26 Ağustos 2016 01:00

Rüzgar tersten eserse

Rüzgar tersten eserse

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Darbe girişimi ile artan siyasi istikrarsızlığa TSK’nin ÖSO güçleri ile birlikte Suriye operasyonu da eklenince ekonomiye dönük belirsizlik derinleşmeye başladı. Operasyonun ilk gününü BIST 100 endeksi yüzde 1.6 civarında bir kayıpla kapatırken, dolar da tekrar yönünü yukarı çevirdi.
Siyasi gelişmelerin yarattığı dalgalanmalar bir yana, darbe öncesinde de Türkiye ekonomisinin zorlu bir sürece girdiği görülmekteydi. Sanayi üretimi, yılın ilk çeyreğinde ortalama yüzde 4.8 büyüme kaydetmişti. Yılın ikinci çeyreğinde ise sanayi üretiminde büyüme hızı yüzde 2.5 seviyesine geriledi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre ise yüzde 0.6 oranında bir daralma söz konusu. Perakende satışlara baktığımızda ise yılın ilk çeyreğinde yüzde 4 olan yıllık büyüme hızının ikinci çeyrekte yüzde 2.1 seviyesine gerilediği görülüyor.
Darbe sonrası süreci içeren temmuz ayı verileri geldiğinde ortaya daha olumsuz bir tablo ortaya çıkacağına şüphe yok. Geçtiğimiz ay yaşanan iç talepteki sert daralmayı gösteren önemli bir gösterge araç satışları verisi. Otomotiv Distribütörleri Birliği (ODD) tarafından açıklanan temmuz ayı verileri araç satışlarının temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 daraldığını gösteriyor.
Darbe sonrası döneme ilişkin bir diğer önemli gösterge de konut piyasasından geldi. Haziran ayında konut satışlarında geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 4 daralma yaşanmıştı. Yeni açıklanan temmuz verileri çok daha büyük bir gerilemeye işaret ediyor. Temmuz ayında konut satışlarında yaşanan daralma yüzde 15’i bulurken, ipotekli konut satışlarındaki daralma yüzde 22.8 seviyesine ulaşıyor. 81 bin 243 konut ile temmuz ayı satışları aynı zamanda 2013 Ekim ayından beri görülen en düşük seviyeyi ifade ediyor.
Krediler açısından da durum pek parlak değil. Geçtiğimiz yıl temmuz sonu itibariyle bankalarca açılan kredilerde bir önceki seneye oranla yüzde 11 reel büyüme kaydedilmişti. Bu sene ise aynı dönemde yüzde 1 reel daralma yaşandığı göze çarpıyor.
Ekonominin giderek yavaşladığı bu süreçte hükümet kredileri hareketlendirerek piyasayı canlandırmayı amaçlamakta. Para politikası kurulu darbenin hemen ardından faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan indirmişti. Hafta içerisinde merkez bankası yeni bir 25 baz puanlık indirime daha gitti. Son indirimle birlikte mart ayından bu yana gecelik borç verme faizi yüzde 10.75’tan 8.5’a gerilemiş oldu. Yine geçtiğimiz haftalarda Türk lirası zorunlu karşılık oranlarında 50 baz puan indirime gidilmişti. Böylece kredi hacminin genişletilmesi adına merkez bankası kararlılığını bir kez daha vurgulamış oldu.
Bu yıl içerisinde Erdem Başçı ile yolların ayrılmasında etkili olan nedenlerin başında Başçı’nın faiz indirimleri konusundaki temkinli tutumu geliyordu. Başçı uluslararası piyasalardaki istikrarsızlık nedeniyle büyük faiz indirimlerine yanaşmıyor, kurun ateşini körükleyebilecek sert hareketlerden kaçınıyordu. Yine batık kredilerdeki yükselişi izleyerek kredi hacminin kontrollü bir şekilde genişletilmesini önemsiyordu. Murat Çetinkaya ile birlikte ipler tümüyle Erdoğan’ın eline geçmiş görünüyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde faiz indirimlerinin devamı beklenebilir. Elbette uluslararası piyasalar elverdiği ölçüde. Zira, bankacılık sistemi başta olmak üzere özel sektörün döviz cinsi borçlarının büyüklüğü döviz kurundaki yukarı yönlü sert hareketlerin tahribat gücünü arttırıyor.
Kısaca özetlersek içinden geçtiğimiz süreçte ülke ekonomisinin en büyük şansı uluslararası piyasalardaki ılımlı iklim. Fed içerisindeki güvercin eğilim ağır bastığı sürece uluslararası piyasalardaki dolar bolluğu sıcak parayla fonlanan ülke ekonomisini ağır aksak da olsa taşımaya devam edecektir.
Rüzgar tersten esmeye başladığında ise Türkiye zincirin en zayıf halkalarından biri olarak öne çıkacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...