Mitingler, demokrasi ve emek mücadelesi
Fotoğraf: Envato
CHP ve HDP’nin “Darbelere hayır”, “Darbeler hayır hemen demokrasi” mitinglerine önemli kalabalıklar katılıyor.
“Ne darbe ne diktatörlük”, gibi hem darbecilere hem de darbe bahanesiyle AKP’nin tek adam diktatörlüğü heveslerine izin verilmeyeceğinin haykırıldığı mitinglerde, demokrasi ve özgürlük talepleri öne çıkıyor.
HDP, önceki gün İzmir Mitingi ile başlattığı seriyi 7 ilde yapılacak mitinglerle sürdürecek. CHP de İstanbul Taksim’den sonra 4 Ağustos’ta İzmir’de miting yapma kararını açıkladı.
Mitinglerin, AKP’nin “demokrasi nöbeti” adına sokakları terörize ettiği koşullarda demokrasi talebinde ısrar ve darbe girişiminin “lütfa” dönüştürülmesi heveslerine karşı da kamuoyunun duyarlılığını ifade etmesi bakımından önemi tartışılmazdır. Bu yüzden de bu girişimlerin çeşitlendirilerek, “Demokrasi istiyoruz” taleplerinin ne anlama geldiğini ifade eden taleplerin yükseltilmesiyle birleştirilerek sürdürülmesi için herkesin elinden gelen her katkıyı yapması, bundan sonra daha da önem kazanacaktır.
Yine KESK’e bağlı sendikalar başta olmak üzere emek güçlerinin OHAL uygulamalarının kendi üyeleri ve kamu emekçileri üstündeki baskısına karşı basın açıklamaları biçiminde tepkileri de yayılıyor. DİSK ve bağlı sendikaların yanı sıra Türk-İş üyesi sendikaların da OHAL uygulamalarından rahatsızlıklarını ifade etmeye başladıkları gözleniyor.
Öte yandan “Paralel yapı”nın ticari firmaları, okulları, hastaneleri gibi tesislerde çalışan işçilerin, emekçilerin işlerine toptan son verilmesinden sonra bu insanların nasıl geçinecekleri, kapatılan ya da başlarına “kayyım” atanan bu firmalarda çalışanların alacaklarının ne olacağı da belirsiz. Daha doğrusu Hükümet, “Ben kapatırım kayyım atarım, orada çalışanlar beni ilgilendirmez” havasında. Bu yüzden tesisler “paralel yapı”nın olsa da orada çalışarak geçinen binlerce emekçi (Giderek bu sayı daha da artacağa benziyor) “paralel yapı” damgasını da yemiş olarak işsizliğin ve açlığın girdabına atılacaklar, hatta atılmış bulunuyor.(*)
Bu ortamda yapılan mitinglerin, sadece “Diktatörlük değil demokrasi” demenin ötesinde demokrasinin bugünkü koşullarda savunulmasının ifadesi olan taleplerin de haykırılmasıyla renklenip zenginleşmesi gerekmektedir.
HDP’nin mitinglerinde bu konuda bir sorun bulunmuyor. Ama CHP’nin düzenlediği mitinglerde “Bayrak ve Atatürk posteri dışında bir alamet olmayacak” denmesi, belki Taksim Mitingi için bir anlama sahipti. Ama, bundan sonrası için Atatürk ve bayrakla sınırlamanın CHP mitinglerini anlamsızlaştıracağı, AKP’nin “nöbetleri”ni CHP versiyonu haline getireceği de apaçıktır.
Evet, AKP’nin “demokrasi nöbetleri”nde, “Bayrak dışında alamet yok. AKP, “Bayrağını alan herkes gelsin” derken aynı zamanda tüm diğer partileri de gereksiz gösteren bir “tek parti” olma gizli iddiasını öne çıkarmış oluyor. Dahası AKP kendisini darbenin “asli mağduru” gibi göstererek, bayrak etrafında bir savunma (Saldırı da denebilir) hattı oluşturmayı amaçlıyor.
İçinden geçilen koşullar dikkate alındığında CHP’nin kendisini “darbeye hayır” demekle ya da soyut, söylemden ibaret bir demokrasi istemiyle sınırlandırmasının sadece AKP’ye yarayacağı da apaçıktır.
Bu yüzden de CHP mitinglerinde elbette isteyen bayrağı ile Atatürk posteriyle gelebilir ama mitingde bayrak ve Atatürk posterinden başka bir pankart, poster, slogan, ... vb. taşınmayacak demek, hem ülkenin gerçekleri karşısında anlamsız hem de demokrasi kavramının özüyle de çelişir.
Örneğin CHP mitingleri, Kürt sorununun barışçıl çözümü, laisizm ve inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü talepleri, KHK ve Mecliste emekçiler aleyhine geçirilen yasalara tepkilerin dile getirilmesi bu mitingleri niye zayıflatsın ki?
Tersine şu günlerde bu mitinglerin bu taleplerle renklenmesi aynı zamanda nasıl bir demokrasi istendiğinin alanlardan on binlerin yüz binlerin ağzından ifade edilmesi her zamankinden de önemlidir.
Umalım ki CHP, AKP baskısıyla biçimlenen bayrak ve Atatürk posterleriyle sınırlı miting anlayışını dayatmaktan vazgeçsin ve geniş emekçi çevreleri için de bu mitingler demokrasi taleplerinin yanı sıra kendi taleplerini ifade etmelerinin bir dayanağı olsun!
(*) Hükümet de OHAL Yasası’nın tanıdığı KHK’lerle emekçileri toptan işten çıkarmalarla onları işsizliğe ve açlığa mahkum etmektedir. Bu yüzden de sendikaların CHP ve HDP mitinglerine kendi talepleriyle katılmak için girişimler yapmaları, önemlidir. Dahası her konfederasyondan sendika şubelerinin, emek örgütlerinin, yerellerde de taleplerini savunmak için yerel birlikler oluşturarak, mitingler dahil çeşitli eylem ve etkinlikler yapmaları hayati bir ihtiyaç haline gelmiştir.
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05
- İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir 13 Mart 2024 05:15
- İktidar ‘İstanbul’u alma’, muhalefet yurttaşın ‘stratejik oy’ kullanması peşinde! 09 Mart 2024 05:15
- Partisini motive edemeyen Destici, sorununu ‘Ebu Bevval’ olmakla mı aşmaya çalışıyor? 17 Ocak 2024 04:11
- Tüm emek güçleri için ‘haydi mücadeleye’ dönemi! 14 Ocak 2024 04:55
- Erdoğan, Murat Kurum’u neden İBB’nin adayı yaptı? 10 Ocak 2024 05:00
- İş yerleri kaynıyor; mevsim kış ama havada ‘işçi baharı’ kokusu var! 07 Ocak 2024 04:58
- Lübnan ve İran’daki saldırılar İsrail-Filistin Savaşı’nda neye işaret ediyor? 05 Ocak 2024 04:57