03 Ağustos 2016 00:50

Sağlıkta dönüşüm ve darbe

Sağlıkta dönüşüm ve darbe

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yaklaşık 10 yıl önce “Mehmetçik artık patates soymayacak” manşetiyle hissetmiştik orduda bazı birimlerin özelleştirleceğinin ipuçlarını. Tam da SSK Hastanelerinin sağlık Bakanlığı'na devir edildiği, Genel Sağlık Sigortası'nın (GSS) hayata geçirildiği günlerdi.

“İsteyen istediği hastanede muayene olabilecek” sihirli cümlesi ısrarla servis ediliyordu. Hatırlayacak olursak “SSK ve Bağ-Kur’lu hastaların ne eksiği var, onlar da üniversite hastanelerine sevk olmadan başvurabilecekler” denmekteydi. Buna denk olarak sonrasında askeri hastaneler de sivil hastaların başvurusuna açılmıştı.

SSK sağlık kurumları sağlığın finansman ve sunumunun bir arada yürütüldüğü yegane kurumlardı ülkede. 2015 yılında SSK sağlık kurumları Sağlık Bakanlığı’na devredilerek sağlığın finansman ve sunumunun  bir arada  olduğu model “yok edilmiş” oldu.

Finansman ve hizmet sunumu açısından kendi özgünlüğü olan bir diğer sağlık kurumu ise askeri hastanelerdi. Bu hastanelerde sivil hastaların da muayenesinin önü geçmişte açılınca döner sermaye buralarda da yer etmiş oldu. Ve bu hafta itibarı ile aynen SSK hastanelerinde olduğu gibi AKP Hükümeti askeri sağlık kurumlarını da Sağlık Bakanlığı’na devretmiş oldu. Denebilir ki “darbe” gerekçesi zamana yayılmış olan bu devir niyetini  hızlandırdı.

Zeki Gül: Darbe gerekçesi ‘joker’ olarak, sağlık ve sosyal güvenlik alanında da kullanılacağa benziyor.

Bu son hamle yani askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığı’na devri ile AKP Hükümeti’nin “ Sağlıkta Dönüşüm” emek örgütlerinin ise “sağlıkta neoliberal yıkım” olarak tanımladığı süreç kanımca hızlanmış oldu. “Sağlıkta dönüşüm” programının en önemli sacayaklarından biri olan “desantralizasyon” sona yaklaşıyor. Önümüzdeki yakın yıllarda sağlığın daha da özelleştirileceğini, sağlıkta piyasalaşmanın hızlanacağanı, kamunun sağlık ve sosyal güvenlik alanını özel sektöre devredeceğini öngörebiliriz.

Askeri sağlık kurumları “her  türlü hak ve yükümlülükleri, alacak ve borçları, sözleşme ve taahhütleri,  taşınırları ve taşıtlarıyla birlikte” Sağlık Bakanlığı’na devredildi. Aynen SSK örneğinde olduğu gibi. Bu gelişmeyi Sağlık Bakanlığı’nın şehir hastaneleri modeli ile birlikte düşündüğümüzde özelleştirmenin önce çok değerli askeri sağlık arazi ve binalarından başlayacağını söyleyebiliriz. Aynen eski SSK ve diğer kamu sağlık kurumlarına ait gayrimenkuller gibi.

Bu arada GATA Tıp Fakültesi dahil “GATA’ya bağlı yükseköğretim birimleri, her türlü hak  ve yükümlülükleri, alacak ve borçları, sözleşme ve taahhütleri, taşınırları ve  taşıtlarıyla birlikte Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne devredilecek ve bunlara  tahsisli taşınmazlar da üniversiteye tahsis edilecek” OHAL kararnamesi ile. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sağlık Bilimleri Üniversitesi ise “sağlıkta dönüşüm” sürecinin yeni “Truva atı” olarak algılanıyor sağlık meslek örgütlerince. Geçtiğimiz yıl içerisinde birçok eğitim hastanesi bu üniversiteye bağlamıştı. Böylece önümüzdeki 20 yılın akademik kadroları üniversitelerin görece özerk yapıları yerine Sağlık Bakanlığı’nca  dizayn edilecek. Şimdi buna GATA da eklenmiş oldu.

Kısmen SSK sağlık kurumları ile askeri sağlık kurumlarının Sağlıkta Dönüşüm programına dahil edilme biçimlerinin benzerliğine değinmiş olduk bugün. Bu eksende kapatılan SSK ilaç fabrikasına değinmemek olmaz. Halihazırda açık tek kamu ilaç fabrikası ise askeri ilaç fabrikası. Geçmişi Kırım Harbi’ne dayanan ve o dönem “Malzeme-i Sıhhiye-i Askeriye İmalathanesi” denen günümüzün MSB İlaç Fabrikası’nın kapatılma potasında olduğunu sanırım  sizler de öngörebildiniz.

Denebilir ki “darbe gerekçesi”bir ‘joker’ olarak yaşamın her alanında olduğu gibi sağlık ve sosyal güvenlik alanında da kullanılacağa benziyor.

Öyleyse sağlık hakkı için haydi dayanışmaya. 

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...