10 Ağustos 2016 00:57

7 Ağustos örtüsü

7 Ağustos örtüsü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yenikapı’da 7 Ağustos’ta gerçekleşen mitingin, o alanı dolduranlar açısından anlamını ve alana dair gözlemlerimizi miting sonrası izlenimimizde yazmıştık. 

Bu yazının konusu ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AKP iktidarının bu güç gösterisine yüklediği anlam ve onun üzerinden inşa etmeye çalıştığı politika.   

Öyle anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi ile hep baki kalan hesaplaşmasını 7 Ağustos mitingi ile yanıtladığını düşünüyor. Dünyanın çeşitli nedenlerle kendisine karşı rezervli yaklaşan güçlerine de, bu mitingi göstererek ‘Türkiye’de beni atlayarak bir şey yapamazsınız’ demiş oluyor.

Bu yazı yazılırken Erdoğan’ın Putin ile görüşmesi henüz gerçekleşmemişti. Erdoğan bu görüşmeye, Mecliste grubu bulunan üç partinin lideri ve Genelkurmay Başkanı’nın da katılımıyla oluşturulan ‘uzlaşma’ tablosunun kendisine sağladığı artılarla gidiyor. 

Bu gezinin Erdoğan için, Batı’nın hakim güçleri ile yaşadığı sorunlu ilişkiye karşı seçeneksiz olmadığını göstermek gibi bir işlevi olduğu da açık. 

Eroğan’ın Batı ile sorunlar yaşadığı daha önceki bir süreçte de Rusya ile benzer bir yakınlaşmaya girdiği ve bunun Batı ile onlarca yıllık köklü ve derin ekonomik, siyasal, diplomatik ilişkilerle köprülerin atılması anlamına gelmediği görülmüştü. Yine öyle olacaktır.

Ayrıca Putin’in kendisine özür dileyerek gelen ve desteğine ihtiyacı olan Erdoğan’ın bu açıklarını gören bir noktadan ilişki tutturacağı da unutulmamalı. Türkiye’de iktidarın denetimindeki basın organları işin bu temel kısmını özellikle ihmal ediyor. Tam da bu nedenle, gerçeği görebilmek açısından bu ziyareti, üzerinden estirilen hamasete itibar etmeden anlamaya ve analiz etmeye çalışmak gerekiyor.

7 Ağustos’un farklı bağlamlarda nasıl bir örtü olarak kullanılmak isteneceğine çarpıcı bir örnek de bu yazı yazılırken Soma davasından geldi. 13 Mayıs 2014’te Soma’da meydana gelen ve 301 işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan maden katliamıyla ilgili açılan davanın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 9. duruşmasında tutuklu sanıklardan Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, “Ülkemiz PKK, DHKPC, FETÖ saldırısı altındadır. Bu örgütler Soma’yı da yapmışlardır” dedi. Yani iddianamede yer verilen onlarca ihmalin, delilin hiçbir anlamı yokmuş gibi söylenen bu sözler de gösteriyor ki, bu “FETÖ” mezvu artık her kelin bir umutla başına sürdüğü bir merheme dönüşmüştür. 

Başbakan Binali Yıldırım da partisinin dünkü grup toplantısında şu vurguyu yaptı: “7 Ağustos bir milattı. Hepimiz oradaydık. Orada hepimiz İstanbul kadar muhteşemdik. Türkiye büyük bir uzlaşma kapısını aralamıştır. Bunu koruyacağız.” 

Bu 7 Ağustos örtüsünün sağladığı zeminle, önümüzdeki süreçte halkın yaşam koşullarını daha da güçleştirecek ekonomi politikalarının ve artan siyasal baskıların devreye sokulacağını göreceğiz. Şu ana kadarki işaretler bunu gösteriyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kapatacağız” dediği TİB’in kararıyla, Başbakan Yıldırım’ın “Bu uzlaşmayı koruyacağız” dediği konuşmasını yaptığı saatlerde Özgür Gündem ve DİHA’nın Twitter hesaplarına Türkiye’den erişim engeli getirilmiş olması da bu göstergelerden sadece biridir.

Türkiye’de darbeyi önlerken yaşamını yitirmiş olanlar iktidar tarafından “demokrasi şehitleri” olarak sunulurken, o söylemsel örtünün altında bizzat iktidarın imza attığı ekonomik politikalar nedeniyle canından olmaya devam edenler birer sayı olarak geçiştiriliyor.

İşçi Sağlı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre sadece darbe girişinin yaşandığı temmuz ayında en az 133 işçi, yılın ilk yedi ayında ise en az 1049 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

7 Ağustos’ta o görkemli miting alanını darbe karşıtı duygularla dolduran emekçilerin, yine bu iktidar düzeninde iş cinayetlerinde can veren sınıf kardeşleriyle yaşadıkları ile aralarındaki bağı görmelerini sağlamak, bunu başarmak da siyasetin sorunudur.

İkincisinin fıtrat olmadığının o alanı dolduranlarca bilince çıkarıldığı bir Türkiye, darbe karşıtlığı ile demokrasi arasındaki bağın da daha doğru bir noktadan kurulduğu bir Türkiye demektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...