09 Eylül 2016 01:00

Almanya'nın Türkiye hesabı tutar mı?

Almanya'nın Türkiye hesabı tutar mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pazartesi günü Süddeutsche Zeitung’da yer alan Oliver Schopf’un karikatüründe Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanı Merkel’i Türk bayrağına doluyor. Öyle bir dolamış ki, Merkel’in kafası, omuzları ve ayaklarından başka bir yeri görünmüyor.
Erdoğan doladıkça Merkel’in hareket kabiliyeti azalıyor.
Altına da “Türk-Alman dolaması” yazılmış.
Schopf karikatürüyle iki noktaya dikkat çekiyor.
Birincisi; Çin’in Hangzhou kentinde düzenlenen G20 Zirvesinde Erdoğan-Merkel  görüşmesinin sadece Türk bayrakları önünde yapılması. Masada sadece küçük bir Alman bayrağının bulunması Alman basını tarafından konu edinmiş, eleştirilmişti, “diplomatik skandal” olarak tanımlanmıştı.
İkincisi; Türk-Alman ilişkilerinde Almanya’nın planlarının Türkiye’ye aldığı tutuma bağlı olduğu, ilişkilerdeki sürekli gerilimin Merkel’in elini-kolunu bağladığıdır. Burada Merkel semboldür, asıl olan Alman sermayesinin Türkiye üzerinden bölgeye dair yaptığı planların sekteye uğrama riskidir.
Aynı günkü Süddeutsche Zeitung’dan öğrendiğimize göre, Hangzhou’daki görüşmenin nasıl ve nerede yapılacağı üzerine her iki ülkenin diplomatları arasında pazarlıklar yapılmış. Türk tarafı, görüşmenin Türk delegasyonun kaldığı otelde yapılmasında ısrar etmiş.
Yani Merkel’in Erdoğan’ın ayağına gitmesi ya da huzuruna çıkması, dolayısıyla Erdoğan’a güç gösterisinde bulunma fırsatı tanınması istenmiş.
Sonuçta, Alman tarafı “Amaç bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek” mantığıyla istenenlerin tümünü kabul etmiş. Görüşme sonrasında İncirlik’e Alman milletvekillerinin gitmesine olumlu mesajın çıkması nedeniyle masaya sunulan “yenilecek üzüm” yutuluyor nihayet!
Almanya uzun bir süredir yeniden paylaşım sürecinde aktif şekilde yer almak için çabalıyor. Bu nedenle, saldırgan militarist bir dış politika için karar kılmış ve bu temelde bazı önemli adımlar atılmıştır. Almanya’nın çatışma bölgelerine silah satmasından tutalım da Alman askerlerinin daha kolay yurt dışına gönderilmesine kadar bir dizi yeni düzenleme yapıldı.
Bu temelde, İncirlik üssünde Alman ordusuna ait bir askeri pistin yapılması, Alman askerlerinin üste uzun süre kalmasına olanak sağlayan anlaşmanın korunması, Almanya’nın bölgesel çıkarları için adeta “kilit önem”de...
Federal Savunma Bakanlığının üs için 58 milyon avro yatırımı serbest bırakması da Almanya’nın İncirlik’te kalıcı olmayı planladığını gösteriyor.
Bu nedenle, Türkiye’nin Ermeni Soykırımı konusunda alınan kararı gerekçe göstererek Alman milletvekillerinin üsteki askerleri ziyaret etmesine getirilen engelin aşılması için Merkel Hükümeti her türlü geri adımı atmaya hazır görünüyor.
Amaç “üzüm yemek” olduğu için Ermeni Soykırımı konusunda Federal Meclisin aldığı kararı sulandırma, Erdoğan’ın huzuruna çıkıp güç gösterinde bulunmada sakınca görülmüyor.
Zira “İncirlik meselesi” oldukça önemli. Sırf siyasi bir tutum nedeniyle Almanya’nın Türkiye üzerinden yaptığı bölgesel planların bozulması istenmiyor. Basında da “Türkiye’ye horozlanmaya son” (Suddeutsche, 05.09.2016) mesajları veriliyor.
Ancak öyle görünüyor ki; Türk-Alman ilişkilerinde gerilim öyle kolay dinecek gibi görünmüyor. “Extra 3” programında Türkiye’deki insan hakları ve basın özgürlüğüne dikkat çekmek üzere yayımlanan “Erdowie, Erdowo, Erdogan” şarkısından bu yana başlayan gerilim dinmek yerine tırmandı. Her olay yeni gerilimlere yol açtı.
Gelinen aşamada, Türkiye artık bir kaç emperyalist devletin bölgesel planlarını üzerinden gerçekleştirmek istediği ülke haline gelmiştir. Birbiriyle rekabet halinde olan emperyalist güçler sürekli içerideki iş birlikçilerini habere geçirerek gerilimi artırma yoluna başvururlar.  Bu nedenle Almanya’nın Türkiye planlarının tutması mümkün görünmüyor.  
Merkel’in Erdoğan’la yaptığı görüşmenin “iyi haber”, “umutlu mesajlar” diye servis edilmesinden bir gün sonra da kamu kurumu Deutsche Welle”nin Gençlik ve Spor Bakanlığı  ile yapmış olduğu röportajla ilgili dokümanlara el konulması yeni bir krizi tetikledi.
Bütün bunlar Ankara-Berlin hattındaki gerilimin kolay dinmeyeceğini gösteriyor. Çünkü tamamen çıkarlara dayalı ülkeler arası ilişkilerde sürekli kâr-zarar hesabı yapılıyor. Bu hesapta ülkelerin halklarına, emekçilerine daha fazla bölünme ve ön yargılar düşüyor.
Buna karşı mücadelede, Almanya’nın İncirlik’teki askerlerini derhal geri çekmesi, Türkiye’ye silah satışını durdurması talepleri büyük bir önem taşıyor. Alman barış hareketi de bu nedenle Almanya’nın yayılmacı emellerine karşı 8 Ekim’de Berlin’de merkezi bir gösteri düzenliyor. Yaşanan bu gelişmelere bağlı olarak Türkiye kökenli göçmenlerin bu gösteriye katılarak güç vermesi önemli.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...