı geniş kesimler tarafından biliniyor.
Ne var ki, ABD ve AB’deki tekelleri için CETA’nın imzalanması da büyük kolaylıklar sağlayacak. ABD-Kanada Serbest Ticaret Anlaşması’nın yarattığı hukuksal zemin nedeniyle AB ile ABD arasındaki serbest ticaret bu kez Kanada üzerinden dolaylı olarak yapılabilecek.
Bu nedenle, yarınki gösterilerde tek başına TTIP’nin imzalanmamasının çare olmadığı, CETA’nın da iptal edilmesi mesajı öne çıkarılacak.
Çok karmaşık ve halktan sır gibi saklanan TTIP’in geniş kesimler arasında tepkiye karşılanması ve verilen mücadelenin önemli bir aşamaya ulaşması, tekeller ve onların çıkarları için çalışan hükümetlerin masa başında, kapalı kapılar ardında yaptığı planların her zaman hayata geçmeyeceği bakımından önemli.
Asıl belirleyici olanın halkın gelişmeler konusunda ne dediği ve tepkisini nasıl ortaya koyduğudur. TTIP’e karşı çıkış nedenleri çok farklı olan değişik kesimlerin bir masa etrafında buluşarak, somut bir hedef belirlemesi ve ona göre bir yol haritası çizmesi, gelinen aşamada halkın tepkisini doğru bir kanalda buluştuğunu gösteriyor.
Şimdi önemli olan tekellerin pervasız sömürü planlarına karşı halk arasında biriken bu tepkiyi dağıtmadan, yeni hedeflerle birleştirerek ileriye taşımaktır. Elbette Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli göçmen işçi ve emekçiler de gelişmelerin seyircisi değil parçası olarak bu mücadele içerisinde yerini alması gerekiyor. Bunun için eylemlere katılmalı.
Çünkü, TTIP ve CETA ile gelecek kötülükler AB’de yaşayan her ulustan ve inançtan emekçinin yaşamını derinden etkileyecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...