26 Ağustos 2016 01:00

Avrupa Cerablus'ta ABD'nin yanında

Avrupa Cerablus'ta ABD'nin yanında

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Daha geçen hafta Almanya’da “Ortadoğu’daki terör örgütlerinin eylem platformu” haline geldiği istihbarat raporlarına dayanılarak açık açık tartışılan Erdoğan-AKP Türkiye’sinin, şimdi “IŞİD terörüyle ile mücadele” adı altında Cerablus’u işgal etmeye kalkmasına kim inanabilir ki...
Bugüne kadar her açıdan destekledikleri, yol verdikleri terör örgütlerinin “stratejik” önem atfedilen Cerablus’ta YPG ve Demokratik Suriye Güçleri karşısında tutunamayacağı kesin olarak anlaşıldıktan sonra, bu kez Türkiye’nin kendisi açıktan savaşa müdahil oldu.
Başka bir değişle Kürtlere karşı “vekalet savaşı” yürütenler kaybedince, perde arkasındakiler kabak gibi ortaya çıktı.
Bu aslında, Türkiye’nin geçen hafta Almanya’daki siyasetçilere “Terör örgütlerinin eylem platformu” konusunda yaptığı eleştirilerin ne kadar temelsiz olduğunu da gösteriyor.
Çünkü; IŞİD’in Cerablus’u ele geçirmesine “çıt” çıkarmayan, iyi komşuluk ilişkileri sürdüren Türkiye’nin, mesele Kürtler olunca “kırmızı çizgiler”den söz etmesi elbette içeride ve dışarıda Kürt halkına karşı yürütülen kapsamlı savaşla bağlantılı.
Kürtlerin Cerablus’u IŞİD’den temizlemesine, sonra da Rojava kantonlarını birleştirmesine tahammül etmeyen Türkiye yönetimi, hem de ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Ankara’ya geldiği gün karadan operasyon başlatması ve kendisine bağlı Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) Cerablus’a yerleştirmesi, elbette ABD’nin bölgeye dair planlarından bağımsız değildir. Bu nedenle Biden’ın ziyaretiyle “Cerablus Operasyonu” arasında yakın bir ilişki var. Zaten ABD’li yetkililer de iki gündür Antiterör Koalisyonu çerçevesinde ABD’nin de desteğiyle Cerablus’un terör örgütünden temizlendiğini anlatıyor.
Bütün bunlar Biden’ın Ankara’ya boşuna gelmediğini, bir süredir alttan alta tartışılan Türk-Amerikan ilişkilerine çekidüzen vermek için geldiğini gösteriyor.
Ve öyle anlaşılıyor ki; Cerablus’ta yakılan yeşil ışık, FETÖ ve Gülen’in iadesi konusunda yapılan eleştirilerin üstünü de örtmüştür. Yani, Erdoğan-AKP için Kürtlerin Cerablus’ta mevzi kazanmaması, 15 Temmuz darbe girişimin arkasındaki kişi olarak belirtilen Gülen’in iadesinden çok daha büyük bir önem kazanmıştır. Başka bir değişle, AKP-Erdoğan iktidarı, Kürtlerin Cerablus’u ele geçirmesini engellemekle ABD’yle “fit” olmayı kabul etmiştir.
Gülen’in iadesi artık “yaz duvara kalsın bahara” meselesine dönmüştür. Süddeutsche Zeitung Dış Politika Sorumlusu Stefan Kornelius dün kaleme aldığı “Alternatif yok” başlıklı yazıda, Biden’ın ABD dış politika hiyerarşisindeki yerinin zor durumlarda devreye girmek olduğuna dikkat çektikten sonra “küçük küçük pazarlıklar” yapmadığını, bu nedenle Türkiye için en doğru adam olduğu tespitinde bulunuyor.
Kornelius, Erdoğan’ın ABD’ye “Gülen mi Türkiye mi?” ikilemi dayattığını ve tercihini yapmasını istediğini de hatırlatarak, “Erdoğan’ın kendisi de böyle bir tercihinin olmadığını biliyor. Türkiye, ABD’den vazgeçemez, geçmek istemez. Biden’ın Ankara’ya vardığı saatlerde 700 kilometre ötede Suriye sınırında olanlar bunu gösteriyor” diyor. (25.08.2016)
Öyle anlaşılıyor ki, ABDbölgesel çıkarları da Kürtlerin daha fazla ilerlemesi, güç kazanmasını engelleme yönünde. En azından “stratejik ortak” Türkiye ile ilişkilerin devamı için... Dolayısıyla ABD, Cerablus kararıyla Türkiye lehine, Kürtlerin aleyhine önemli bir karar vermiş bulunuyor.
Bu elbette bölgedeki kartların yeniden karıştırılması, güç ilişkilerinin yeniden tartılması anlamına geliyor. Bölgenin yükselen gücü Kürtler, bu dayatmaya karşı sessiz kalıp, “ABD ne derse onu yapacağız” mı diyecek. Yapılan açıklamalara bakılırsa durum hiç de öyle değil. Nereden bakılırsa bakılsın, ABD’nin onayıyla başlatılan Cerablus hareketi bölgedeki kaos ve atışmayı dindirmek yerine derinleştirecektir.
Alman Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schaefer’in dediği gibi, “Türkiye’nin başlattığı askeri operasyon Suriye’deki gerginliğin tırmanmasında kuşkusuz yeni bir evredir.” (Deutsche Welle, 24.08. 2016) Ancak bu söylenmesine rağmen Almanya ve AB’nin diğer ülkeleri de ABD’nin planı çerçevesinde Türkiye’nin başka bir ülkenin topraklarına müdahale etmesinde destek veriyorlar, “meşru müdafaa” olarak değerlendiriyorlar. Türkiye’ye Cerablus konusunda bir şey dememeye özel gösteriyorlar. Yani, Almanya ve Avrupa’nın ABD’nin devreye koyduğu planın dışında başka bir planları yok. Olması da zor görünüyor. Özellikle bütün bu tartışmaların yapıldığı dönemde Almanya’nın büyük umutlarla İncirlik Üssü’ne gönderdiği tornado uçaklarını geri çekmeyi gündeme getirmesi de bunun göstergesi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...