Ara rejim
Fotoğraf: Envato
Darbe teşebbüsü başarıya ulaşsaydı Türkiye bir “ara rejim”e yuvarlanacaktı. İyi ki de başarıya ulaşamadı. Fakat bir sorun var. Darbe çok şükür püskürtüldü ama biz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları nasıl bir rejimde yaşıyoruz? Darbe sonrası ilan edilen şeye baktığımızda anlıyoruz bunu: OHAL rejimi!
Peki ikinci bir soru soralım; OHAL rejiminin darbe ya da ara rejimden ne farkı var?
Darbeciler bütün yurtta sıkıyönetim ilan edeceklerdi. Sıkıyönetim komutanlarını da belirlemişlerdi. Darbe püskürtüldü ama Cumhurbaşkanının başkanlığındaki Bakanlar Kurulu toplantısında AK Parti iktidarı bütün yurtta OHAL ilan etti. 667 sayılı KHK 12 maddelik bir kararname ama hayatın bütün alanlarını olağanüstü hale getirdi. Sorgusuz sualsiz gözaltına alınabilirsiniz, 30 gün boyunca tutulabilirsiniz hücrelerde. Ölebilirsiniz, öldürülebilirsiniz, ki oluyor bunlar. İşkenceli günler demek olağanüstü hal.
Avukat, hekim yüzü göremeyebilirsiniz. Açığa alınırsınız, işten atılırsınız. Hakim de olsanız, profesör de olsanız, general de olsanız, iki dudağının ucundadır hayatınız, özgürlüğünüz, soruşturma makamlarının. Kim söyleyebilir bize, onbinlerce öğrencinin savrulmadığını? İlköğretimden üniversiteye kadar, savrulmadığını? Öğretmenlerin, öğretim elemanlarının savrulmadığını karanlık günlere? Şu sıralar, yüzbine yaklaşan gözaltılı, açığa almalı, işten atılmalı günleri yaşamaktayız. 20-30 binleri bulmakta tutuklamalar.
Biz geçen hafta Başbakan Yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuş ile yaptığımız görüşmeyi yazmıştık. İHD-TİHV ortak açıklaması, İHOP açıklaması ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’nin OHAL ve 667 sayılı KHK ile ilgili açıklamasına tekrar bakmakta fayda var.Biz geçen hafta uyarı, dilek ve kaygılarımızı dile getirmiştik. Bir bir gerçekleşiyor ihlaller.
Ölüm cezası da şu sıralar ısıtılıyor. Biz İHD’de bu işin 30 yıl öncesine dair yaşadıklarımızı yazmıştık. Bizden önceki nesiller de direndiler elbette ölüm cezasına karşı. İnsan hakları savunucuları ilkece karşı çıkıyorlar. Fakat devleti yönetenler şahsen ölüm cezasına karşı düşünceler benimsemiş olmayabilirler. Fakat onlar açısından ölüm cezasını savunmak/savunmamak meselesi tali bir meseledir. Devlet yönetiyorlar ve devletin yükümlülüklerini gözetmek durumundalar. Ciddi olmaya davet edelim…Devlet ciddiyeti dedikleri şeye davet edelim. Ahde vefa ilkesine, hukuka bağlı ve saygılı olmaya… Siz eğer kitlelerin duygularına hitap etmeyi planlıyor olsanız da yanlış yapıyorsunuz; bunu gerçekten geri getirmeyi planlıyorsanız da yanlış yapıyorsunuz.
Ara rejim zor araçlarıyla birlikte gelir. Darbenin zoruyla da olabilir bu, darbe püskürtülmesi sonrası da ya da ta 1800’lü yıllarda Fransa’da yaşandığı gibi de olabilir… Marx’ın Louis Bonaparte’in 18 Brumaire’i tekrar okuma zamanı. Peki ara rejimden çıkmanın hiç mi imkanı ve ihtimali yok? Var elbette...
Farklı olan ne varsa, Habermas’ın “Öteki Olmak,Ötekiyle Yaşamak” kitabında dediği gibi, bir demokratik hukuk devleti olarak, “dahil edici politikalar izleyerek…” CHP’yi ve HDP’yi dinleyerek. Demokrasiye ve insan haklarına saygıyla, sempatiyle bakarak. Bunun gerektirdiklerini yaparak, ederek, eyleyerek! Barışa doğru yürüyerek…
Yoksa ara rejim, karanlık, kalıcı rejime evrilecek!
Korkumuz ve kaygımız budur!
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21