14 Ağustos 2016 00:39

Türlerin ve biyoçeşitliliğin düşmanı

Türlerin ve biyoçeşitliliğin düşmanı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

International Union for Conservation of Nature (IUCN) (Uluslararası Doğa Koruma Birliği) hem hükümetlerin, hem de sivil toplum kuruluşlarının dahil olduğu, yaklaşık 170 ülkeden 1300 kurumsal üyesi olan ve 1948 yılında kurulan bir örgüt. Türkiye’den Doğa Derneği (Birdlife Turkey), Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF Türkiye), Kaz Dağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği, Kuzey Doğa Derneği, Türkiye Cumhuriyeti Orman ve Su İşleri Bakanlığı Söğütözü, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA Vakfı), Türkiye Tabiatını Koruma Derneği gibi kurum ve kuruluşlar bu birliğin üyesi. IUCN ismi birçokları için çok tanıdık olmasa da onların hazırladığı tehlike altında olan türlerin belirlendiği ve kamuoyuna duyurulduğu Kırmızı Listeyi birçoğumuz duymuştur herhalde. 2001’den bu yana yaklaşık 82 845 türün tehlike altında olduğunu belirleyen listede son verilere göre Türkiye’de yaşayan 2347 tür bulunuyor.  Bu 2347 türün, yarısından fazlasını balık, bitki ve kuş türleri oluşturuyor. (642 tanesi balık, 450 tanesi kuş ve 567’si ise bitkilerden oluşuyor).

Nature dergisinin Comment (yorum) bölümünde 10 Ağustos 2016 tarihinde Sean L. Maxwell, Richard A. Fuller, Thomas M. Brooks ve James E. M. Watson’ın hazırladığı yorum makale, IUCN Kırmızı Liste’de tehdit altında olan türler ile ilgli çok çarpıcı bilgileri açığa çıkardı.*  Kırmızı Listenin ayrıntılı bir analizini yapan araştırmacılar, türlerin neslinin tükenmesinin nedeninin son yıllarda özellikle basında sıklıkla iklimsel değişime bağlandığını ancak tehlike altındaki türlerin neslinin tükenmesine daha eski ve bilindik sebeplerin yol açma oranının iklimsel değişime oranla çok daha yüksek olduğunu ortaya koydular. Yaklaşık 8000 örnek türün incelendiği analize göre biyoçeşitliliğin azalmasına sebep olan en büyük etmen aşırı sömürü ve tarım. Aşırı sömürü ile anlatılmak istenen doğadaki türlerin yenilerinin yetişmesine ve büyümesine fırsat bırakmayacak şekilde aşırı avlanmasıdır.  Yiyecek, yem, iplik ve yakıt için bitkisel üretim, yeni tarım arazilerinin açılması, çiftlik hayvanları yetiştiriciliği, su kültürü (balık çiftlikleri), ağaç yetiştiriciliği gibi tarımsal eylemler de türlerin neslinin tükenmesinde oldukça etkili. Örneğin Sumatra gergedanı (Dicerorhinus sumatrensis) ve Batı gorili (Gorilla gorilla) aşırı avlanma nedeniyle tehlike altındayken, Afrika çitası (Acinonyx jubatus) tarımsal etkinliklerin kurbanı. 6241 tür aşırı avlanma, 5407 tür tarımsal etkinlik, 3014 tür kentsel gelişim (evler, turizm ve rekreasyon alanları, endüstri alanları), 2298 tür başka türlerin işgali ve hastalık, 1901 tür çevre kirliliği, 1865 tür sistem değişikliği (yangın, baraj vb. değişimlerin sebep olduğu), 1688 tür ise iklimsel değişim, 1223 tür insanların verdiği rahatsızlık (rekreasyon, çalışma ve savaşlar), 1219 tür ulaşım etkinlikleri, 913 tür enerji üretimi (madencilik, petrol ve gaz çıkarımı, yenilenebilir enerji üretimi) nedeniyle tehdit altında. Araştırmacılar iklimsel değişimin önümüzdeki yıllarda türleri tehdit edecek olan asıl tehlike olduğuna işaret etmekle birlikte, insan etkinliğinin yol açtığı tahribatın altını çizmekte ve IUCN’in düzenlediği Dünya Koruma Kongresi’nden yaklaşık bir ay önce hükümetleri ve kurumları önlem almaya çağırıyor. Araştırma sonucu ortaya çıkan rakamlar oldukça çarpıcı. Kapitalizmin insan eliyle ortaya çıkardığı yıkımın tablosu bu aslında.  Nazım Hikmet’in de dediği gibi:

“Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun
meyve çağında ağacın,
serip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :
- çürüyen diş, dökülen et-,
bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,
…”


(*) Sean L. Maxwell, Richard A. Fuller, Thomas M. Brooks, James E. M. Watson. Biodiversity: The ravages of guns, nets and bulldozers. Nature, 2016; 536 (7615): 143 DOI: 10.1038/536143a

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...