26 Ağustos 2016 01:00

Biden ziyaretinin ardından

Biden ziyaretinin ardından

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Cerablus operasyonu”nun başlamasından altı saat sonra Türkiye’ye gelen ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, operasyonun sürdüğü saatler boyunca Meclis Başkanı Kahraman, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’la görüştü. Bu görüşmeler, bir yandan Fethullah Gülen’in iadesi konusunda Türkiye’nin talepleri ile ilgiliyken öte yandan da süren Cerablus’u ele geçirmeyle başlatılan “Fırat Kalkanı” operasyonuna ABD desteğinin en yüksek makamdan ifade edilmesinin vesilesi oldu.
Biden, bu görüşmeler sırasında Cerablus’unele geçirilsine yönelik askeri harekata destek vermekle kalmadı, YPG-PYD güçlerinin Fırat’ın doğusuna geri çekilmesi konusunda da Türkiye’nin isteklerine tam destek verdi: “YPG güçleri Fırat’ın doğusuna çekilecek, aksi halde YPG’ye desteğimizi keseriz”, “Kürt koridoru olmayacak, nokta!” diyerek ABD’nin desteğini çok açık biçimde dile getirdi.(*)
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım, ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın, operasyona destekle ve darbe girişimi ile ilgili değerlendirmelerini memnuniyetle karşılarken, “Gülen’in iadesi” konusundaki sözlerini pek de memnuniyetle karşılamadı. Biden, Türkiye’nin iade talebi için; “Başbakan Obama’nın ve benim, Fethullah Gülen’in Türkiye’ye hemen iade edilmesi yönünde basit bir hüküm verebileceğimizi ileri süren görüşler yanlıştır. ABD’de de yürütme ve yargı organları birbirinden ayrı ve bağımsız rollere sahiptir. Aslında, yönetimin bu yönde herhangi bir girişimde bulunması yasalara aykırı olacaktır. Bununla beraber, hukuk uzmanlarımız, iadeye ilişkin hukuki standartların yerine getirilip getirilemeyeceğini tespit etmek için Türk mevkidaşlarıyla özenli bir çalışma yürütülmesi amacına son derece bağlıdırlar...” diye özetlenecek sözlerine karşı herhalde Erdoğan ve Yıldırım, “Bu Amerikan başkanlık sisteminde de başkanın bir numarası yokmuş, bizde olsa önce kişiyi gönderirdik sonra mahkemeler karar verirdi!” diye düşünmüşlerdir!
Kuşkusuz Biden’ın Türkiye ziyareti sırasında, Cerablus operasyonuna “güçlü bir destek” verdiklerini, PYD-YPG’ye karşı Türkiye’nin yanında olduğunu “noktalı”, “şeddeli” abartılı cümleler kurarak ifade etmesi hayli gerilimli seyreden Türkiye-ABD ilişkilerini yumuşatma, Gülen’in iadesi üstünden süren tartışmaların yarattığı gerilimi düşürme amaçlıdır da. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada da Türkiye’nin “Cerablus operasyonu” ve Biden’la yapılan görüşmeler bir “ilerleme” olarak değerlendirildi. Ama bu sürecin ne kadar böyle karşılıklı “destek” ve “anlayışla” sürdürülebileceği belirsizdir.
Bu yumuşama havasının sürmesi;
-    Erdoğan-AKP yönetiminin iç politika ihtiyaçlarında Türkiye-ABD arasında gerilime ihtiyaç duyup duymamasına,
-    ABD’nin Suriye politikası ile Türkiye’nin Suriye politikasının ne kadar yakınlaşacağına,
-    Gülen’in iadesi için adli bir sürecin başlatıldığına dair somut adımlar atılması doğrultusunda kimi gelişmelere bağlıdır.
En azından yakın gelecek için böyledir. Hele de Türkiye “Fırat Kalkanı” operasyonuyla, daha güneye sarkar ya da bölgede kalıcı olmayı hedefleyen girişimlere başvurursa, Türkiye-ABD ile yeni gerilimler yaşanması kaçınılmaz olabilecektir.
Çünkü Türkiye’nin ABD ile ilişkileri Türkiye’nin antiemperyalist bir çizgi izlemesi ile değil, tamamen iç politikasında halk yığınlarını yedekleme, dış politikasında ise yeni Osmanlıcı politikanın ihtiyaçları tarafından belirlenmektedir.  

(*) Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile telefonla görüşen ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin PYD-YPG güçlerinin Fırat’ın doğusuna çekilmeye başladığını söylediği belirtiliyor.


‘FIRAT KALKANI’ NEREYE KADAR DESTEK BULABİLİR?

Cerablus’un ÖSO tarafından IŞİD’den alınması için çarşamba sabahı başlatılan “Fırat Kalkanı” operasyonu, Cerablus’un IŞİD’den alınması yanıyla; aynı günün akşam saatlerinde (14 saatte) tamamlandı.
Savaş uçaklarının IŞİD mevzisi olarak belirtilen mevzileri vurması ve iş makinelerinin Cerablus-Karkamış arasındaki mayınları temizlemesinin ardından şehirlerarası otobüslere bindirilen ÖSO askerleri, “turkuvaz halılı yol”dan Cerablus’a götürüldü.
ÖSO’lular, selfiler çekerek, Cerablus’a girerken “yer öpüp” Allahu ekberli sloganlar haykırarak, havaya binlerce mermi sıkarak ÖSO’nun Cerablus’u ele geçirdiğini ilan ettiler!
Bu harekatta ÖSO’nun bir askeri hayatını kaybetti ve üçü de yarandı. TSK’nin herhangi bir kaybının olmadığı açıklandı.
Operasyonun ilk iki günü boyunca “ÖSO’lular sadece Cerablus’u ele geçirdiklerine inanmak için yaptıkları kutlamada havaya binlerce mermi sıkmak için silah kullandılar” dersek çıplak gerçeği ifade etmiş oluruz.
Başbakan Yıldırım, “Operasyon ne zaman biter?” sorusuna, “PYD-YPG Fırat’ın doğusuna ne zaman çekilirse o zaman biter” dedi. Ama, hükümete çok yakın gazeteciler ve “stratejistler”, operasyonun, Azez-Mare hattının güneyine, hatta Halep’e kadar inen sınır boyunca, 90 kilometre genişliğinde 40-45 kilometre derinliğinde bir alanın “güvenli bölge” haline getirilene kadar sürdürüleceğini iddia ediyorlar.
“Fırat Kalkanı” operasyonu bugün ulaştığı hedefler itibariyle, ABD’nin açık ve çok net ifadelerle destek vermesi, AB’nin tek bir açıklama yapmadan desteğini ifade etmesi, İran’ın sessizlikle destek vermesi yanı sıra Rusya’nın sadece bazı “endişeler” ifade etmesiyle sınırlı tepki göstermesi, hatta Suriye hükümetinin bile rutin bir açıklamayla yetinmesi, kuşkusuz ki, bu operasyonun geniş bir dış destek gördüğü anlamına da gelmektedir.
Ancak Türkiye’nin bölgede kalıcı olmak için çeşitli manevralara girmesi, sorunu derinleştirecek yeni çatışmalara neden olacak girişimler yapması, rejim ve Rusya güçleriyle karşı karşıya gelecek ya da PYD-YPG ile çatışacağı girişimler yapması elbette ki bu desteği bir anda tersine çevirecek özellikleri de içinde taşımaktadır.
Bu yüzden de Türkiye, Suriye halklarının kendi kaderlerini tayin etmesini esas alan bir Suriye politikasına dönmelidir. Suriye politikasında gerçek bir değişiklik de ancak böyle bir çizgiye girildiğinde mümkün olacaktır. Hele de önümüzdeki dönemin “Suriye’de IŞİD sonrası bir siyasi çözüm” için hazırlıkların yapıldığı bir zamanda bu daha da önemlidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...