11 Ağustos 2016 01:00

'FETÖ' davası

'FETÖ' davası

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP Hükümeti’nin emir ve talimatı ile “FETÖ” üyesi olmak ya da darbe eylemine katılmak suçlaması ile binlerce kişi gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Bu kişiler nasıl yargılanacak?
Tek bir dava olarak ele alınsa (ki en doğrusu budur) bir mahkemenin on binlerce sanığı olan bir davayı yürütmesi ve sonlandırması çok zor. Basında yazılanlara göre Ankara’da bir çatı dava, diğer illerde de o illerde faaliyet gösteren sanıklara açılmış davalar olacakmış. Böyle bir yöntem birinciye göre yargılamanın daha hızlı olmasını sağlayabilir ama bununda bir çok sakıncası var. Çeşitli illerde yargılanan sanıkların arasındaki irtibat nedeniyle de davaların uzaması söz konusu olabilir.
Tabii, her ilde bu kadar kalabalık sanıklı davalar için duruşma salonlarının bulunması ya da yapılması gerekecek.
Muhtemelen “FETÖ Davası” aynı zamanda AKP ve Tayyip Erdoğan’ın yargılandığı bir davaya da dönüşecek. Sanıklar AKP ve Erdoğan ile ilişkilerini delilleri ile anlatacaklar duruşmalarda.
Hukukta aldandım diye bir şey yok. Suç ortaklığı, suça iştirak, suçluya yardım ve yataklık gibi fiiller var.
Tutuklanan ve tutuklanması muhtemel olanların bazıları şimdiden “FETÖ”nün 17-25 Aralık 2013 ten sonrası eylemleri için yargılama yapılmasını talep ediyor. 2013 tarihi öncesi “FETÖ”nün sadece bir cemaat, hayır işleri yapan bir çevre olduğunu iddia ediyor. Aslında böyle bir yaklaşım AKP ve Erdoğan’ın da işine gelir. Böylece 10 senelik ortaklıklarındaki fiillerden kendilerini kurtarabileceklerini düşünebilirler.
AKP ve Erdoğan “FETÖ”ye karşı çok sert sözler sarf edip bir taraftan kitlesel tutuklamalar yaparken, diğer taraftan bu örgütle pazarlık arayışları içinde olabilir ya da şimdiden pazarlık yapıyor olabilir. Çünkü, Gülen Cemaati’nden olduğu söylenen ve herkesin isim vererek konuştuğu İstanbul ve Ankara Belediyesi başta olmak üzere belediyelerdeki FETÖ’cü kadrolara, MİT içindeki “FETÖ”cü kadrolara ve AKP Teşkilatı içindeki “FETÖ”cülere henüz dokunulmadı. Erdoğan 2013’ten sonra belki bunları AKP’nin yönetici organlarından uzaklaştırmaya çalıştı ama kendini gizleyenler ve parti üyesi olarak tabanda bulunan binlercesi hala içlerinde duruyor.
14 Ağustos’ta AKP’nin kuruluş yıldönümünde AKP’den çok sayıda üyenin istifa edeceği iddiaları yaygın olarak konuşuluyor. Belki de bu söylenti AKP cenahından yayılıyor. AKP içinde yapacakları tasfiyeye bir gerekçe olarak.
Sonuç olarak AKP zor durumda. Yüz binleri sokakta toplayarak güç gösterisi yapmaya çalışıyor ama 2002’den bu yana en güçsüz olduğu dönem.
Dün, CNNTürk’de Hakan Çelik, Türkiye’den Rusya’ya giden heyetin uçak içindeki haleti ruhiyesini anlatıyordu. Uçağın kalkış saatini gizlemeye çalışıyorlar. Rota değişiklikleri yapıyorlar. Türkiye sınırlarından çıkmadan  bir F-16’nın kendilerini vurabileceği korkusu ile ecel terleri döküyorlar. Ancak, sınırdan çıkınca kendilerini güvende hissediyorlar. Rusya onlara Türkiye’den daha güvenli geliyor.
Böyle bir ruh hali ile yaşayan bir ekip, en yakınındaki insanlara dahi güvenemeyen bir ekip nasıl ülke yönetir?
Tek çare demokratikleşme. Hak ve özgürlüklerin halka teslimi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa