29 Ağustos 2016 01:00

Hani her şey Suriye yüzünden başımıza gelmişti?!

Hani her şey Suriye yüzünden başımıza gelmişti?!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Veciz söz Numan Bey’indi, “Başımıza ne geldiyse Suriye yüzünden geldi. Bir Suriye politikası üretemedik” demişti. Eee şimdi ürettik mi? Artık Suriye yüzünden başımıza bir şey gelmeyecek mi?
Tersini kim ileri sürebilir: Bugünkü, Erdoğan/AKP’nin en azından 4-5 yıllık politikası değil mi?
Peki, değişen şey yok mu –var. Geçen yılın sonunda bir Rus uçağı düşürülmüş ve Rusya ile düşmanlaşılmıştı. Türkiye burnunun ucunu gösteremiyordu Suriye’de. Ancak özel kuvvetlerle desteklenen Türkmen ve az sayıda Araptan oluşan devşirme birlikler. Ki, onlar da Esad’la Rusların hava bombardımanı ve kara harekatıyla hemen her yerden sürülmüş, adı var kendi yok durumdaydılar. Özür dilenerek Rusya ile ilişkiler düzeltilip Putin Suriye politikasının da değiştirilmesini dayatınca bir değişiklik yaşandı. Ruslar artık “girersen vururum” demiyor, Türkiyeyse geri adım atarak Esad’ın öncelikle devrilip Emevi Camiinde namaz kılmaktan cayıp “Esad’lı geçiş”i kabulleniyordu.
Başka? Türkiye kaç yıl öncesinden Suriye’ye girip orada bir “tampon bölge” kurmak istiyordu. “Uçuşa yasak bölge” mi “güvenli bölge” mi –“uluslararası güçler” denen büyük emperyalist devletlere hangisi kabul ettirilebilirse o ad takılacaktı. Özellikle Amerikan ve Rus uçaklarının uçuşu engellenemeyeceği ve zaten o topraklar her ne kadar “Osmanlı bakiyesi” sayılsa da meşru temsilcisi Esad’la Suriye’nin olduğu için onların uçaklarının engellenmesi de uluslararası hukuka sığmayacağı için “uçuşa yasak” olamıyordu bölge. En sonunda “Terörden Arındırılmış Bölge”de karar kılındı. Değişiklik bu kadardı –isimdeydi!
Yoksa, “ÖSO girdi, biz destekliyoruz” dense de, Türkiye tanklarıyla Suriye topraklarına girmişti. “Sıcak takip” miydi, yoksa “meşru müdafaa” mı –öyleyse IŞİD yıllardır oradaydı ve Kilis’i topa tutarak 21 yurttaşımızı katlettiğinde neden girilmemişti? Öyle ya da böyle, geçici ya da değil, en azından Biden’ın dediğine göre “IŞİD’ı temizleyinceye kadar” Türkiye Suriye’deydi. Ve Esad davet etmeyip “egemenlik haklarının ihlali”yle suçladığına göre, düpedüz işgalci güç durumundaydı. Politika değiştirilip “Esad’lı geçiş” kabul edilmesine karşın, buradan türeyebilecek problemler, ısrar edildiğinde büyüyecekti. Cerablus’tan Mare’ye doğru gidilecek, bölge “temizlenecek”ti. Ama Mare’de Halep’i kuşatmış Esad birlikleriyle karşı karşıya gelinecekti –peki ne olacaktı? Bir küçük provokasyon, en azından, olamaz mıydı? Yine Esad’ın devrilmesi taktiğine mi geçilecekti, bu durumda arkasındaki Rusya ile ilişkiler ne hal alacaktı? Neresi değişmişti Suriye politikasının?
Bir diğer değişmeyen Suriye’de de Kürtlere yönelik yaklaşımdı ki, AKP Türkiye’sinin Suriye politikasının iki “ayağı”ndan biriydi. Biri şimdilik geri adım atılan “zalim Esad”ın devrilmesi, diğeriyse “kırmızı çizgi” vurgusuyla Kürt kantonlarının varlığıydı: AKP Suriye’nin “toprak bütünlüğü”nü savunuyordu, ama öyleyse Cerablus’a neden girdiği sorusu yanıtsız kalıyordu; ancak Kürt ve YPG karşıtlığı netti. Çavuşoğlu “amacımız DAEŞ terör örgütünü kuzeyden aşağı doğru süpürmektir. Biz başından beri bunu ABD ile planladık” dese de, C.Bşk. örneğin, IŞİD’ın yanına YPG’yi katıp “operasyonun amacı IŞİD ve YPG” demişti! IŞİD öne sürülse de, o zaten kendiliğinden çekildiği, kanton bölgelerindeyse Kürtler yaşadığı ve çekilmek bir yana devletleşmeye çalıştıkları için asıl amaç “YPG sorunu”nun çözülmesiydi! Ama Biden “YPG Fırat’ın doğusuna çekilmezse desteklenmeyecek” dese bile ABD YPG ile Münbiç’te ve öncesinde ortak harekat düzenlemişti ve Rakka’da de düzenleyecekti. Kürt karşıtlığı Türkiye’yi ABD ile karşı karşıya getirmeyecek miydi? Üstelik bu Rusya için de geçerliydi. Bir provokasyon örneğin, olamaz mıydı?
Ve bir değişmeyen de, hem ABD, hem Rusya, hem Esadça problem olan Feylak el Şam gibi cihatçı teröristlerle ortak harekattır ki yarın Nusra’yı da kapsayabilir.
Eski provokasyona açık Suriye politikası sürdürülmektedir ve başımıza ne geleceği meçhuldür!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...