18 Ağustos 2016 00:41

Emeğin iktidarına

Emeğin iktidarına

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pek çok cemaatin inananı kendi şeyhini Allah’ın ya da Peygamber’in vekili olarak görür. Bazıları ise şeyhlerinin Mehdi olduğuna inanır. Cemaatlerde bireysel irade yoktur. Sorgulama kesin yasaktır. Şeyhin sözü Allah kelamı hükmündedir. Onun emrini tartışmak Allah’ı ve Kur’an’ı inkâr etmekten beterdir ve dine küfür olarak kabul edlir. Cemaatler birbirlerini hiç sevmezler. Birbirlerinin Kur’an’ı yanlış yorumladığını düşünür ve sapkın olduğuna inanırlar.  Birbirlerinden kız alıp vermezler, iş yerlerinden alış veriş yapmazlar. 
Bu cemaatlerden büyük ve kalabalık olanları genellikle istihbarat örgütlerinin ilgi alanı içerisindedirler, siyasete meraklıdırlar. Şeyh kime işaret ederse oraya oy verirler. Cemaatlerin geneli iktidar olma olasılığı yüksek partileri desteklemeyi tercih ederler. Kurucusunu daha öncesinde sevmiyor (halen de sevmiyor) olmalarına rağmen 2002 yılından bu yana iktidarı desteklemektedirler.  Pek çok cemaat Cumhuriyet’e, askere ve özellikle Atatürk’e karşı dindar ve kindar bir nesil üretmeyi ve bu nesille iktidarı ele geçirmeyi hedeflemiştir. 
Bütün bunlar ülkede yaşayanlar tarafından bilinir ama bildiğini söyleyen aklı başında insanlar, ilerici örgütler, solcular, sosyalistler anında bastırıldığından ve diğer çoğunluk zamanını daha çok AVM’lerde geçirdiğinden ciddi bir karşı çıkış olmaz. Aziz Nesin Usta’nın yüzde ile belirlediği kesim “Dur bakalım ne olacak” diye bunların televizyonlarını eğlence programı gibi izler. Bu cemaatlerin iktidarı desteklemek dışında ortaklaştıkları hemen hiç bir konu yoktur. 
Şovları  kahvehanelerde ilgiyle izlenen Adnan Hoca’cıları saymazsak, İsmail Ağacılar, Fetullahçılar, İskender Paşacılar, Erenköycüler, Süleymancılar, Kırkıncı Hocacılar, Nakşibendiler, Melamiler, İhlasçılar, Hakikatçiler, Hazneviler, Menzilciler, Uşşakiler, Cerrahiler, Kadiriler, Yazıcılar, Tillocular, Galibiler, Halvetiler özellkle devlet yönetimi kademesinde mürit kazanmak, müritlerine devlet kapsında yağlı işler ayarlamak için ellerinden geleni yaptılar. Devlet kadroları cemaatçiler arasında kardeşçe paylaşılırken ötekiler içkici, dinsiz, solcu, sapkın, diye dışlandı. Başlangıçta iktidar için her şey yolunda gidiyordu. Kazan-kazan formülüyle cemaatler holdingleşti, devletliler zenginleşti. 
Sonunda tarikatlardan birinin kolu olan Cemaat “Yeterli güce ulaşana kadar kendinizi gizleyin” diyen hocalarının “Artık zamanıdır” demesiyle önce köprüyü tuttular. Sonra meclisi bombalayıp, halkı taradılar. Katliam yaptılar. 
Diğer cemaatçiler çok şaşırmıştı. Gücünün beşte birini kaybetmiş üniversite, yıkılmış bir milli eğitim, güvenilirliğini kaybetmiş hukuk sistemi, tarikatlarca bölüşülmüş emniyet ve bürokrasinin mimarı devletliler sıkıyı görünce, solcu, içkici dediklerine sarıldılar. Korku dolu gözleriyle, yapmacık espirileriyle, sahte samimiyet ve sevgi gösterileriyle, gözlerinde “Denize düşen yılana sarılır” bakışlarıyla durumlarını kurtarmaya giriştiler.
Şimdi zaman ülkeyi cemaatlerden, gericilerden, sahtekarlardan, soygunculardan kurtarma, aklı, adaleti, emeği iktidar yapma zamanıdır. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...