30 Temmuz 2016 01:00

Darbe girişimi kimin lütfu!

Darbe girişimi kimin lütfu!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Darbe girişimi Saray için bir olanağa dönüştü. “Gitmem” diyenler Saray’a da gitti… Saray ve çevresi adeta zil takıp oynuyor.
Darbe girişimi, tıkanmayı aşmanın olanağına dönüştü.
Rusya ile girilen kavgadaki hüsran…
İsrail üzerinden İslam dünyasına hükümdar havalarının sönmesi…
Mısır’daki Musri serüveninin bitişi…
Suriye’nin fethindeki ricat… Ve Ortadoğu politikasındaki derin iflas...
IŞİD ve türevleriyle girilen ilişkiler rezaleti...
Kürt halkının demokratik hak ve özgürlük taleplerinin şiddet ve kanla bastırılamayacağının görülmesi…
Aydınlar, akademisyenler, gazeteciler susmadı, susturulamadı...
Ekonomideki terse dönme emareleri…
Mülteci akınının ticarete ve politik ranta dönüştürülmesi oyunun bitişi…
AB ile kapalı kapılar ardında yapılan gizli kapaklı anlaşmaların ifşası…
İçeride ayyuka çıkmış baskı ve şiddet politikasının çıkmazı…
MHP’nin teslimiyeti, CHP’nin her duruma olurunun bile onları kurtaramadığı bir zamanda yeni bir kurtuluş ışığı…
Darbe girişimi Hızır oldu, imdada yetişti.
Hem de erkene alınarak!
İlk günün hüznü, cenaze namazlarındaki ağlamalar yerini şenliğe, bıraktı.
Arada bir boğulmalar, tıkanmalar, duygusal durumlar, birkaç gözyaşı olsa da meselenin esası zafer şenliğidir…
Zafer şenlikleri falan diyerek tüm toplumu esir almaya, saltanatlarını sağlamlaştırma sürecine payanda etmeye çalışıyorlar.
“Hakimiyet Milletindir”
Tüm şehirleri donattılar. Metrolarda, garlarda, garajlarda mehter marşları, zafer şarkıları…
Tümü de AKP’nin zafer narası, seçim propagandası, Saray’ın tahkimi.
Hakimiyet milletindir… adı altında tek kişi hakimiyetinin tahkimine yönelik propaganda gemi azıya aldı.
Slogan tüm kodları içinde barındırıyor. Göndermeleri sağlam.
Ta Menderesten… Ondan da evveline…
Milliyetçilik, mukaddesatçılık, Osmanlıcılık…
Tabii tekçilik…
Neresinden tutacağını bilemez oldular.
“Bu bize Allah’ın bir lütfu” diye boşuna demediler.
Ye ye bitmiyor.
Dün hoca efendilerinin ayaklarını öpenleri kırbaçlıyorlar. Peki, hanginiz öpmediniz…
Dün birlikte tavaf ettikleri, dizlerinin dibinde durdukları, el etek öptüklerini yerle bir etme savaşını iktidarlarını tahkim ederek, halka daha güçlü saldırmanın hesaplarını yapıyorlar.
Aradan iki hafta geçti ama binyıl yiyip yiyip geçineceklerini sanıyorlar.
Darbe girişimi güç ve kudreti arttırdı.
Balans ayarı çekmenin devasa olanaklarını yarattı.
Birbirleriyle kıyasıya girdikleri iktidar kavgasını demokrasi savaşı olarak sunmaya çalışıyorlar.
Devleti tüm kurumlarıyla elden geçirme, onarmanın olanağına dönüştü.
Çatıdan mahzene, tavandan bodruma, tüm sistematiği elden geçirme, onarma, ele geçirme, tam tahakküm süreci… Aslında her bir şeyi biliyorlar.
Her şeyi elleriyle koymuş gibi buluyorlar.
Zira hep birlikte kotardıkları, aynı kaynaktan beslendikleri ve aynı yolun yolcusu olduklarını bilmeyen yok.
Birbirlerini idare ederek ta buraya kadar geldiler.
Şimdilerde olan, yeni sürecin tahkimi için
Darbe girişimi bitmiş tükenmiş olan “mağduriyet” imkanını nura çevirdi!
Darbe girişimi milliyetçiliğin, dinciliğin, kişi kültünün zirve yapmasının vesilesi oldu.
Darbe girişimi “Demokrasi Nöbeti” adı altında dün “Mustafa Kemalin askerleriyiz” diyenlerin farklı bir versiyonunu yarattı. Slogan olarak haykırıldı mı bilmiyorum, ama bir “Başkomutan” söylemi daha şimdiden baya yaygınlık kazandı. Ana muhalefet başta olmak üzere muhalefet dize geldi.
HDP ise hepsinin sevmediği...
Saray’a gitmem diye yemin billah edenler gidip Saray’da çaya kahveye durunca, Saray’daki de onlara ufak bir lütufta bulundu.
“Size açtığım tüm davaları geri çekiyorum” demiş.
Herkes mutlu.
Dün Mehmet Yurtman tutuklandı.
Bizim Şebnem’in babası…
Ve saraydakinin kahve ısmarlamak ve teşekkür etmek için ayağına çağırıp, davalarını geri çektiği liderlerden çıt yok!
10 Ekim’de Ankara Garı’ndaki IŞİD katliamında hayatını kaybeden Şebnem Yurtman’ın babası Mehmet Yurtman cumhurbaşkanına hakaretten tutuklandı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...