28 Temmuz 2016 00:54

Acil anayasa değişikliği

Acil anayasa değişikliği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gazetelerin yazdığına göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile bir araya gelen Başbakan Yıldırım, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli zirvesinden anayasa değişikliği kararı çıkmış. Bazı haberlere göre daha önce Anayasa Komisyonunda uzlaşılan altmış madde hızla TBMM’den geçirilecekmiş, bazı haberlere göre ise acil beş altı madde el birliği ile Meclisten geçirilecekmiş. Acil denen pakette ise yargı ile ilgili bölümler varmış. Bu iddiayı yazanlar daha da detay veriyor. HSYK, Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu olarak bölünecekmiş ve HSYK üyeleri TBMM tarafından seçilecekmiş.

Anayasa değişikliğinin daha kapsamlı olanını bir tarafa bırakalım. Acil küçük paket üzerine birkaç söz etmek gerekiyor.

Acil paketten anlaşılıyor ki; AKP hâlâ akıllanmamış. İktidara geldiğinden itibaren devleti hep İstanbul Belediyesi gibi yönetmeye çalıştılar. Hep kısa vadeli, günlük kararlar ve önlemler. Yargıda ulusalcılar mı çoğunlukta, onları yönetim kademelerinden uzaklaştıralım yerine Fethullahçıları getirelim. Bürokrasiye ve orduya ulusalcılar mı egemen, onları tasfiye edelim yerine Fethullahçıları getirelim. 

Şimdi Fethullahçıları tasfiye edip, bu sefer kendilerine yakın olduklarını sandıklarını yargı ve bürokraside yükseltmeye çalışıyorlar. Orduda ise Fethullahçıların yerine bir önceki dönem bir kısmı tasfiye edilen, bir kısmı etkisizleştirilen ulusalcılar getirilmeye çalışılıyor. 

AKP’ye bir süre sonra, bugün “Benim adamım” diye getirilenler kazık atabilir.

Bunun çaresi, orduya, polise, yargıya, bürokrasiye adamını yerleştirme politikası değil, liyakata göre seçim ve yükseltme politikasıdır. Yani yukarıda sayılan kurumlara KPSS veya benzeri sınavla personel alacaksın, sağcı, solcu, şucu, bucu demeyeceksin ve çalıştığı sürece liyakata göre yükselteceksin. Örneğin, hakimler verdikleri kararlara göre not alır. Kararlarında hukuk ve kanuna uygun hükümler veren, kararları Yargıtay tarafından çok bozulmayan hakimler daha çok puan alır, verdiği kararların yüzde yetmişi Yargıtay tarafından bozulan hakimler ise iyi hakim sayılmaz. Eğer, hakim alımlarında bu solcuydu, bu Aleviydi, bu Kürt’tü diye ayrımcılık yapmazsan ve alınan hakimleri liyakata, başarıya göre yükseltirsen, bir de birinci sınıf hakimler içinden Hakimler Yüksek Kurulunu seçimle oluşturursan bugünkü sorunları yaşamazsın. O zaman Hakimler Yüksek Kurulu ne salt Fethullahçı olur, ne ulusalcı, ne de AKP’ci olur. İçlerinde her siyasi çevreye sempati duyan ama birlikte çalışan bir heyet oluşur ve son yıllardaki ayak oyunları, dengesizlikler, saçmalıklar ortaya çıkmaz. 

Hakimler Yüksek Kurulunu TBMM’nin seçmesi de eski yapıya benzer sonuçlar doğuracaktır. Seçilmek istenen hakimler iktidar partisine yaltaklanacak ya da iktidar partisine yakın hakimler bu kurulda çoğunlukta olacaktır. 

Her on yılda bir darbe yapılmayan ülkelerde burjuva devletleri sorunu böyle çözüyor. Dinle devlet işleri birbirinden ayrılarak laik devlet oluşturulmuş ve devlet bürokrasisi bütün burjuva siyasi gruplara ve tekelci sermaye gruplarına eşit mesafede konuşlandırılmış. 

Tabii, en demokratik olanı halkın kendi kendini örgütleri aracılığıyla yönetmesidir. Bir halk iktidarıdır. Fakat, bizim gerici siyasi klikler yüz senedir bir burjuva devletini bile doğru dürüst çalıştırmayı beceremediler. Onun için bir halk iktidarına yerlerini bırakmaları belki bu yüzden daha kolay olacak. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...