Sana dokunanı eziyorsun ama...

Bu bir gelenek… Ta Osmanlı’dan süregelen... Bakmayın siz onların “Vatan söz konusu olunca…” dediklerine, esası “İktidar söz konusu olduğunda her şey teferruattır.”
Bu gün yaşananın esası da budur.
İktidarın tahkimi, başkanlık siteminin de ötesindeki bir hesap için her şey altüst ediliyor.
Her şey iktidar için…
Babalar oğullarını, kardeş kardeşi boğardı iktidar uğruna… Osmanlı tarihi müthiş bir zenginlik…
Ne zalimlikler, ne canilikler işlenmiş “aile içi”.
Nice katliamlar, entrikalar, darbeler, cinayetler yaşanmış… Bunlar “Hainler Mezarlığı” kurdu ya dünkü kardeşlerine…
“FETO’nun doğduğu ev umumi tuvalet” yapılacakmış…
Seviye, düzey, hesap, iktidar, millet… 
Tüm bunları görüp, karşı tutum alıp; emekten, barıştan, eşitlikten ve özgürlükten yana yön alması gerekenler ise, bu oyunun bir parçası oluverdiler.
Hoş, hep böyleydi ama böylesi bariz, böylesi kör gözüm parmağına durumda bile…
Aslında CHP’nin AKP’nin esiri haline gelmesinin nedeni de bu entrikalar mıdır!
Dönen oyunların oyun içinde oyun çıkarıp onu böyle sarmalaması olmasa belki bir çıkış bulacak… Öyle mi?
Görünen o ki, bu defa şu kaset işi CHP’nin içini hepten karıştıracak diye, yeni esaret dönemi başladı Kılıçdaroğlu için…
AKP mitingine katılma kararı alınmasının altında da bu nedenler olsa gerek…
Bir yanı sistemi aklama, Kürtleri dışlama, demokratlardan uzaklaşma, bildiğin CHP ama günümüzdeki tümden AKP’nin koyduğu kurallar çevresinde dönen bir oyunun figüranları olma hali…
AKP ile baş etmek kolay değil, onun kurallarıyla girdiğin oyunda kaybetmekle kalmaz, neye uğradığını, ney bölündüğünü, nereye fırlatıldığını anlayamazsın bile…
Sarayın kapıları hep ihtişama açılmış gibi sunulsa da, bir de işin bu oyun ve entrika boyutu var.
Osmanlı tarihi hepten kara…
Mevcutlar oradan beslendiklerini ısrarla söylemiyorlar mı?
Boşuna “Osmanlı’da oyun çok” denmemiş olsa gerek.
Açın bakın Osmanlı tarihini, o ihtişamın, o iktidarın o imparatorluğun nasıl kanla kurulu olduğunu nasıl kanla karılı olduğunu görürsünüz.
Sadece seferler, savaşlar, yağmalar, ganimetler değil; bir de kendi kendine canilikler…
Her şey iktidar uğruna yapılmış…
Biri bir diğerine güvenememiş.
İktidar paylaşılmadığı, iktidara göz dikilmediğinde, Han’a, Hakan’a, Şah’a Sultana, Padişah’a kayıtsız koşulsuz biat edildiği, emrine girildiği takdirde her şey süt liman!
Yan yana, koyun koyun ama her kes tetikte, biri bir diğerini kollar ne zaman boğacak, bir dehlizde kıstıracak, bıçak saplayacak, çelme takacak diye.
Bu gelenek değişmez.
Bu tüm imparatorlukların kaçınılmazı!
Halka dayanmayan, işçi ve emekçilerin, ezilenlerin ve mazlumların kolektif yönetimine dayanmayan tüm iktidarların yazgısıdır bu…
Yıkılmaları da kaçınılmazdır.
Dün iktidar olanın, el etek öpülenin, karşısında yerlere kadar eğilinir ama ertesi gün ne olacağı belli olmaz bu zalim iktidarlarda.
AKP ile Fethullah Gülen kapışmasının esası da budur. İktidar kavgasıdır. Dün ikisi birlikte zulmediyor, sömürüyor, baskı uyguluyor, ırkçı politikalarda el birliği ediyor, Aleviye, Kürde farklı dil, kültür ve inançlara zulmediyordu, bu gün bir birlerine zulmediyorlar.
Günlerdir tolumu nasıl bir sitemle yönetildiğimizi anlatıyorlar. Ne caniler varmış. Valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri, savcılar, hakimler, yüksek mahkeme yargıçları, bürokratlar… Ne zalimler, ne katiller, ne entrikacılar, hainler, bombacılar varmış… 
Neler neler yapmışlar… Memleketin altına nasılda komple dinamit döşemişler…
Peki kim bunlar?
Dün devletin eline teslim edildiği atanmışlar.
Peki kim atamış?
Sizler, sizin iktidarınız.
Onca işlenmiş katliamdan söz eden yok…
Yani sizin iktidarınızda olanlar…
SOMA’dan, Ermenek’ten, Roboski’den, Gezi’de işlediklerinizden, gencecik bedenlerin katlinden… 6-7-8 Ekim’den, Lice, Cizre, Sur… Ankara Gar katliamından, Suruç’tan…
Sana dokunanı eziyorsun ama bunu, kalanı da ezmek için kullandığın ayan beyan ortada…
Bakalım işçiler, emekçiler, ezilen halklar bu oyunu ne zaman bozmaya kalkacak!