14 Eylül 2016 00:54

Ya çözüm ya cehennem

Ya çözüm ya cehennem

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Abdullah Öcalan’ın iki yıl aradan sonra kendisi ile görüşen kardeşi aracılığıyla verdiği mesajlar, Kürt sorununa dair önümüzdeki dönemdeki tartışmalarda kuşkusuz önemli bir yer tutacak. Bu, Öcalan’ın açıklamaları ile birlikte ciddi değişiklikler olabileceği gibi bir ihtimalden değil, onun Kürt siyaseti içindeki yerinden kaynaklanıyor. Bu açıklamaların ne gibi yanıtlar bulacağını ise zaman gösterecek.

Öcalan’ın son açıklamaları özünde 2013 Newrozu’nda yaptığı açıklamaların bir devamı niteliğinde. Bununla birlikte 2013’teki açıklama ile bu son açıklama arasında üzerinden atlanılamayacak bir fark da var. 3 yıl önceki o önemli açıklamasında Öcalan, temel olarak Kürt halkını ve muhalefetini silahların devreden çıkarılacağı yeni bir siyasi mücadele dönemine kazanmayı hedefleyen bir dil kullanmıştı. Bu açıklamada ise, kendisinin tüm çabaları karşısında sözünde durmamış olan devlete bir eleştiri öne çıkıyor ve “Bu devlet hukuk devletiyse bu yasal ve demokratik hakkımızın verilmesi gerekiyordu” diyor. Yine “En büyük taraf devlettir, devlet işaret ederse bu sorun çok uzun süre devam etmez çözülür” diyor. Bunlar, cezaevi koşullarında yapılmış bir açıklama olarak Öcalan’ın devlete, iktidara yönelik açık eleştirileri olarak okunmalı. Ve daha önce de söylediği gibi, “Devlet hazırsa iki adamını buraya gönderir, 6 ayda bu sorunu çözeriz” ifadelerini kullanarak da, kendisinin Kürt sorununun çözümüne dair arayışlardaki konumuna işaret ediyor.

Peki bu açıklamalar önümüzdeki dönemin siyasi dengeleri ve ilişkilerinde ne gibi değişikliklere yol açar? İçinden geçtiğimiz dönemin gerçeklikleri bu soruya çok iyimser yanıtlar vermeyi güçleştiriyor. 

Cumhurbaşkanı, Hükümet ve toplam devlet aklının şu anda, içeride ve dışarıda Kürt hareketini “terörle mücadele” konsepti içinde zayıflatmaya odaklandığı bir dönemden geçiyoruz. Bu yapılırken seçilmiş belediyelere kayyım atanması gibi hukuki argümanlarla gerekçelendirilmesi bile komik olan yöntemler dahi devreye sokulmuş durumda. İktidara yakın gazeteciler, sırada bazı HDP milletvekillerinin tutuklanması olduğunu söylüyor. Şaşırtıcı olmaz.

Ancak tüm bunların yanında devletin Öcalan’ın yaptığı bu son açıklamalara bir anlam biçtiğini göz ardı etmemek gerekiyor. Bu ‘anlam’ kelimesi, devlet Öcalan’ın bu açıklamalarına büyük kıymet vererek gereğine dair adımlar atılacak biçiminde anlaşılmamalı. Fotoğrafın toplamına bakıldığında devletin Kürt sorununa dair dönemsel pratiği şöyle gözüküyor, Türkler nezdinde Kürt sorununa yönelik olarak ‘terörle mücadele’ konseptinde kararlılık mesajı verilirken, Kürt kamuoyunda da, Öcalan’ın bu açıklamalarına izin veren ve dolayısıyla ‘müzakere’ seçeneğine kapılarını tamamen kapatmadığı mesajını vererek böylesi bir umudu diri tutmak. Bu, devletin 1993’ten beri PKK ile girdiği ‘diyalog’ süreçlerinde çok sık başvurduğu oyalama ve bu arada kendi ajandasını alttan alta uygulama biçiminde mi olacak, yoksa yeniden Öcalan’ın da son mesajında ifade ettiği ‘Yeniden çözüme dönmek’ bir seçenek olarak devletin ajandasında da var mı?

Öncelikle şunu unutmamak gerekiyor. Bugüne kadarki, diyalog süreçlerinin her biri devlet için bir mecburiyet seçeneği olarak devreye girdi. Bugün de, bu seçeneğin devletin öncelikli tercihi olmadığını görmek gerekiyor. Bu seçeneğin öne alınması, bölgesel ve uluslararası dengeler ile birlikte Kürt hareketi ve Kürt sorununun çözümü için demokratik güçlerin ortaya koyabileceği performans ile bağlantılı olarak mümkün olabilir.

Bunu bazı kesimler, ‘Bizim için siyaset Öcalan’ın sözlerinin peşine düşmek değil’ biçiminden yanıtlayabilir. Aslında mesele o da değil. Ondan çok daha önemli. Bu ülkede çoluk çocuk, kadın, yaşlı, genç, erkek binlerce insanın hayatına mal olan, bilim insanlarının üniversiteden ihracının gerekçesi yapılan ve devamını da ülkenin herhangi bir yerinde patlayan ve onlarca sivil ölümüne yol açan bombalar olarak gördüğümüz bir cehennemin ortasındayız. Çözümüne müdahil olmadığımız sürece bu cehenneme ortağız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...