28 Ağustos 2016 00:49

Barış talepleriyle alanlara!

Barış talepleriyle alanlara!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

1 Eylül Dünya Barış Günü’ne birkaç gün kaldı. 1 Eylül’ün Dünya Barış Günü ilan edilmesinin üstünden 77 yıl geçti. Ve bu 77 yıl içinde dünyanın barış özlemi azalmadı, giderek arttı.
Çünkü, emperyalist-kapitalist ülkeleri yöneten güçler, dünyayı her yıl daha çok kaosun, çatışmanın, büyük çözümsüzlüklerin, iç savaşların içine sürükledi. Bu yüzden 1 Eylül Dünya Barış Günü ile sembolize olan barış talebi için mücadele, ilk ilan edildiği yıllardan başlayarak giderek daha anlamlı ve önemli hale geldi. 
Hele de son yıllarda Suriye, Irak merkezli olarak İslam dünyasındaki gelişmelere ve dünyanın çeşitli köşelerindeki çatışmalara bakıldığında dünyanın, halkların 1 Eylül’de temsil olunan barışa, halkların kardeşliğine daha çok ihtiyacı olduğu daha açıkça görülüyor

Kuşkusuz barış mücadelesi, devasa bir mücadele olarak bir günlük gösterilerle, protestolarla üstesinden gelinecek bir şey değildir. Tersine barış mücadelesi, dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yönetmek, aralarındaki rekabeti çatışmalara, iç savaşlara, bölgesel savaşlara ve sonunda emperyalistler arasındaki savaşlara kadar götüren politikalarına karşı her gün süren, her ülkede kapitalizme ve emperyalizme karşı verilen mücadelenin önemli bir parçasıdır. Çoğu zaman da bugün olduğu gibi, bu mücadelenin en öne çıkan yanıdır.
Bu yüzden ilerici demokrat güçler, Türkiye’nin demokrasi güçleri, 1 Eylül’ü hep içeride ve dışarıda halkların kendi kaderlerini tayini üstünden bir barış mücadelesi günü olarak anlamışlardır.
Bu yıl da 1 Eylül Dünya Barış Günü, bir yandan emperyalizme ve bölge gericiliklerine karşı halkların kendi kaderlerini tayin hakkının savunulduğu, halkların kardeş olduğu, laik ve demokratik bir bölge için mücadelenin taleplerinin öne çıktığı bir gün olarak kutlanacaktır. 
Önceki gün İstanbul Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliğini oluşturan örgütlerin temsilcileri, 4 Eylül’de Dünya Barış Günü vesilesiyle bir miting çağrısı yaptı.
Yine emek demokrasi güçlerinin 1 Eylül’de İzmir’de, 3 Eylül’de de Ankara’da yapılacak mitinglerle barış taleplerini haykıracağı belirtiliyor.
Kuşkusuz ki; barış sorununun böylesi yakıcı olduğu koşullarda barış talepleri, sadece büyük kentlerde değil tüm ülke sathında toplantılar, yürüyüşler, gösteriler, mitingler... biçimindeki etkinliklerle yükseltilecek; Dünya Barışı Günü’nde onun temsil ettiği değerler göndere çekilecektir. 
İçinden geçtiğimiz dönemin özellikleri dikkate alındığında, hiç kuşkusuz 2016 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliklerinde;

- Bölgeye müdahale eden emperyalistlerin bu müdahalelerine son vermesi, yabancı askerlerin ve savaş uçaklarının bölgeden çekilmesi, bölge gericiliklerinin Suriye ve Irak’a müdahalelerine son verilmesinin, 
- Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesine son verilmesi, Suriye halklarının kendi kaderlerini tayin etmesine saygı göstermesi ve Suriye’ye rejim dayatmasına son verilmesinin,
- Bölgede askeri operasyonlara son verilerek Türkiye’nin kendi Kürtleriyle barışmasını esas alan, “Kürt sorununun demokratik çözümü” için adımlar atılmasının,
- OHAL’in kaldırılması ve demokratik hakların ve özgürlüklerin kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılmasının,
- Toplumun dini esaslara dayalı “inşası” girişimlerine son verilerek inanç özgürlüğüne saygının, laik ve demokratik bir Türkiye için mücadelenin,
- Bölgede laik ve demokratik düzenlerin kurulması mücadelesinin taleplerinin öne çıktığı bir gün olacaktır; olmalıdır.

Gerek Türkiye’nin içinde bulunduğu bölge gerekse Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar, elbette barış mücadelesinin geçmiş yıllara göre daha da öne çıkarılmasını gerektirmektedir. Bunun bir gereği olarak da “Barış Günü” etkinliklerinin daha kitlesel, daha görkemli ve taleplerin daha yüksek sesle dile getirildiği bir gün olarak değerlendirilmesi daha fazla önem kazanmıştır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa